8. BÖLÜM "Çaresiz Bir Vazgeçiş."

726 42 1
                                    

Ofisin camları yağmur damlalarıyla ıslanırken yer yer oluşan buğu dışarıyı görmeyi zorlaştırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ofisin camları yağmur damlalarıyla ıslanırken yer yer oluşan buğu dışarıyı görmeyi zorlaştırıyordu. Gri bulutlar kendini belli ediyordu ama Seyran yağmurun şiddetini göremiyordu. Cama çarpan yağmur damlalarının sesinden çıkarım yapabilirdi sadece. Dalgın gözlerini camdan çekip dışarıyı anlamaya çalışmaktan vazgeçti. Kalkıp cama doğru bir adım atsa, eliyle buğuyu biraz silse dışarıyı görebilecekti aslında ama istemiyordu. Kalkmaya da adım atmaya da mecali yoktu. Yorgundu.

Dışarıyı boşverip önüne baktı. Önündeki kağıt yığınına. Bir yanda Fransız yatırımcılarla yapılan toplantıdan kalan sözleşme kağıtları imzalanmayı bekliyordu bir yanda ise lansmandan bahseden gazeteler vardı. Haberler lansmandandı ama içerikte Seyran ve Ferit Korhan'ın uyumundan ve evliliğinden övgülerle söz ediliyordu. İşiyle anılması gereken bir gecede evliliğiyle, özellikle Ferit'le anılmaktan pek hoşnut değildi. Efe Bey de pek memnun değildi. Haberlerde Efe'den çok Ferit'in açık artırmada yaptığı romantik jestten bahsediliyordu. Efe Han ikinci planda kalmıştı. Hatta üçüncü. Ön sırada Seyran Korhan ve Ferit Korhan vardı.

Duyduğu kapı tıkırtısıyla kendini toparladı Seyran. Bir süredir tek başına oturmuş düşünüyordu. Sabahın erken saatlerinde Fransızlarla toplantı yapmışlardı ve sonrasında düşünebilmek için kabuğuna çekilmişti. Toplantıdan pek verim aldığı söylenemezdi. Aklı hala dünkü deniz kenarındaydı çünkü. Ruhunu o masada bırakıp kalkmıştı sanki. Ferit'le her zaman yaşadıkları tartışma niye bu sefer bu kadar etkilemişti ki kadını? Oysaki her şeyi geride bırakmış ve kendi yoluna bakmışken. Atlatamadığı şeyler vardı elbette, yüreğinin sesini susturamazdı. Kafasında bir ses her zaman yaşamadığı ihtimalleri fısıldayacak ve aklını karıştıracaktı.

"Seyran müsait misin? Gelebilir miyiz?"

"Tabi Efe Bey. Buyurun"

Efe, Defne ile beraber odaya girip masanın önündeki sandalyelerden birine oturdu. Seyran'la rahatça göz teması kurabileceği bir noktayı seçmişti. Lansmanda Ferit ortaya çıktığından beri dalgındı Seyran. Aklı karışmış gibiydi. Bu sabahki toplantıda Seyran'la yeni bir işe başlamayı düşünürken Seyran çekimser kalmış ve biraz düşünmek için süre istemişti. Bu süreyi elbette ki tanıyacaktı Seyran'a ama istemediği bir sonuç çıkmasına izin veremezdi. Eninde sonunda Seyran'la Fransa'ya gideceklerdi.

"Nasılsın Seyran'cığım? Lansmandan sonra dinlenebildin mi biraz? Hiç konuşamadık." 

"İyiyim Defne Hanım. Dinlendim sayılır."

Defne anlayışla başını salladı. Bu kadar yoğunluktan sonra biraz daha dinlenmeye ihtiyacı vardı Seyran'ın. Hem özel hayatında olup bitenler de oldukça yorucuydu. Efe'nin ısrarlı tavırlarını onaylamıyordu bu nedenle. Seyran'ın uğraşması gereken onca şey varken kafasını karıştıracak şeylere gerek yoktu.

"Düşünebildin mi Seyran? Fransızların teklifini kabul edecek misin?"

Tabi Defne'nin onayı Efe'nin pek umurunda değildi. O işine bakıyordu ve acelesi vardı. Seyran bir an önce ikna olmalıydı.

SON PİŞMANLIK (SeyFer / Yalı Çapkını)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin