23

23.3K 1.1K 127
                                    

Düzyazı mı texting mi sorusuna eşit cevaplar geldiği için yarı düzyazı yarı texting yapmaya karar verdim.

İyi okumalar

×

Gözlerim hissettiğim sıcaklıkla aralanırken terden yüzüm yanıyormuş gibiydi. Maske nemlenmiş ve yüzümü de ıslatmıştı. Saçlarımın altında kalan alnım ise sırılsıklam olmuştu.

Ama bunlardan bağımsız arkamda bana yaslanmış bedeni hissetmek bu rahatsızlığı silip götürmüştü. İri eli belimi kavramışken sırtıma yasladığı gövdesiyle beni kaplamıştı bedeniyle.

Uyandığım en güzel sabah olabilirdi.

Gönül isterdi ki onunla uyanıp birlikte kahvaltı yapalım. Ancak bu mümkün değildi. Zaten Savaş o kadar yorgun düşmüştü ki uyuyana dek, erken kalkmazdı muhtemelen. Uykuya düşkün bir adamdı.

Belimdeki elini güçlükle üzerimden kaldırdığımda mırıldanıp arkasını dönerek uyumaya devam etti. Bu hareketi beni güldürürken sessizce yataktan kalktım ve ayakkabılarımı alarak odadan çıktım. Kapıyı arkamdan kapatırken sessiz hareket ediyordum.

Gözlerim evin hiç görmediğim kısımlarında gezinirken lavaboyu aradım. Ayakkabıları çıkış kapısının yanına koyup soldaki tuvalete girdim. Tuvaletimi yapıp yüzümü yıkadığımda maskeyi çıkarmıştım. Savaş'ın top patlasa uyanamama durumu bana cesaret vermese hayatta yapmazdım.

Sonunda terden arındırdığım yüzümle mutfağına ilerledim. Dünkü olanlardan sonra onun bir şey yemediğini tahmin edebiliyordum. Uyanır uyanmaz Cengiz abiyi ziyarete gideceği düşünülürse ona yemek hazırlasam da yiyemezdi.

En iyisi yolda yiyebileceği pratik sandviçlerden yapmaktı. Kolları sıvayarak dört yumurta haşladım. Sandviç ekmeğinin içini biraz tereyağla tavada kızartıp haşlanan yumurtaları soydum. Üzerine mayonez ve biraz pulbiber döküp ekmeğin arasına koydum. Tadı aşırı lezzetli oluyordu böyle. Üzerine de dolaptaki salamdan birkaç dilim koyup streçle sardım.

Bulaşıkları makineye koyarken ekmeği de ortaya koydum. Buraya geldiğinde görebileceği bir yerdeydi.

En sonunda yüzümde istemsiz bir gülümsemeyle çıktım evinden ve kendi evime gittim.

Bilinmeyen:
Dünyanın en huzurlu uykusunu uyudum dün. Bugün ne olursa olsun koymaz valla
(08:38)

Savaşım:
Sabah yanımda olursun sanmıştım |

Dün akşam için teşekkür ederim
(11:45)

Bilinmeyen:
Ne demek canım zevkti

Sadece

Bir daha ağlama.

Savaşım:
Ne o? Koca adam öyle ağlayınca yakıştıramadın mı?

Bilinmeyen:
İçim acı Savaş

Sanki kalbim paramparça oldu o an

Seni hep güçlü gördüm, hep gülerken ve hep mutlu. Sevdiğim birisi söz konusu olunca onlar hep mutlu olsun istiyorum ama sen dün öyle değildin

Ve bu canımı yaktı çünkü istemedim. Seni hep mutlu görmüşken kötü bir anında yapayalnız çocuk gibi ağlaman çok yaktı canımı.

Yakıştıramadığımdan değil yakışmadığından ağlama istedim.

Savaşım:
Dün kendimi kaybettim biraz velet

Ben de istemezdim beni öyle gör ama pişman değilim geldiğine. İyi ki de geldin.

Bilinmeyen:
Kalp krizi geçirmesem iyi|

Konu değiştir yoksa öleceğim şimdi|

E şey, Cengiz noldu?

Nasıl şimdi?

Savaşım:
Uyandı

Daha iyi bir kaburgası ve sağ eli zedelenmiş. İki gün kalacak hastanede.

Daha iyi zaten o da pişman yaptığından

Bilinmeyen:
Anlaması için cidden böyle bir kaza mı yapmalıydı?

Kusura bakma ama Cengiz gibi harbi bir adamın kendisini ve sevgisini zerre hak etmeyen biri için intihar etmeye çalışması bana haksızlık gibi geliyor. Anlayamıyorum.

Savaşım:
Bence de ama anlatamadık işte bir türlü

Gerçi birisi var, hastanede yanında kalan diğer hasta. Can mı neymiş adı. Onunla konuşurken biraz kendine gelmiş gibiydi.

Toparlayacak öyle ya da böyle

Bilinmeyen:
Onun için en iyisi bu

Sen yedin mi sandviçi?

Savaşım:
Evet tadı güzeldi

Eline sağlık

Bilinmeyen:
Afiyet olsun ela gözlüm

Ben duş alacağım şimdi

Çıkınca konuşuruz?

Savaşım:
Konuşuruz

Benim de işlerim aksadı onları halletmem lazım

Bilinmeyen:
Kolay gelsinn

Savaşım:
Sana da


Zevk| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin