Mutsuzluk benim için bir zorunluluk. Çoğu kişiyede böyle oluyor ama asla birbirimizi bulup destekleyemiyoruz. Overthinkerler da aynı şey. Ama şöyle bir şey var ki; Bizler her zamanü sevdiklerimizi veya sevindirmek istediklerimizi ön plana koyuyoruz ama kendimizi her zaman unutuyoruz. Biz bir küçük sarılma bile yeterli olucak kadar yanlız ve tutsağız. Çoğumuz sürekli insanları "Arkadaşım" olarak tanıtmasına rağmen, O arkadaşım dediği kişi her zaman onu arka plana atan ve asla bir şey yapalım mı diye sormayan insanlarsan ibaret.
İstersen paketlerce yiyecek ısmarla seninle konuşya bile zor gelicek.
Bu hikayeyi yazma sebebimde bu. Bunu görecek insanlar ve az sonra hikaye bittikten sonra paylaşacağım arladaşlarım beni ve etrafındaki diğer overthinkerları ve mutsuzları görsün diye Çünkü Onlar sana kendilerinden daha fazla ilgi gösterirken hiç bir zaman kendilerine aynı ilgiyi göstermiyor veya kimse ilgi göstermiyor. Sürekli yanınızda gülüyor ama aslında sürekli içinde ağlıyor, klişe gelebilir ama biz böyleyiz. Toplum içinde mutlu bir kimleğe bürün ama kendin olunca herkes seni fazla dertleşiyor diye kenara atsın.
Kimsenin takmadığı zamanlar olur. Mesela sınıfta sadece oturursun ama sadece oturursun. Bir şey olsun biri beni çağırsın diye beklersin kimse seni çağırmaz herkesin arkadaşı vardır. Benimkiler nerede? Sürekli insanların yanına gidip ben mi bir şey anlatıcam niye onlar benim yanıma gelmiyo niye sürekli ben yanlarına gitmem gerekiyor konuşmalarına katılmak ve muhabet için? Ben arasıra sadece insanlarla konuşmak için ilgi çektiğim oluyor, Övgü almak için veya poh pohlanmak için değil. Tek amacım insanlarla konuşmak. Ama bazen sahte kimliğini o kadar fazla kullanıyorsun ki, Herkes seni bazen güler yüzlü olarak biliyor.
Kimse yanına gelmiyor.Bazılarımız İntihar etmek istiyor ama kendi canını almak istemiyor sadece doğal yollardan ölmek istiyor. Buna Pasif İntihar deniyor ama çoktan o kişiler duygularına ve güler yüzlerine bıçağı saplamış, kanamadan ölmüş cesetlerine günlerce bakıyor.
Sadece biraz ilgi... Küçük bir sarılma... minik bir sohbet... Sadece beraber yürümek bile yeter. Ben sadece öyle oturup beklerken herkes öncelik verdiği kişilerle geziniyor. Ama kimse şununla gezineyim, Şununla konuşayım demiyor.
Benim öncelik verip yanına gittiğim insanlar, benim ihtiyacım olduğu zaman neredeler?
Bir mutsuzun sürekli yaşadığı korkunç şey,
Sürekli Başkasına, Kendinden Daha Fazla Değer Verip; Aynı değeri karşıdan alamamasıdır. İşte bu Bir Mutluyu bozar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verdiği His.
Non-FictionGeçmişte yaşadığım, etkilendiğim ve kendimi zihnime kapadığım zamanki anılarımı buraya aktarmak istedim. Not: Okurken arkaya gerici müzik veya önerim olarak Weirdcore playlist açabilirsiniz. Aynı zamanda buz gibi soğuk bir odada okumanızı tavsiye ed...