0.2

355 26 2
                                    

Milena'nın Ağzından;

Almeda'nın gelmesiyle sandviçin midemi bozduğunu biraz karın ağrısından dolayı kenardaki işleri halletsem daha iyi olacağını söylemiştim. O da endişeyle kabul edince sipariş almaya onu iteklemiştim bir diğer deyişimle. Disk büyük olduğundan bazı müşterilere de ben yardımcı oluyordum ne istedikleri konusunda. Barış Alper Yılmaz'ın olduğu tarafa bile bakmaya tenezzül etmemiştim.

Önümdeki tabureye yeni bir genç kız yerleştiğinde gözlerim ilk onda gezinmiş, sonra ukala futbolcuya kaymıştı. Top peşinde koşandan nezaket ya da kibarlık beklenmezdi zaten diye geçirmiştim içimden. Normalde asla böyle önyargılı bakmazdım fakat şu an ünlü olduğu için bu ukala tavırlara kapıldığını düşünmeden edememiştim.

Gözlerimin onu bulmasıyla göz göze geldiğimizde sanki çok uzağımdaymış gibi elini kaldırmış, bir şeyler isteyeceğini açıkça belli etmişti. Gözlerimi istemsiz devirirken bu halime kaşlarını çatmış, yine kendisini rahatsız ettiğimi açıkça beyan ettiği şekilde aptalca sırıtmıştı. Ben ise onunla ilgilenmek yerine Almeda'ya yaklaşmış, onu işaret edip bakması gerektiğini söylemiştim. O kafasıyla onaylarken onun yanına oturan kıza dönmüştü bakışlarım.

" Ne almak isterdiniz?"

Düşünür gibi yapıp aklındaki şeyi söylediğinde onu onaylamış, bedenimi tamamen delen bakışlardan hızlıca kaçmak için kokteyli hazırlamaya başlamıştım. Ailem burada çalıştığımı kesinlikle bilmiyordu. Onlara bir cafede çalıştığımı, yorucu olmadığını söylemiş, içlerini rahatlatacak şekilde küçük yalanlar söylemiştim. Ama bilmiyordu ki kızları isimlerini bile bilmediği alkolleri hazırlamayı öğrenmişti. Babam asla buna sıcak bakmazdı.

Hazırladığım kokteyli diske bırakırken gözlerim önümdeki müşterilerimde durmuştu. Gördüğüm kadarıyla yalnız kalmak isteyen Alper Bey şu an biraz önce gelen ünlü ve süslü olduğu her halinden belli kızla sohbet ediyordu. Ya da kız onunla etmeye çalışıyor ama söyledikleri şeyler havada asılı kalıyor gibiydi.

Aman diye söylenerek arkamı dönerken yine ilk boşluğunda karışımlar deneyen Almeda'ya istemsizce kahkaha atmış, hemen yaptığı şeyi tatmak için pipetten bir tanesini çekmiştim. O içindekileri sayarken pipetimi bardağa yerleştirip koca bir yudum almış, beğendiğime dair mırıltılar çıkartmıştım müzik sesinden duymayacağını bilsem bile. Alkollü yapmıştı yine fakat gayet hoşuma gitmişti. Kafamı sallayarak iki yana sallayıp tekrar birkaç yudum daha almış, Almeda'nın pipeti tuttuğum elime vurmasıyla yüzümü buruşturarak geri çekilmiştim.

"Yaaa, daha ben içmeden kendi yaptığım şeyi bitirdin Milena."

"Aman be, tekrar yap sende. Arada bir hoşuma gidiyor zaten."

Onun içisini izlerken kafamı ön taraflardaki localarda gezdirmiş, taburede oturup futbolcuların locasına bakan tek başına oturan kızı da fark etmiştim. Demek Barış Bey ondan da rahatsız olmuş, arkadaşlarının yanına dönmüştü. Localardaki boş bardakları toplamak bana düştüğünden elimdeki tepsiyle bardan çıkmış, en ilerdeki locadan başlamak için diğer locaları geride bırakmıştım.

Geçerken sesli kahkahaların hâlâ eksilmiyor oluşu sporcu adamların bir hayli sarhoş olduğuna kanaat getirmeme neden olmuştu. Doruk'a baktığımda ise halinden gayet memnundu. Hatta onu Dorukhan Toköz'le sohbet ederken bile görmüştüm.

Birkaç bardakla bara doğru ilerlemek için dönmüş, dönmemle kaya gibi bir şeye çarpmam bir olmuştu. Panikle kalbim yerinden çıkacak hale gelirken haliyle elimde dolu olan bardaklar karşımdaki bedenin üzerini batırmaya yetmişti. Kafamı kaldırıp şokla bedenin sahibine bakarken paniğim daha da artmıştı. O benim aksime sakin bir şekilde yüzümü inceliyordu. Arkadaşları da arkasına dizilmiş, ayık olanlar sarhoşları zapt ediyordu.

Kalkacakları vakit bütün her şeyi batıran bir adet Milena olmuştu. Yerdeki cam kırıklarını dahi boş verip endişeli bir şekilde karşımdaki Alper'e başta yaşanan muhabbeti boşvererek hızlı hızlı konuşmaya başlamıştım.

"Ben özür dilerim, istemeyerek oldu. Siz aniden kalkınca ben de döndüğümden... Yani fark etmedim sizi, göremedim. Özür dilerim. "

" Ulan ne tatlı kız, sorun değil desene Barış. Kız özür diliyor lan, senin suçun. "

Arkasındaki sarhoşlardan biri olan Berat Ayberk Özdemir konuştuğunda ben de yutkunmuştum Barış Alper'in bu cevapsız bırakan bakışlarına. O ise arkakdaki arkadaşına cevap vermek için hemen dönmüş, sinirle karışık gülerek konuşmuştu. Tam duyamasam dahi kelimeleri sonradan seçerek bir cümle haline getirebilmiştim. Bu müzikte Berat ağzını yayarak konuşmasaydı onu da anlamazdım.

" Kes lan sesini, yoksa ben kapatırım. "

Bana döndüğünde gözlerini gözlerime kenetlemiş, yine birkaç saniye suskunluğunu korumuştu. Bu hali gerginliğime istemsiz bir heyecan da ekliyordu. Vücudum kasılırken onun cevabını beklemeden yere eğilmiş, elimle büyük parçaları tepsiye koyamaya başlamıştım.

Yanımdan geçip gittiklerini gördüğümde onunda gittiğini düşünmüştüm yanımdan geçen silüetlere karşı. Kafamı kaldırmak yerine işimi yapmalı, bir an önce çıkmadan şu rezaletimi halletmeliydim.

Aniden bileklerim bir tarafından kavrandığında merakla karşıma bakmış, yere yanıma çöken Barış Alper Yılmaz'la şaşkınlığımı gizleyememiştim.

"Sen..."

"Ne ben? Cidden camları elinle mi toplayacaksın? Aptal mısın? Bir yerin kesilebilir. "

Kızgın bir şekilde kurduğu cümleye karşılık aptal lafına takılmış, aynı sinirle ellerini itmiştim bileklermden. O ise arkadaki Doruk'a el kol yapmış, gelip yardımcı olmasını işaret etmişti. Onun uyarılarına karşın inadına toplamaya devam ederken kulağıma yaklaşıp mırıldandığı şeyi bir an algılayamamıştım. Sıcak nefesini kulağıma üflemesi duraksamam için yeterli bir nedendi.

" İyi, ne halin varsa gör. "

Hızla önümden kalkıp çıkışa doğru ilerlediğinde ben de elimdeki cam parçalarıyla arkasından bakakalmıştım. Neydi bu şimdi? Bir gece bir anda hayatıma girip sonra gözden kaybolmuş, üzerimde derin bir etki yaratmıştı. Anlamsızdı sadece birkaç saat gördüğüm adamın üzerimde bıraktığı etki. Fazla üstünde durmamam gerekirdi fakat hâlâ deli gibi atan kalbim bunun aksini söylüyordu.
-
İlk defa yazdığımdan ne yazsam yüz kere kontrol ediyorum acaba anlaşılır şekilde olmuş mu diye..

Bu arada bizim ayyaş kadroya Kerem'i asla sokamazdım.

gözler yalan söylemez / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin