0.5

510 26 4
                                    

Milena'nın Ağzından.
Şu an içinde bulunduğum ortam o kadar boktandı ki Barış'ın yanındaki kızın bize bağırmasıyla ikimiz de kitlenmiş kalmıştık.

" Size burada ne olduğunu sordum? Barış?"

Yanımıza doğru ilerlediğinde Barışla şu an bulunduğumuz durumu idrak etmiş, hemen geriye çekilmiştim. Kalbim gerginlikten ağzımda atıyordu. Barış'ın sinirle küfür savurduğunu duymuştum kız dibimizde bittiğinde. Hışımla bana dönüp çemkirir bir şekilde bana kim olduğumu sormuş, sert bir şekilde kolumdan tutmuştu.

" Arya, bırak kızı. Ne yapıyorsun?"

Donup kalmıştım kızın karşısında. Kesinlikle yanlış anladığından emindim ama aramızda düşündüğü gibi bir şey yoktu. Üstelik hepsi sevgilisi olacak adam yüzündendi. Kolumu ondan kurtarmaya çalışsam dahi izin vermiyordu bana.

" Göz mü diktin sen Barış'a? Zengin, iki kuyruk sallarım diyip elde etmeye mi çalışıyorsun? O bana ait, benim anlıyor musun?"

Söyledikleriyle kaşlarım iyice çatılırken sinirim tepeme ulaşmaya başlamıştı. Barış kızı tutmaya çalışsa dahi üzerime geliyordu hala. Kolumu hızla çekip kızı göğsünden itmiş, Barış'ın bu sefer de beni tutmasını ona dirseğimi geçirerek engellemiştim. Madem sevgilisine sahip çıkamıyordu, ağzının payını ben verecektim.

" Sen kime ne ima ettiğini sanıyorsun? İnan sevgilin gram ilgimi çekmiyor. Ne onun parası, ne kendisi, ne de ünü umurumda değil. Şimdi beni rahat bırak ve eğer ilk birine hesap soracaksan onun sevgilin olduğunu unutma. Kendisi bir süredir beni rahatsız ediyor zira."

Son cümlemi Barış'ı göstererek söylemiştim. Sonra kulaklarıma onun histerik gülüşü doluştu. Daha da sinirim bozuldu. Biraz yalan söylemiştim söylediklerimde fakat kimsenin ilgisini çekme amacım yoktu. Barış etkilese dahi hiçbir şekilde ona farklı bir kafayla yaklaşmamıştım ki zaten beni rahat bırakmayan oydu. Kız sorgular bir şekilde Barış'a döndüğünde yanlarında daha fazla kalıp tahammül etmeme gerek olmadığını düşünmüş, terastan çıkmak için adımlamıştım. Kızın cırtlak sesi yerimde durmama neden olmuş, arkama dönmüştüm umursamaz bir şekilde dinlemek için.

" Seni şikayet edeceğim? Buradan attıracağım, göreceksin. Sen kime bu şekilde konuşuyorsun?"

" Her ne kimsen, umrumda değilsin. Geçerken işi bıraktığımı üstlerime iletirim canım. Beni bununla tehdit edemezsin, şımarık."

Nasıl kendimden emin konuşuyorsam içimde bir yandan endişe vardı. Aileme yük olmamak için bunca zaman yorgunluktan ölsem bile işi bir kez olsun bırakmayı düşünmemiştim. Ama kimseye kendimden ödün veremezdim, parası benden üstün olduğu anlamına gelmiyordu sonuçta.

Bara doğru geçerken bir yandan da üzerimdeki önlüğü çıkartmıştım. Önlüğü deske koyarken Almeda'nın sorgulayıcı bakışlarıyla karşılaşmıştım.
"Sonra anlatacağım, işten sonra bana gel."

Yine de benden bir şeyler öğrenmek istiyordu ama şu an ne anlatmak istiyordum ne de burada daha fazla bulunmak. Kızdan çok gıcık topçuya sinirlenmiştim. Kızın bunları deme hakkı var mıydı bana? Buna o hakkı o mu tanımıştı?

Arkaya geçip masasında oturan müdürüme ilerlemiş, acil çıkmam gerektiğini nedenini mesaj atıp açıklayacağımı söylemiştim. Anlayışla karşılamıştı tabii, dediğim gibi iyi anlaşıyorduk. Çantamı da dolaptan alıp tekrar locanın önünden geçerken Barışla adının Arya olduğunu öğrendiğim aptal kız karşımdan gelmiş, kızın tekrar üzerime saldırmasıyla Barış buna izin vermeden onu tutmuştu. Yan taraftaki arkadaşlarına emanet ederken bir yandan beklemem için bana bağırıyordu. Konuşmak istemediğimi yanlarından yürüyüp giderek açıkça belli etmiştim. Konuşacak bir şey yoktu sonuçta. Kapıdan çıktığım gibi karşı şeritteki taksiyi çevirmiş, evimin adresini vermiştim. Normalde eve yürüyerek giderdim ama tüm keyfim sayelerinde tamamen kaybolmuştu. Mecalim yok gibi hissediyordum.

Barış Alper'in Ağzından
Milena'ya ettiği ağır lafların hesabını sormak istiyordum Arya'dan. Şu zamana kadar susmuştum kırmamak için fakat ben ona yüz verdikçe daha fazlasını yapmaya devam ediyordu. Artık uzun yıllardır arkadaşlığımızın hatrını dahi bırakmamıştı aramızda. İlişkimiz yoktu ve ben olmaz dedikçe o bir şekilde bana yaklaşmaya çalışıyor, bizimkiler de beni bir şans vermem hakkında darlayıp duruyordu. Her şeyime karışmasından bıkmıştım.

Onu terasta tek bırakarak Milena'nın peşine gitmiştim içeriye. Bir yanlış anlaşılma yüzünden işten çıkmasına sebep olursam çok suçlu hissedecektim. Ve dediklerinde haklıydı, kızın başına resmen bela olmuştum. Amacım değildi, hem de hiç. Bizimkilerin yanına ilerlediğimde Milena da karşımdan gelmiş, Arkamdan gelen Arya yine ona hamle yapmak istediğinde sertçe kollarından kavramıştım. Gerçekten fazla oluyordu, hâlâ kızmama rağmen devam ediyordu.

Dorukhan'ın kız arkadaşına onu emanet ederken, beni nereye gidiyorsun sorularına boğarken şu an tek düşündüğüm gününü mahvettiğim kızdan özür dilemekti. Ama o yanımdan çoktan geçip gitmişti beklemesini söylememe rağmen. Konuşmak istemiyordu, haklıydı. Yine de ona nedensiz açıklama gereksimi hissetmiştim kendimde. Düşündüğü gibi ondan gıcık kapmamıştım. Sadece onun bana gıcık olduğunu düşünmüştüm. Şimdi ise arkasından koşturuyordum beni dinlemesi için. Kapıdan dışarıya çıktığımda hâlâ uzaklaşmadığını umut etmiştim ama yoktu. Etrafa bakındığımda çoktan gitmiş olduğunu anladım.

Küfürle bizimkilerin yanına dönerken herkesin bana olan garip bakışlarıyla karşılaşmıştım. Kerem yanıma gelip elini omzuma atmış, kısıkça ne olduğunu sormuştu. Ona sonra cevabını verirken Arya hâlâ beni sorguya çekiyordu. Onu arkadaşlarımın yanında rezil etmek istemiyordum ama sabrım tamamen taşmıştı.

" Yeter Arya. Sana bizden olmacağını, seninle asla olmayacağımı birçok kez söyledim. Çevremde olup daha fazla yanaştığında asla bu fikrim değişmiyor, beni bunaltıyorsun. Senin yüzünden magazinlerde boy boy fotoğraflarım çıkıyor, aslı olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeye çalışıyorsun. Magazini de sen çağırdın değil mi o gün? Bundan sonra sen varsan ben yokum, beni hiçbir yere çağırmayın, duydunuz mu?"

Arya'nın kırgın bakışları şu an azıcık bile üzülmeme neden olmamıştı. Haklıydım, farkındaydı. Bilerek daha çok yapıyordu. Amaç ettiği şey hiçbir zaman gerçekleşmeyecekti. Ceketimi deri koltuktan hızla çekip alırken bizimkiler arkamdan ilerliyordu. Bu kadar sabretmemin bir sebebi de onlardı. Aynı ortamdaydık, arkadaştık. Kimseyi huzursuz etmek istememiştim.

Kapıdan çıkıp ceketimi üstüme geçirdiğimde Beratla Kerem bana bakıyordu. Hiçbir şey sormuyorlardı, büyük ihtimalle sadece destek olup yatıştırmak istemişlerdi. Derince yutkunmuştum o an. Sırf bardaki kızı kırdı, belki de üzdü diye sonunda içimden geçenleri yüzüne vurmuştum. Garip geliyordu bu his, neden korumak isteyip suçlu hissetmiştim ona karşı. Hayatımda bile değildi.

Gözlerim kaldırıma dalarken Berat'ın beni dürtmesiyle kendime gelmiştim.

" Bari bir anda neden patladın, onu söyleseydin. Arya da üzüldü be kanka."

Berat Kerem'in kötü bakışlarıyla susmuştu. " Kız üzülebilir Ayberk, Barış haklıydı."

Berat Ayberk ağzına fermuar çektiğinde Kerem'in sırtına birkaç kere vurmuştum desteği için. Bu konudan suçlu hissetmek istemiyordum artık.

" Ben şimdi gidiyorum, yine haberleşiriz. O zaman bahsedeceğim biz bizeyken tabi Arya'nın ağzından az sonra saçma sapan şeyler dinlemenize rağmen duymak isterseniz."

" O ne demek öyle oğlum tabii ki, ilk senden duymadan kimseye inanmayız." Berat'ı kafamla onaylarken vale arabamı getirmiş, ben kısa bir selamlaşmayla arabama binip eve yol almıştım. Bir yandan düşünüyordum kıza nasıl ulaşabilirim, ulaşmalı mıyım diye. Aklım büyük ihtimalle gereksiz yere haksızlığa uğramasından kalmıştı, başka neden aramak istememiştim. Yine de bir şekilde özürümü dileyecektim ondan. Şimdi konuşmak istemediğini beni beklememesinden anlamıştım.
.
.
.
.
.
- Çok detaya girmeyi çok seviyorum o yüzden biraz uzun sürüyor yazmak.
- Umarım konusunu ve olay örgüsünü beğenmişsinizdir kızlaarr🥰
- takibinizi de alirsam tadindan yenmez simdi🙏🏼

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

gözler yalan söylemez / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin