Ellerini benimkilerin arasına alıp önce ısıttım ardından kaldırıp bir buse kondurdum. Yaşlı gözleriyle beni izliyordu şimdi. Gideceğimi biliyordu. Gideceğimi aylardır biliyordu lakin gerçek birkez daha yüzüne vurmuştu ve şuan gitmemem için her şeyi yapacağını biliyordum.
Kafamı kaldırıp son kez kıyamadığım harelerine diktim gözlerimi. Tek damlasına kıyamadığım inciler teker teker terk ediyordu evini. Ellerimi soğuktan kızarmış yanaklarına çıkarıp yeni incileri tek tek def ettim. Her seferinde yenisinin gelmesiyle bu anlamsız çabayı yarıda bırakıp kendime çektim zayıf bedeni.
Dünden razı ruhu bedenini kollarıma bırakmıştı. Kafamı saçlarına gömüp son iki cümlemi sarf ettim. Tekrar göreceğim bile kesin olmayan sevgilime karşı.
"Yamur yağacak ve güneş açacak, bahar peşi sıra kışı getirecek. Mezarlığı kızıl yapraklar kapladığında tekrar buluşacağız..."
Sözlerimin anlamı kalbine ağır geliyordu, şuan ölmek istiyordu. Yıllardır tanıdığım gözlerinden anlayabiliyordum bunu. Arabanın kapısını açıp bagajdan çantamı aldım. Arkamı dönersem ne olursa olsun ona dönerdim. Hayallerime, çocukluğuma, zamanıma, aşkıma lakin en önemlisi hayat arkadaşıma...
...
Havalimanında kalkmak üzere olan uçağa yetişmiş ve yerime yerleşmiştim. Kulaklıklarımı takıp yol boyu müzik eşliğinde dışarıyı seyrettim. Arada bastıran uyku ve yemek dağıtan hostes dışında bu düzen böyle devam etmişti. 14 saatin sonunda o iğrenç yola ilk adımımı atmıştım. Bundan sonra ne o vardı ne de ben, intikam için yürüyen ve ruhsuz iki uzak varlıktık sadece...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş BxB
AléatoireO kahveler benim sonumdu ben ise o sona son hız ilerleyen bir aracın içindeki yolcu...