UYARI

45 5 0
                                    

Kabullenmek en büyük acılardan biriydi. Peki bir insan daha ne kadar acı çekebilirdi? Bu soruyu her kendime sorduğumda acılarım yerine daha büyükleri geliyordu. 

Morg odasında derin bir sessizlik hakimdi. Sessizliği bölerek "İster inan ister inanma ben gerçeğim ve seni duyabiliyorum. Bunu sana kim yaptı?" dedim ve oda sessizliğini bozarak;

"Hayır öldüğüm için bu sesi duyuyorum. Lütfen daha fazla bunu bana yapma." dedi. Haklıydı. Daha düne kadar bu durumla savaşacak gücü kendimde bulamazken şimdi kalkmış bir ölü ile konuşuyordum. Daha fazla onu ve diğerlerini rahatsız etmek istemeyerek "Bir şartla susarım bunu sana kimin yaptığını bana söyleyeceksin!" Bir kaç dakika sonra "bunu bana Özerler yaptı"

 Bir an korkuyla yerimden kalkarak hızlıca hastaneden uzaklaştım bu nasıl olurdu? Özer Yeşim'in soy ismiydi. Peki Yeşim böyle bir şey yapabilirmiydi? Hayır bu mümkün olamazdı Yeşim bir karıncayı dahi incitemezdi yada ben öyle sanıyordum. Bu düşüncelerle eve gittim yavaşça kapıyı açtım ve sessiz, koşar adımlarla odama çıktım. Yeşimin böyle bir şey yapıp yapamayacağını ve bir yandan da morg da olanları düşünerek uyuyakaldım. Bir telefon sesiyle irkildim hızlıca olduğum yerden doğrularak telefona baktım arayan Yeşimdi bir süre telefon ekranına baktıktan sonra telefonu açtım "Kızım neredesin sen kaç saattir seni arıyorum" dediğindeki ses tonu sanki hiç bir şey olmamış gibiydi. Yeşimi bekletmeden " Uyuyordum, Yeşim ne bu telaşın bir sorun mu var ?" "Evin sen saat kavramından haberin yok sanırım"  haklıydı saate baktığımda biri iki geçiyordu  gülerek " Sanırım yok, dün biraz geç yatmıştım da " dediğimde Yeşim de gülerek " aslında ben sana başka bir şey söylemek için aramıştım" dediğinde gülmeye son vererek " ne diyecektin ?" " Kursta olanlardan sonra ikimizin de kafa dağıtmaya ihtiyacı var buraya da yeni bir  clup açılmış bu akşam birlikte gidelim mi ? " dediğinde sinirlenerek "Yeşim ne zamandan belli cluplara ilgin var " dediğimde kendini savunuşa geçerek " Bana da Tolga haber verdi hem fena fikir değil gibi ne dersin ?" " tamam Yeşim ben sana  birazdan döneceğim " dedikten sonra Tolgayı aradım bir süre sonra " Naber cınım yoksa senin tavşanının turplarımı bitti " diyerek güldü bir süre bende güldükten sonra "Yok ondan değil bu akşam clup varmış doğrumu?"  "Evet hep beraber gideriz diye düşünmüştüm neden bir sorun mu var ?" aklımdaki soru işaretlerinin gitmesi için belki de  bu tek şansım olabilirdi " hiç bir sorun yok sadece merak ettim " dediğimde Tolga sevinerek "  Tamam o zaman  yatsıdan sonra sizin evin orda buluşuruz " dediğin de gülerek  telefonu kapattım ve  kahvaltı yapıp bir duş aldıktan sonra zaman geçsin diye bir dizi açıp izledim akşam olunca babama haber verdikten sonra odama çıkıp siyah elbise ve siyah topuklularımı giyip dışarı çıktım bir süre telefonumla vakit geçirdikten sonra Yeşim ve Tolga geldiler.

 Yeşimi bekletmeden " Uyuyordum, Yeşim ne bu telaşın bir sorun mu var ?" "Evin sen saat kavramından haberin yok sanırım"  haklıydı saate baktığımda biri iki geçiyordu  gülerek " Sanırım yok, dün biraz geç yatmıştım da " dediğimde Yeşim de gülerek ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Evin çok güzel olmuşsun " dedi Yeşim gülümseyerek "sende çok güzel olmuşsun " dedim Yeşim benim aksime daha renkli bir elbise giymişti. Tolga  önce kendine sonra bize bakarak "ya ben nasıl olmuşum "  dediğinde Yeşimle güldük " sende çok güzel olmuşsun Tolga ama artık gidelim"  dedi yeşim ve bende onu onaylayarak başımı salladım. Clupa  ilk defa gitmiştim ve burası fazla sesli ve renkli ışıkları olan bir yerdi  bu beni rahatsız etmişti gidip biralarımızı alıp bir masaya geçtik. Fakat ben içmiyor ve Yeşimin sarhoş olup aklımdaki soru işaretlerini cevaplamasını bekliyordum ama yeşim sarhoş olmuyordu bir süre sonra bana dönerek "Evin içmek için neyi bekliyorsun " dediğinde fark etmemesi için  bir kadeh  bira içtim  bir süre sonra etraftaki insanlar sallanmaya başladı Yeşim ve Tolgaya döndüğümde ise onlar iyi durumdaydı ve belki geçer diye düşünerek bir kaç kadeh daha içtim. Sonra ise istemsiz bir gülme ,huzur geldi  ve bir cesaretle sahneye çıktım. Mikrofonu elime alıp modelin mey şarkısını söylemeye başladım.

" Bakması ne zormuş ah o güzel yüzüne
Toplamış yine bütün güneşi üstüne
Kamaşıyor gözlerim bebeğim"

 Ben söylerken herkes bana garip bir şekilde bakıyorlardı bense önemsemeyerek söylemeye devam ettim.  Arkamda duran dj  döndüğümde bir anda şarkı söylemeyi bırakarak kaşlarımı çattım bu nasıl olabilirdi bu bana yer cücesi diyen adamdı ve ben ona ilk defe bu kadar dikkatli bakıyordum. Gözlerinde koyu mavi tonları hakimdi. Saçları ise benim kumral saçlarımın aksine siyahtı. O diğer insanlar gibi garipseyerek değil alaylı bir gülümsemeyle bakıyordu. Ona bakmaya son vererek hızlıca sahneden indim herkes bana bakıyordu aralarından bir adam yanıma gelerek;

  " üffff çok güzel söyledin" demesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu yapma bir gülümsemeyle " Teşekkürler" diyerek Yeşim ve Tolganın yanına gideceğim sırada peşimden geldi ve üzerime doğru yürüdü " Kalbin atıyor mu şuan "geriye doğru bir kaç adım atarak  "Nasıl yani anlamadım"  " Beni gördüğün için heyecanlımısın şuan"  dedikten sonra kolumdan sertçe tutup beni kendine doğru çekti. Kolum ağrıyor ve her ne kadar hareket etsem de kolumu bırakmıyordu. Arkamdan  bir  el görmüştüm ve bir anda beni tutan adamın kolundan çekerek  yere savrulmasına neden oldu. Bu sahnedeki dj' idi korkuyla ve şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemeyerek sadece onları izliyordum. Adam yerden kalkmaya çalışarak "Manyakmısın  ne yapıyon lan " dj ise eğilerek " Evet manyağım ve emin ol bu kadarla kalmayacak" tehdit ettikten sonra bana döndü " İyimisiniz " dediğindeki ses tonu adama karşı olan konuşmasından daha kibar ve nazikti " Evet  yani sanırım iyiyim" dediğimde etrafta çok fazla insan bize bakıyor  ve bir kaç kişi yerdeki adamı kaldırıyorlardı "İstersen  dışarı çıkalım bir hava al" dediğinden başımı sallayarak birlikte  dışarı çıktık temiz bir hava almak bana iyi gelmişti. " Ben orda yaptıkların için teşekkür ederim" bana dönüp baktığında göz bebekleri daha da büyümüştü " Olması gereken oldu yer cücesi" dediğinde kendimi tanıtmam gerektiğimi düşünerek " Ben Evin "  diyerek elimi uzattım. " Baran" diyerek elimi sıktı . Eli benim elimden çok büyük ve bir o kadarda damarlıydı. Barana bakmak için kafamı kaldırdığımda o da ellerimize bakarak gülüyordu. Bir anda elimi çektim "Şey tekrardan teşekkür ederim ama içeride arkadaşlarım var onların yanına gitmeliyim." dediğimde hiç bir şey demeden cebinden bir sigara çıkardı.                                                                                                                                                                                          

Bende Yeşim ve Tolgayla oturduğumuz masaya gittiğimde ikisi deliler gibi içmiş ve sallanarak birlikte şarkı söylüyorlardı. Ben de onlardan farksızdım. Midem bulanıyor ve terlemeye başlamıştım. " Arkadaşlar artık gidelim mi ben biraz kendimi kötü hissediyorum da" dediğimde Tolga bir anda sırıtarak ayağa kalktı.Yeşim ise " Tammm hadi gidekk" daha fazla sarhoş olmuş gibiydi konuşması bile değişmişti. Telefonumdan bir taksi çağırmıştım. Tolga öne Yeşim ve bense arkada oturuyorduk. "Yeşim bizim kurs tan döndüğümüz günün akşamı olanlardan haberin var m?" diye sessizce sorduğumda hiç bir cevap vermiyor ve dışarı bakıyordu Yeşimin koluna dokunarak " Yeşim"  dediğimde "  Ne oldu geldik mi ?"  dediğinde camdan dışarı bakarak " az kaldı"  tekrar arkasını dönüp başını cama yasladı. Boş yere clup gitmiştim ve bir ton şey olmuştu.

Evin öne geldiğimizde " Sonra görüşürüz Evin"  dedi Tolga " Görüşürüz Tolga " diyerek taksiciye para uzatacakken "Ben hallederim " dedi tolga " tamam teşekkürler" diyerek taksiden indim ve eve gidip sessizce odama çıktım çok yorulmuştum . Topuklu ayakkabıdan dolayı ayaklarım ağrıyor ve bir  yandan da midem bulanıyordu.  Üzerimi değiştirdikten sonra yatağıma yattım. Biran gözüm komodinin üzerindeki annemden kalan kutuya takıldı ve bir cesaretle kutuyu elime alıp açtım. İçerisinden bir el feneri çıkmıştı annem neden bana bir el feneri bırakmıştı. El fenerini çalıştırdığımda sarı bir ışık yaymıştı. Ama sarı ışık genellikle ikaz ve uyarı anlamında kullanılırdı. Peki annem ölmeden önce beni ne için uyarmıştı ? 

ÖLÜLERİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin