ten

730 84 80
                                    

"Düşündüğün gibi değil."

"Olamaz zaten."

San'ın sinirli bir ses tonuyla konuşması Wooyoung'u daha çok gererken hâlâ yerde kalan Mingi'nin boğazını temizlemesiyle ona doğru ilerlemiş, elinden tutup kalkmasına yardımcı olmuştu. San ise bu duruma gözlerini devirmiş, yere düşürdüğü poşetleri alarak mutfağa doğru hızla ilerlemişti. Wooyoung durumu büyütmemek için bilgisayarı alıp Mingi'ye uzatmıştı.

Mingi bilgisayarı alıp Wooyoung'a yaklaşmış kulağına eğilerek fısıldamaya başlamıştı.

"Ne oldu buna ne bu haller? Kızgın diye sesimi de çıkaramadım."

Wooyoung duyduklarıyla arkadaşlarına anlatmaktan kaçındığı olayları anlatmak zorunda kaldığını fark etti, derin bir nefes vererek alnını ovuşturdu ve parmak ucunda yükselerek Mingi'nin kulağına birkaç şey fısıldadı, onları kapıdan izleyen San'ın duyamayacağı birkaç şey.

San onların yakınlığına sinirlenirken bir şey dememek için kendini zor tuttu, biraz daha kıskandığını belli ederse Mingi şüphelenebilirdi. Fısıldaşmaları bittiğinde San onları ayırmamak için zor duruyordu, dikkat çekmemesi için de susması gerekiyordu fakat, Mingi Wooyoung'a sarılmak için bir hamle yaptığında San anında öksürmeye başlamış ve bu sarılmak üzere olan ikiliyi irkiltip uzaklaştırmıştı.

İkili bilerek yapılan hareketten dolayı birbirine şaşkınca baktıktan sonra Mingi elinde bilgisayarla yarım yamalak bir şekilde veda etmiş, evden kaçarcasına çıkarken Wooyoung ardından kapıyı kapatıp San'a doğru dönmüştü.

"Neydi şimdi bu San?

"Neydi o halleriniz? Mingi yavaş ol ne demek Wooyoung? Duyduğum an kan beynime sıçradı, tanıdığım olmasaydı elimde kalmıştı."

San içinde tuttuğu tüm öfkeyi boşaltırken Wooyoung, San'a yaptığı hareketten dolayı kızacakken azarlanmasından dolayı suspus olmuş bir şekilde tişörtünün uçlarıyla oynuyordu. San'ın konuşması bittiğinde durumu olabildiğince normal bir şekilde anlatmak için bir süre düşünmüştü Wooyoung.

"Ya bir şey yaptığımız yoktu, bilgisayarını vermiyordum o da gıdıklarken sert davrandı, canım acıdı yavaş ol dedim o yüzden. Ayrıca arkadaşız biz."

"Biz de seninle önceden arkadaştık Wooyoung, hatırlatırım. Ama ben sana bu tarz hareketlerde bulunmuyordum."

"Bulunsaydın, itiraz eden olmazdı."

Wooyoung ne dediğini fark ettiğinde başını yavaşça eğdi. İçinden boş boğazlığı hakkında kendine küfürler ederken aralarındaki sessizlikten rahatsız olmuş, bu yüzden de San'ın marketten aldıklarını poşetten çıkarıp yerleştirmeye başlamıştı. Buzdolabına koyulacakları yerleştirirken acaba San'ı rahatsız mı ettim diye düşünüyordu Wooyoung. Çünkü aldığı tepki sadece sahte bir öksürük olmuştu, şu anda da yiyecekleri yerleştirdiği için San'ı göremiyordu.

Wooyoung işini bitirip kapağı kapatacağı sırada ensesinde hissettiği nefesle irkildi, ardından öpücükle yutkundu. San hiç de rahatsız olmuşa benzemiyordu, tam aksine Wooyoung'un sözleri onu oldukça etkilemiş gibiydi. Wooyoung ilk ne yapacağını bilemedi, önüne dönmek için çok utangaç ve cesaretsizdi bu yüzden sesini çıkarmadan San'a izin verdi.

San öpücüklerini boynuna doğru ilerletirken Wooyoung ise yerinde hafifçe kıpırdanıyordu. Bir süre sonra öpücüklerin ona yetersiz geldiğini fark etti Wooyoung ve önüne döndü. Döndüğü gibi de pişman olmuş ve oldukça etkilenmişti, San'ın yüzündeki ifadeyi, bakışlarındaki derinliği fark ederek. San tek elini dolaba yaslamış, gözlerini Wooyoung'un yüzünden hiç ayırmıyor, sürekli gözleri ve dudakları arasında gidip geliyordu. Wooyoung bu bakışlar karşısında utandı, yanaklarının hafif pembeleşmesi San'ı gülümsetti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

wrong person ¦ woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin