∆
Ağırlaşmış gözlerimi açmaya çalışmak oldukça zordu. Bedenim bulutların üstünde gibiydi ve bu öldüğüme bir işaretti anlaşılan. Yiine de uzakta bir yerlerde acı çekiyordum. Cehennemin kapısında cezamı bekliyordum belli ki.
Saçma sapan rüyalarla dolu saatlerden sonra üstüme sivri dişleriyle koşan birini görünce, nihayet bu eziyette bitmişti. Bu rüyamda kaçıncı ısırılıp öldürüldüğüm andı bilmiyordum. Ama ilk defa uyanmak için can atmıştım. Ter içinde sıçrayarak uyandığımda ise varlığına bile inanmadığım tanrıya o an ilk defa şükrettim. Sonunda bitti sonsuz döngüm.
Nefeslerimi dizginlemeye çalışırken elim kalbimde tavana bakıyordum. Sanki maraton koşmuşum hızıyla atıyordu. Sanki bu son yaşanılan şeyler rüya gibiydi. Bekle.. Tabi ki rüyaydı.. Kafam son zamanlarda çok fazla vampirler hakkında doluydu. Bilinçaltıma işlemişti anlaşılan.
Doğrulmak için hamle yaptığımda ise çok keskin bir acı bütün bedenimde baş gösterdi. Acıyla inleyerek tekrar yatağa düştüğümde yaşanılan her şey oldukça gerçekti. Kollarımı göz hizamda kaldırdığımda iki bileğimden koluma kadar sargı bezlerini gördüm. Şaşkınla iki koluma bakakalırken çığlık atıp atmamak konusunda dehşet içindeydim.
"Hayır, hayır, hayır! rüyaydı bu!" Vücudumu deli gibi hareket ettirirken ve kollarıma bakarken karın kısmımdan yayılmaya başlayan iğrenç acıyla ağlamaya başlamıştım. Hayır rüya olmalıydı.
Parmaklarım karnıma giderken oradaki sargı bezini de hissedince her şey tokat gibi çarptı yüzüme. Bu sefer acıyı umursamadan doğrulduğumda ise bir şey daha fark etmiştim. Burası kesinlikle benim odam değildi. Bir yabancının yatağında çaresizce duruyordum.
Gözlerimden yaşlar akarken etrafa bakma fırsatı bulamadan kapıdaki hızlı ayak seslerini duydum. Hemen kendimi korumak için etrafa baktığımda onlar kadar hızlı davranıp komidinin üstündeki küçük sürahiyi sertçe olduğu yere vurdum. Büyük keskin bir parçayı elime aldığımda kapı çoktan açılmış içeri iki kişi girmişti. Yatakta iyice geriye gidip cam parçasıyla onlara baktım.
"Sakın yaklaşmayın! Öldürürüm sizi!" Orta yaşlı bir çift kapının önünde durduğunda hızlıca onlara göz attım. Hala ağlıyorken ve ellerim titriyorken cam parçası her an düşecek gibiydi. Adam bana doğru bir adım attığında cam parçasını daha sıkı tuttum. "Yaklaşma,boğazını keserim senin!"
Her hareketlerine dikkat etmeye çalışırken adam bir adımda durup ellerini kaldırdı. Son kalan gücümle dikkatlice inceledim. Her şey normal gibiydi. Ta ki gözlerini görene kadar. Sarı gözler... Bu ikisi de vampirdi.
"Ne istiyorsunuz benden!" Hıçkırıklarımı tutamayarak ağlamaya başladığımda görüş alanım bulanıklaşmıştı. "Yemin ederim kimseye bir şey demeyeceğim. Lütfen bırakın beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meets evil | chaelisa
Fiksi PenggemarRosé kasabanın delisinden var olmadığına inandığı vampirler hakkında ilginç bilgiler dinledikten sonra, merakına yenik düşer. Bir gazeteci olarak araştırma yapan Rosé, ormanın derinliklerinde ona oldukça kızan vampirler ile yüzleşir. Lalisa Manobal...