2.BÖLÜM

13 8 1
                                    

Herkese merhaba arkadaşımlarr yeni bölümle buradayım.. Başlamadan yıldıza basarsanız çook sevinirimmm...

Adele-Rolling ın the deep
Yüksek Sadakat-Kafile

............

Bunların burada ne işi vardı, daha doğrusu amaçları neydi?Az önce Aral ve Akın masamiza oturmuştu. Bir kaç dakika boyunca kimseden ses çıkmadı. Bu hareketlerine sinir olmuştum hatta sinirden ölebilirdim.Biraz abartıyor olabilirim.
"Umarım vaktiniz vardır." Bunu diyen Akın'dı. Anlaşılan Aral kardeşimiz pek konuşan bi tip değil. Bence biz kardeş demeye-hic sırası değildi yaklaşık 2 3 güne unuturdum sonuçta.
"Görev haberini almışsınızdır. Bu sefer ki ortak olacak .yani takım çalışması falan"diyerek 1 kağıt çıkarttı ve devam etti:" bunlar numaralarımız haberleşiriz. "Bunları söyleyen Aral'dı.
"Tamam. Haberleşiriz." Baya gerilmiştim .ben böyle ortamlarda konuşamazdım ki!senin konuştuğunu duymak bile mucize gibi bi şey..
Insanın her şeye karışan bir iç sesi ve her seferinde haklı olması zordu ama bu detayı şu an umursamadım. Bir şeyi de umursasan şaşarım. Haklı olduğunu söylemiştim. Baş selamı verip kalkmışlardı. Elimi çikolatalardan birine uzatıp açmaya başladım. Bu sırada Güneş:
"Takım çalışması sen seversin."
"O kadar severim ki mutluluktan bayılacak gibiyim şu an. "Sesimi incelterek:"Bi sifir ki irtik tikim çilişmisi filin. Mal ya." Bu sefer de kahkaha atmaya başlayan Güneş'e aynı sinir ifademle bakmaya başladım. Kahkahalarının arasından:"Bakma öyle çok komiktin " gibi şeyler diyordu. Yani anlayabildiklerim bunlardı . Hâlâ gülmeye devam ediyordu. Boş bakışlar atmaya devam ettim. O da gülmeye devam ettim. Ben baktım o güldü ve en sonunda yorulduğu için sustu. Beynim rahatladı resmen. İç sesim bile bu kadar gülmüyor benim. Kim diyor onu Cem Yılmaz mı? Çünkü komik.. espri bile yapamayan iç sesim..
"Gülmen geçti mi?"
"Evet" hâlâ sırıtıyordu. Pislik. Çikolatanın hâlâ durduğunu farkedip Güneş'ten önce kaptım. Çikolata  kırmızı çizgilerimden biriydi.
"Ya ikimize de aldım.. birini de bana versen.."
"Karamelliyi al. Böbreğimi bile verebilirim ama çikolata olmaz." Artık sırıtma sırası bendeydi. Güneş'in ters bakışları altında bi yandan çikolata yiyip kahve içmek ne kadar eğlenceli olsa da en son kıyamayıp bir parçasını ona verdim. "Motorla mı gitcez?"
"Bilmiyorum . Aslında benim hiç gidesim yok içimden gelmiyor."
"Gitmeyelim o zaman? "
"Büyük ihtimalle planları var. Ne yapacaklarını merak ediyorum.O yüzden tabii ki gideceğiz. "
"Ya sonucunda zarar görürsek? "
"Sonucunda ne olur bilmiyorum ama bize zarar vermeye çalışacakları kesin. "
Sen böyle derin düşünür müydün ya, aynen iç ses filozoftum ben aslında. Benim uykum vardıı.
"Kanka benim uykum vaaar.Bence dışarıya çıkmayı falan boşverelim ve eve gidip uyuyalım. " uykusuzluktan her an bayılabilirim.
"Güneş kalksana kızıım. "
"Ay Ada ne uykuymuş be! " Ada ben oluyorum...
"Ya hadii"  sırıtarak ayağa kalktım. Kararlılığımı görünce o da kalktı. Metroya doğru yürümeye başladık hiç otobüsle falan uğraşamazdım. Eve geldikten sonra hatırladığım tek şey yatağa girip uyumam olmuştu. Normalde eve gelince uykum kaçardı ama öyle olmadı. Uyandığımda saatin 14.05 olması benim uyuduğumu değil bayıldığımı düşündürtmedi değil ama bu detayın üstünde durmadım. Artık bi detayın üstünde de dur be kızım! İç sesim bile dayanamıyor... Odadan çıktığımda Güneş'in akşam için hazırlık daha doğrusu kombin yaptığını gördüm. Siyah pantalon ve kazağın bile kombinini yaptığına inanamıyorum. Bense çıkmadan 15 dakika önce hazırlansam yeter diye daha hazırlanmamıştım. Kesin bi bokluk olacak ama hadi hayırlısı. Bokluğun bile hayırlısını dilemeyen de ne bilim..

...........
Bölüüm sonuuu!! Bol bol yorum yapmayı unutmayııınnn. Yeni bölümde görüşürüüüzzzz....

Gecenin İçindeki ŞarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin