Seokjin,bir anda duyduğu sesle,hızla olduğu pozisyondan dikey bir pozisyona geçti ve refleksle adamın yüzüne telefonunun ışığını tutuverdi.Hemen ardından ise yanlış bir şey yaptığını farkederek telefonunu kapattı ve geri cebine koydu.
"Ah...kusura bakmayın."
Mahcup bir şekilde küçük bir tebessüm etti ve başını hafifçe eğdi.
Adamda ona karşılık olarak gülümsedi.
"Sorun yok,ne yapıyordunuz burada?Üstelik şu zamanda deniz kıyılarında bulunmak bu kadar tehlike arz ederken?"
Seokjin,elini arkasına atıp boynunu kaşıdı.
-Aslına bakarsanız,bende bunu araştırıyorum.Ayrıca madem tehlike arz ediyor,siz niye buradasınız?
-Burada dolaşmıyordum aslında,biraz daha kıyıya uzaklarda yürüyordum ama telefonunuzdan gelen ışığı farkettim.Peki bunu araştırıyorum derken,dedektif falan mısınız?
-Aslına bakarsanız hayır.Üniversitede drama dersleri veriyorum.Sadece meraktan buraya geldim.
-Anlıyorum,yinede dikkatli olmalısınız.Sonuçta burada bir cinayet işlendi ve bir daha işlenip işlenmeyeceğini kimse bilemez.
-Haklısınız,zaten bende birazdan buradan ayrılacaktım.Biraz daha erken gidersem bir şey olmaz.
Seokjin,telefonunu cebine koydu ve yanına da avucunda sıkı sıkı tuttuğu pul olduğunu düşündüğü şeyi sıkıştırdı.Daha sonra izin alıp bu şeyi üniversitenin laboratuvarında inceleyecekti.
Bileğine yapılan hafif kuvvet karşısında o adama doğru döndü.
"Eee,adınız neydi?"
Seokjin ona karşı gülümsedi.
"Seokjin,Kim Seokjin."
"Pekâlâ Seokjin-ssi,acaba beraber sıcak bir şeyler içmek ister misiniz?Deniz kenarı soğuk olduğu için üşümüşsünüzdür."
Soruya onaylarca başını salladı.
"Çok isterim.Bende size bunu teklif edecektim aslında.Eğer yakınlarda bildiğiniz bir yer varsa gidebiliriz."
Adam başını hızlı hızlı aşağı yukarı salladı.
"Evet buralarda bildiğim bir kafe var.Beni takip edin."
Adam,ilerlemeye başladı ve Seokjin'de onun peşi sıra adımlarını sürdürdü.
***
Adamın bahsettiği kafe gerçektende oldukça yakındı.Birkaç dakika içinde kafede oturmuş,siparişlerini vermişlerdi bile.
Her ne kadar deniz kenarında sokak lambalarının ışığı olsada,ikiside birbirlerinin yüzlerini seçememişlerdi.Bu yüzden ikiside şu an birbirlerini dikkatli bir şekilde inceliyordu.
Seokjin'in karşısındakinin esmer bir teni,koyu kahveleri ve uzamaya yüz tutmuş kömür karası saçları vardı.Üstündeki gündelik kıyafetlerle de genel olarak bıraktığı etki gayet hoştu.Ayrıca sol yanağında bir ay sembolü vardı.
İkisininde birbirlerini incelemeyi bitirdikleri bir anda siparişleri gelmiş,esmer adam garsona teşekkür etmişti.Garsonda içecekleri bırakıp gitmişti.
Seokjin içeceğini kavramış,içecekten sıcak bir yudumu boğazından aşağıya göndermişti bile.Aynı şekilde karşısındaki de bunu yapmıştı.
Seokjin kahvesinden bir yudum daha aldı ve bakışlarını esmere çevirdi.
"Düzgün bir şekilde tanışmadık.Ben Kim Seokjin,demiştim ama.Peki sizin adınız nedir?"