"Bu üniversitede devam kalmak istiyor musun?" Fısıltı gibi çıkan cümleleri bir bıçak gibi kulağımı kesip geçti, kanadığımı hissettim ama bir o kadar da kanamadığımı algıladım.
"Evet." Yutkunmamın eşliğinde gözlerime kara bir bulut indi, ondan korks...
Keyifli okumalar dilerim🖤 nisadoganayy (Satır aralarına yorumlarınızı yazmayı unutmayın, olur mu? Ben size buraya bir yıldız bırakıyorum ve sizinkileri de bekliyorum 💫
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ALTINCI BÖLÜM
~LARISSA WEST~
Altı saat geçmişti, Lily'nin benden özür dileyişinin ardından altı saat. Bu süre içerisinde yaptıklarımın listesi kabarık değildi, derslerime girip ders çalışmıştım sadece.
Derslerimden hiçbir şey anlamıyordum, ne yazdığımdan ne de okuduğumdan bir şey anlıyordum. Bir saatten beri kütüphanedeydim ve ders çalışıyordum, birazdan kafayı yiyecektim bu dersler yüzünden.
Dersini görmediğim bir konuyu nasıl öğrenebilirdim ki? Elimde telefonum bile yoktu, internete girip bakamıyordum bile. Hepsi o Zoe denen kızla Atlas yüzündendi! Yine Zoe bir tarafa da Atlas'a çok öfkeliydim, ondan nefret ediyordum.
Hepsi onun yüzünden olmuştu çünkü.
Annemin kolyesi, telefonum, gururum..
"Göreceksin, adi pislik!" diye mırıldandım kendi kendime. "Bana yaşattıklarının hepsini ben de sana yaşatacağım. Sadece bekle.." Ben kendi kendime mırıldanmaya devam ederken birden yanımdaki sandalye çekildi ve biri yanıma oturdu. Bu beklenmedik bir hareketti.
"Senin burada ne işin var?" dedim bıkkınca yanımda oturan herifi görür görmez. "Atlas'ın köpekliğini yapman gerekmiyor muydu senin?" Önüme döndüm ve önümdeki kağıtı okuyormuş gibi yaptım. Onunla muhatap olmak istemiyordum, Atlas'ın emirlerinde gezen biriyle işim yoktu benim.
"Videonu gördüm," dedi ona bir bakış atmamı sağlayarak, sarı saçları her zamanki gibi düzenli görünüyordu, üzerinde gri bir kazak ve koyu mavi bir kot vardı. Yakışıklı bir erkekti ama karakteri maalesef değildi. Gerçi.. Lord'ların hepsi öyleydi. "Onlardan uzak dur demiştim, Larissa," diye fısıldadı, yüzünde ciddiyet hakimdi. "Atlas'ı kızdırdın ve şu anda bunun bedelini ödüyorsun."
Sinirlendim, şu anda böyle konuşuyor olmasına çok sinirlendim. "Ne yapsaydım, Aaron?" dedim diklenerek. "Onun altına mı girseydim!" Aaron duraksadı ve inanmayan gözlerle bana baktı. "O herif bana bunu teklif etti ve bende reddettim, işte tam olarak bunun bedelini ödüyorum! Bilip bilmeden konuşma!" Daha da şaşırdı, resmen yüzüme bakakaldı.
Kısa bir sessizlikten sonra "Sen ciddi misin?" diye sordu, "beni kandırmıyorsun?"
Gözlerimi devirdim ve tekrar önüme döndüm. "Sana yalan borcum olduğunu düşünmüyorum." Aaron birden kolumu tuttu, kaşlarımı çatıp ona baktığımda bu sefer bana endişeyle baktığını gördüm. "Ne yapıyorsun?"
