Acılarımın boğazımda düğünlenmesi,sesimin çıkmayıp boğazıma dolanan tellerin verdiği acı ile tekrar kısık sesle ''annee.'' diyebildim.
Boğazımda kalan yumruğu birkaç kere yutkunup geçirmeye çalıştım.kaç saattir burada ailemin mezarının başındaydım bilmiyordum.amcam ve yengem geldi yanıma beni götürmek istiyorlardı ama ben annemin ablamın kardeşimin ve babamın... Mezarından bir adım dahi uzakta olmak istemiyordum aksine onların yanında yatmak belkide şu an beni izleyen ruhlarına sıkı sıkı sarılmak istiyordum.
''keçamın de hayde kalk artık kaç saattir helak oldun.''
Amcamın cılız ve çaresiz çıkan sesine karşı kafamı kaldırıp ona baktım ağlamaktan kızaran gözlerimden bir farkı yoktu.onun yanında ablamın eşi Behlül eniştem.
Acı haberi Hatay'da alır almaz gelmişti onunda bizden farkı yoktu kalplerde acı boğazımızda ağlamamak için zor duran hıçkırık ile bekliyorduk.beklemek zordu olacalar olmuştu daha da burada durmanın anlamı yoktu kalkıp siyah baş örtümü düzelttim.
''tamam.''dedim amcama kısık çıkan sesim ile biz amcam ile yürümeye başlarken Behlül eniştem ablamın mezarının başına ilerledi.
Amcam ''yanlız kalsın keçamın.''dediği için fazla üstelemedim ileride arabaya yaslanmış ifadesizce duran Mirzaya baktım.eskisi kadar onunla muhattap olmasam bile bu zor günde yanımda olduğu için içten içe ona karşı tuttuğum nefret azalmış tı.
Biz arabanın oraya vardığımızda yengem ve kızı çiğdem orda öylece ağlıyordu amcam onları görmüş olacak ki yanlarına gideceğini söylemiş bende onaylamıştım.acımız ortaktı herkesin bir teselliye ihtiyacı vardı ama peki amcamı kim teselli edecekti.kardeşi ve kardeşinin ailesinin yangında can vermişti.
''iyimisin?'' sesin sahibi Mirzaydı.göz yaşlarım bir bir akarken zorla konuştum.''değilim ama olacağım.'' dedim ve tekrar akan göz yaşımı sildim ama Mirza bana sarılınca tekrar ağlamaya başladım bu sefer boğazımda bir tel yoktu aksine Mirza'nın sarılması ile o teller kopmuş ve bağırarak ağlamak tutmuştu yerini.
2 saat sonra
Eve geldiğimizde çok kalabalıktı dildün abla yı görüm eve girer girmez.o kadar ağlamıştı ki gözleri balon gibi şişmiş yanakları kıp kırmızı kesilmişti.üzerindeki siyah elbisesi ile karşımda öylece duruyordu ikimizde sessiz ağlayış peydah ediyorduk.beni görünce mutfağa gitti.biliyordu o dayanamazdı içini dökmesi onun için zordu ne kadar ağlasada bunun boşa olduğunu da biliyordu ama yapabildiği tek şey sessizcene ağlamaktı.bende ilerleyip mutfağa girdim dildün abla bir bardak su içiyordu ama içerken ellerinin titremesi ve zar zor yuttuğu su sanki ona daha da acı veriyor gibiydi.
Bardağı tezgaha koyduktan sonra bana döndü beni görünce gözlerinden bir yaş süzüldü.
''dilan kızım.''''dildün anne...''
Ve sımsıkı bir sarılış ardından büyük hıçkırıklar peydah ettim.
2 gün sonra
Ailemi toplu bir şekilde bir yangında kaybedeli 2 gün olmuştu.acımız derinden di.konak o kadar sessizdi ki ben bu sessizlikte boğuluyordum.
Düşündüm.saatelerce yatakta durmuş düşünmüştüm ama ne düşündüğümü ben bile bilmez iken odaya giren dildün annem bana ''ne düşünüyorsun keçamin?'' diye sormuştu.
Cevapsız bıraktım oysaki cevap vermeyi çok isterdim.
Birşeyler demek istersin ama ne diyeceğini bilmeyip kalp kırmaktan korkarsın ya bende öyleydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTEP AĞASI VE MAFYA (+18)
Teen Fiction18 yaşında genç dilan'ın 26 yaşındaki bir ağaya berdel yoluyla evlenmesi. Hikaye içerisinde kuma da vardır! Dilan üzerine kuma gelmesi ile kendisine yeni bir hayat kuracaktır. Ve yeni hayatına ansızın giren bu mafya ile hayatı nasıl gidecekti? (+18...