Sanırım Narkozu fazla kaçırmıştım hâlâ baygındı sandalyeyi önüne çekerek oturdum bir süre onu izledim Dalgalı ,Buğday Saçları, Öpülecek Dudakları ile Çok Yakışıklı Gözüküyordu. Bunu Sana Kendi Bencilliğim sebebiyle yaptığım için Özür Dilerim fakat başka çarem yoktu. Göz kapakları hareketlendindiğinde oturuşumu dikleştirdim. 'sakin ol Eliza.' Etrafa bakındı ipler Ellerini, vücudunu zor zaptediyordu. Damarları kasılıyordu onu öylece izleyebileceğimi fark etmiştim. Gözleri Aşağıdan Yukarı tırmandı. Beklediğimden daha sakindi. Hafifçe Gülümsedi. Gülümsemesi silindi. "Hayatımdan Memnun değilim dediğimde bunu kast etmemiştim"dedi.
"Neyi kast ettiğini biliyorum ama şuan konumuz bu değil"
"Kızım Sen Kafayı mı yedin? Bir hastalığın falan mı var? Buna Adam kaçırmak denir. Öyle kafana göre yoldan geçeni kaçıramazsın hatta bırak beni onları kaçır s*keyim böyle işi"
"Küfür etmek Senin gibi Yakışıklı Birine hiç yakışmıyor bir daha küfür edersen O dudakları Öperim"
"Öz güvenine hayran kaldım doğrusu Yalnız benim nişanlım var onu aldatamam kusura bakma hadi çöz beni işim gücüm var çocuk oyunu oyanayamam"
"Nişanlın umrumda değil İstediğim başka bişey var"
"Para mı? Eğer istediğin tek şey lanet olası paraysa sana senin istediğinden daha fazlasını veririm yeterki bırak beni"
"Paranı istemiyorum. Seni İstiyorum. Benimle Bu Gece Evlenmek zorundasın"
Hangi cesaretle söylediğimi bilmiyorum ancak o sözlerden sonra Sessizlik Hakkını kullandı yeri izledi. Nişanlısına ne diyeceğini düşünüyordu muhtemelen.
"Nişanlını merak etme onu ben hallederim"dedim.
Kafasını yerden kaldırıp benimle göz teması kurdu. İlk gözlerini kaçıran o oldu. Dudakları aralandı fakat bir şey söylemedi. Vicdan azabı çekiyor gibi hissediyordum onu çözmeli miydim? Ya benim hayatım ne olucaktı? Onu çözersem hayatım cehenneme dönecekti.
"Seninle Evlenemem Yeterince hayatım karmaşık senide sürükleyemem nefret edemem."dedi. Kafası yerden ayrılmıyordu. "Evlilik Sözleşmeli olucak Sadece 12 Ay birlikte kalacağız ardından herkes kendi yoluna. Buna mecburum Bu akşam Babamın Yanına Seni Götürmezsem Beni istemediğim biri ile evlendirecek."
"Beni istiyorsun yani?" Güldü.
"Ne? Hayır tabiki ama Hoş çocuk olduğun gerçeğini saklayamam Sana karşı bir şeyler hissetmiyorum. Babamı evli olduğuma inandırmam gerekiyor Bu herhangi biri olamazdı Terbiyeli,Yakışıklı, Nazik biri gerekiyordu Sende Kriterlerime uyduğun için bir süre seni izledim seni kaçırmak içinde fırsat kolluyordum ve bak işte burdasın"
"Ne yani öylece teklifini kabul mu edeceğim?"
"Sadece 1 Sene bana katlanıcaksın ondan sonra özgürsün ve evet kabul edeceksin yoksa kız kardeşin peline veda et bunun olmasını ikimizde istemeyiz anlıyor musun?"
Gözlerini kapattı ardından geri açtı derin bir nefes aldı."Getir Lanet kağıtları!" Tiksiniyormuş gibi bana bakıyordu. Onun bakışları altında eziliyordum belkide. Kağıtları önüne koyduğumda bir elini çözdüm kalemi uzattım. Evlilik sözleşmesini imzaladı bende imzaladım. Odaya avukat girdi sözleşmeyi avukatıma uzattım. "Artık evliyiz Kocacım" diyerek gülümsedim. Onun gülümsemediğini görmek zor değildi nasıl gülümseyebilirdi ki? Şantaja tehditlere rağmen.
Avukat odadan çıktı. Onu çözdüm. Çözdüğüm an kendimi duvarda buldum. Beni duvara yasladı. Elleri, bileklerimi çok sıkı tutuyordu.
"Senden Nefret Ediyorum Kolay Kolay kimseden nefret etmem ama sen illa gel benden nefret et diyorsun bu seçim senin hayatına mâl olacak bunu sakın unutma!" Bir süre tepkimi izledi. Geri çekildi.
Kahkaha attım. "Ne sanıyorsun? Lise hayatında ki o kıza kötü davrandıktan sonra mutlu mesut yaşayacağını falan mı? Ne kadar da komik artık elimdesin ve sana söz veriyorum hayatını cehenneme çevireceğim burası bizim yatak odamız ama belli bir sınır çizeceğim o sınırı ikimizde geçmeyeceğiz geçersen bedelini ağır ödersin bilirsin acımayı sevmem merhamet yoktur bende" elime aldığım bant ile yatağın ortasından odanın çıkışına kadar yeri bantladım odayı ikiye ayırdım. Her iki tarafta da giysi dolabı vardı. Problem olmayacaktı."Sen- o nasıl?" Ağzından döküldü. Acıyla tebessüm ettim belli etmeden. "Hadi ama bordolu fazla vaktimiz yok giyinde çıkalım."
"Bordolu mu? Sen-" sözünü keserek konuştum. "Kelime oyunu için zamanım yok ben çıkıyorum bordolu sende hazırlanınca çıkarsın"
******
Eliza odadan çıktığı anda Ayaz'ın kafasına kaynar sular döküldü, bu o kız olamazdı zorbaladığı çirkin lakaplar taktığı kıza benzemiyordu. O zamanlar gözlüğü vardı kiloluydu ama bu dalga geçmek için bir sebep değildi bunu biliyordu o zamanlar o kızla uğraşmayı seviyordu. Okulun zorbasından korumak isterken kendi, zorba olarak anılmıştı. Dolabı açtı. Bir sürü takım ve eşofman takımları vardı. Siyah takımlardan birini üzerine geçirdi. Odadan çıkar çıkmaz saray gibi bir yerde olduğunu anladı. Pek umursamadı zengin bir kızın saçmalıklar uydurarak onu düşüremeyeceğini biliyordu.
*****
Tedirgindim. Babamın ne tepki vereceğini dahi bilmiyordum. Ayaz o hak etmişti. Başına gelecek herşeyi hak etti. Kapı da durmuş öylece onu bekliyordum. Yanıma mert geldi mert yaklaşık 5 yıldır bana platonikti. 5 yıl önce yanıma işe almıştım şoförlüğümü yapıyordu lakin bana olan hislerini öğrendiğimde işten çıkardım. “bana tercih ettiğin herife bak daha kıravat nasıl bağlanır bilmiyor”mertin sözlerine göz devirip Ayaz'ın yanına gittim ne yaptığımı anlamadı kıravatı düzgünce bağlayıp dudağının kenarından öptüm. Merte döndüğümde kaşlarını çatmış ayaza bakıyordu. Ayaz belimden tuttup beni kendine çekti. Kulağıma“seni sevenler umrumda bile değil ama rol yapacaksak gerçeğe dayanmalı bu yüzden bir daha sakın beni öpme” gülümsedim. Sesli bir şekilde“ Bende seni seviyorum Sevgilim” dedim birlikte hazırlanan arabaya bindik. Mert olduğunu yerde kalakalmıştı. Arabadayken ben sağ o sol tarafa oturmuştu ortayı elbette boş bırakmıştık. Telefonum çaldığında gözleri telefona kaydı. Evet arayan kişi benim küçük kız kardeşimdi. Ben onu ”hayatımın anlamı❤️” şeklinde kaydetmiştim. “sevgilin arıyor açsana” dedi. Kıskanç şimdiden başladı kıskançlığa telefonu açtım “abla gelirken kelebeklerime çiçek getirir misin?” sesi çok tatlı geliyordu. “tamam canımın içi” dedim. Telefonu bir anda kapattı. Sanırım şarjı bitmişti. “baksana o bile dayanamadı sana"dedi Ayaz. Gözlerimi devirdim. Yola odaklandım. “neden bordolu? Sahi o sen misin?”sorularını yanıtsız bırakarak şoföre şarkı açmasını söyledim. “yada siktir et sormadım say”dedi. Karşılık olarak"burda soruları ben sorarım ve sende cevaplarsın keyfim isterse yanıtlarım” sırıttı. “seninle iyi anlaşıcaz güzellik”
Anlık iç sesim 'siktir amk aynen öyledir canım sen daha bi babamla tanış'
Araba yavaşlayıp durdu "geldik hanımefendi”
Kapımı açtı hizmetliler arabadan indim. Ufaklığım koşarak kucağıma atladı. Sımsıkı sarıldım ona “hani çiceklerim” dedi minik elleriyle saçlarıma dokunup. Kucağımdayken arabanın arkasına geçip bagajı açtım renkli çiçekler ve kendi ellerimle yaptığım kurabiyeleri miniğime verdim. Yere yavaşca bıraktım. Anneme koşarak gitti. Bende yanına gittim anneme sarıldım. Babam da yanıma gelerek bana gülümsedi kollarını açtı sımsıkı onada sarıldım. Ayaz arkada bizi seyrediyordu. “Ayazcım Gelir misin?” Ayaz istemeye istemeye geldi. Babamın ve annemin elini öptü. Babam pek mutlu değildi bana gülümseyip ona umursamazca bakıyordu. İçeri geçmemizi söylediğinde Ayaz'ın koluna girdim neden hiç kaçmaya çalışmamıştı ya da neden hemencecik kabul etmişti. Bilmediğim bişey vardı.Yeni kurgumuz bu arkadaşlar uzun zamandır yoktum farkındayım ama artık sahalara geri döndüm Instagram hesabı açtığımda kesitler olsun fragman olsun paylaşacağım
![](https://img.wattpad.com/cover/357580952-288-k386267.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Sözleşmesi
Teen FictionYaşadığı zorluklara katlanılmaya mecbur bırakılan Eliza Ayyürek, geçmişinin intikamını alabilmek için Babasının yardımıyla geçmiş zorbasına evlilik sözleşmesi imzalatır. Ayaz Soykan, Elizanın hayatına girdiğine pişman olsada rolünü koruyacaktır. Yak...