44- bölüm

3.3K 247 36
                                    

Düz yazı yazmak istiyorum birazz umarım beğenirsiniz(∩ ͡° ͜ʖ ͡°)⊃━☆゚

~~~Jungkook anlatımıyla~~~

Hala yatakta uzanıyor taehyung'u düşünüyordum.
Neden ilgi gösteriyor gibi yapıp, neden beni kurtarmak için çabaladı ki o zaman? Ben... Ben koca adamla zorla ilişkiye girerken, canım bir o kadar yanıyor ve acıyor iken taehyung gönül eğlendiriyormuş.

Düşüncelerin ötesinde çok kirli hissediyorum, dağınık, asla temizlenemeyecek bir kirlilik.

Üstüme yorganı çekip saklanıyordum, ellerim bacaklarıma sarılmış bir şekilde sessiz sedasız gözlerimde ki yaşların çaresizce dökülmesine izin veriyordum.

Bir anda odanın kapısı açıldı ve bana yaklaşan koca bir bedenin adım seslerini işittim, yaklaşıyordu.

"Patron aşağıda seni bekliyor. "

Cümlesini bitir bitirmez yorganı üzerimden çekti, yarı çıplak olduğumu görünce büyük gardıroptan üst ve eşofmanı ellerinin arasına alıp süzdü boydan boya. Kafasını kendince onaylayıp üzerime attı.

"Duş alıp, giyin de gel. "

Hızlı geçiş/

Bir süre yatakta kaldıktan sonra zorluk çıkmasın diye duşumı alıp giyindim. Aynadan kendime bakındım.

Hala kirlisin jungkook, çok kirli. Pis, pasaklısın jungkook. Ölmeyi hak ediyorsun, geber. Bu halde neden yaşıyorsun ki hala? Böyle sürünüp gidemezsin.  Kimse sevmiyor seni, kimse merak etmiyor, kimse özlemiyor, kimsen yok senin jungkook.

Aşağı inmeden telefonda ki mesajları silmem gerekiyor fakat telefonu bulamıyorum. Yastığın altına koymuştum ama yok. Eminim almadım, yatağın her tarafına bakınıyorum ancak bulamıyorum.

Tanrım kaybetmiş olamam, bulursa bana işkence edecek. Acı çekerek ölmek istemiyorum, işkencelerle ölmek istemiyorum. Telefonu odanın her tarafında arıyorum, hiç bir şekilde yok.

Yine o sesleri duyuyorum, adımları.
Lütfen nerede bu lanet telefon. Yok, yok, yok.
Kapım bir şiddetle açıldı o kadar sert ki kapının kulpu duvara çarpıp kırılmıştı. Fal taşı gibi açılmış gözlerimle donup kalmıştım olduğum yerde.

"Sikeceğim şimdi, ne oyalanıyorsun!? "

Yüksek sesle konuşuyordu, ağlamamak için kendimi tuttum ama gözlerimde ki yaşlara hakim olamıyorum istemsizce dökülüyor.

Kollarımı sertçe tutup aşağı inmek için çekiştirmeye başladı. Merdivenlerden hızla iniyor,  çekiştirmeyi bırakmıyordu.

Aşağı İndiğimizde tam karşımda kanepede bacak bacak üstüne atmı, prosunu içen şerefsiz gözlerini gözlerimr dikti, ben ona bakıyor iken hala kolumu bırakmamış olan adam bir hırçınla yere attı.

"Bu telefon mu arıyordun?*

Elinde sallaya sallaya tutuğu telefona kitlendim.

"Fazla zekice fakat bir o kadar aptalca, farkında değilsin hala kestiremiyor olabilirsin ancak..."

Sözünü ağzında gevelerkem etrafımda dönüyor ve
Paçalarını sıyırıp karşıma eğiliyor. Göz temasını bozmuyor, sağ eliyle çenemi tutup hafifçe kaldırmıştı.

[ school bully ] 'TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin