Ruhları Hapsolmuş İnsanlar

151 16 25
                                    

Engel görülen şeyler belkide bizlerin yetenekleridir. Hayatın yorucu yanı bir yana , insanlardan gelen yargılamalar bizleri bir uçurum kenarına getirebilir. Bende o uçurum kenarında yaşayan Evin Soylu.

Annemi kaybettiğimde 3 yaşındaymışım. Hayal meyal hatırlıyorumda çocukluğum onsuz boşluklar ile dolu. Bugün yine yeniden içimde bir boşluk vardı. Çünkü onsuz geçen 14. doğum günümdü. Sahiden diğer 3 doğum günümüde kutlamışmıydı ?

Beni babam büyütmüştü. Küçük ahşaptan şehirden uzakta ormanın içinde evimiz vardı. Bahçesine meyveler, sebzeler ektiğimiz güzel evimiz. Ama misafirimiz çok olmazdı. Çünkü evimizin yakınında mezarlık vardı. Ve babam mezarlıkta çalışan görevliydi. Mezarları açar, gündüz bekçiliği yapardı. Bende okulum olmadığı zamanlar babama yardıma giderdim. Ama hiç anlamazdım. İnsanlar neden ölülerden korkarlar ? Aslında insanlar ölülerden daha korkunç gelirdi bana. Ruhları hapsolmuş insanlar ne yapabilirdiki ?


Bugün okul çıkışı Yeşim ve Tolga ile evime gitmiştik. Eve geldiğimizde evin bahçesi çok güzel bir şekilde süslenmişti. Babam ise elinde 17. doğum günün güzellikler getirsin yazılı bir pasta tutuyordu. " Hadi kızım bir dilek tut " gözlerimi kapatıp bir süre düşününce en çok ihtiyacım olan şeyi yani annemi görmeyi diledim.

Yeşim arkasında gizlemeye çalıştığı bir kutu ile yanıma geldi. " Evin Tolgayla sana bir hediyemiz var" Kutuda ne olduğunu görmeye çalışarak merakla " Ne peki " diye sordum. "Sana bu tavşanı aldık" diyip elindeki kutuyu bana uzattı. Bana bembeyaz tüyleri olan , masmavi gözlü bir tavşan sahiplenmişlerdi. Teşekkür edip hemen Yeşime sarıldım. Tolga hemen heycanla "Peki adını ne koyacaksın" dedi. Bende aynı heycan ile "Bilmem siz düşündünüzmü" dedim. "Aslında benim bir fikrim var ama Yeşim beğenmedi" diye atladı Tolga. Yeşimde gülerek "Çünkü çok saçmaydı" dedi. Bende merakla Tolgaya dönüp "Ne düşünüyordun Tolga" dedim. Iııııı şey felan yapıp daha sonra bir anda Turp olsunmu dedi. Duyar duymaz Yeşim ve ben kahkaha atmaya başladık. "Nerden geldi oğlum bu aklına" diyince ben, Tolga "Aslında Tavşanı sahiplendiğimiz aile Turp yemeyi sevdiğini söylemişti ordan. Ayrıca yol boyunca kucağımdaydı amk. Turp kokuyordu artık ne kadar çok yiyorsa" Hepimiz yeniden bir kahkaha attıktan sonra harbiden turp mu kokuyordu bakmak istedim. Bir anda tavşanı elime alıp kokladım. "Ohaa harbiden turp kokuyor buuu " Tolga hemen "Demiştim ben" dedi. "Peki neden sahiplendirmişler Tolga" dedim merakla. "Aslında tavşanı çocukları için almışlar çocuğunda tavşan tüyüne alerjisi çıkınca sahiplendirmek istemişler." "Yazık yaa iyi yapmışsınız. Çok mutlu oldum ona çok iyi bakıcam. Ama önce kutularca turp almalıyım sanırım". Dedim ve hepimiz tekrardan kahkaha attık.

O gün her ne kadar annemsiz 14. Doğum günüm olsada babam ,Yeşim ,Tolga, Turp ve ben güzel vakit geçirmiştik. Bugün cumartesiydi bu yüzden 10' da kalkıp nefis bir kahvaltı hazırladım ve babamı çağırdım. "Günaydın kızım" dedi babam neşeyle. "Günaydın baba". "Kızım bugün hava çok güzel. Doğum günü hediyen olarak seni Anıtkabire götürücem. Yıllardır istiyordun bugüne nasipmiş." Heycanla "Hemen hemen hazırlanıyorum baba" dedim.

Kahvaltı yaptıktan sonra hızlıca odama gittim. Altıma kargo pantolon üzerimede siyah Atatürk imzalı bir sweat giydim ve salona indiğimde babam mutfağı çoktan toplamış ve hazırlanmış şekilde beni bekliyordu. Beni görünce "Hadi kızım çıkalım" dedi. Ve hemen heycan ile çıktık.

Yol boyunca hem anıtkabire gidiyorum diye mutlu hemde Atatürk öldü diye mutsuzdum . Bir kaç saat sonra Anıtkabire varmıştık. Aslanlı yolu felan hızla geçip Atatürkün kabrinin yanında durmuştuk. Ağlayarak "Atam keşke burda olsaydın sana çok ihtiyacımız var" diyip Atatürkün en sevdiği çiçek olan kasımpatını bıraktım. Ve o anda bir sesle irkildim! "Burdayım kızım işte bu ahval ve şereat içinde dahi vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."



...

Merhaba ilk bölümümü heycan ile sizlerler buluşturuyorum. Beni çok fazla sürükleyen içimi kıpır kıpır eden bir bölümdü.

2. Bölümü yarın sizlerle buluşturacağım.

Siz Atatürkün sesini duysanız ne yapardınız? Yorumlarda buluşalım.

Instagram: n.meliketax






ÖLÜLERİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin