İnsanın ben ne yapıyorum dediği bir yer varya hani,kendi değerini anladığı ve bu olanları hak etmediğini anladığı yer .İşte oradan aldığın her karar seni daha mutlu biri yapıyor. Bencilce hatta kırıcı olsa bile sadece onu düşünüyorsun.Çünkü sana değerliymişsin gibi hissettiriyor.
Kahvaltı masasında oturmuş , onu izliyordum. Bence onda kalp yoktu,kalbinin yerinde bal peteği vardı. Yoksa bir adam nasıl bu kadar tatlı olurdu? Benim onu izlediğimi farkedince gözlerini bana çevirdi. Uzun uzun baktı. Gözlerimin tam içine. Sanki gözlerinin içi parlamıştı. Ama kısacık sürede tekrardan ifadesizleşti . Yine sert,kararlı,tehditkar bakışlarını atmaya başladı. Yine gözlerini kaçıran ben olmuştum. Saldırıya uğrayalı dört gün olmuştu. Dört gündür Ahmet abigilde kalıyorduk.Gerçi Ardaya kalıyor demek olmazdı. Sabah erkenden gidiyor,akşam geç saatte geliyordu.Geldiğinde ise yanıma geliyor birşeye ihtiyacım olup olmadığımı soruyor ,sonra ise tekrardan gidiyordu.Bugün evimize dönüyorduk.Arda kahvaltısını bitirip kalktı. Bende peşinden koşarak gittim.Adım seslerimi duyunca konuşmaya başladı.
" Efendim İlayda" Önünü dön be adam beni o güzel yüzünden mahrum bırakma.
" benim olduğumu nereden anladın?" Önünü döndü. Ve bana yaklaştı. Aramızda pek bir mesafe yoktu. " kokundan " şaşırdım. " ne kokuyorum ki ben " saçlarımı alıp kokladı. " vanilya kokuyorsun" Bi insan nasıl bu kadar güzel bakabilirdi? " nereye gideceksin bugün eve gidiyorduk." Ellerini ceplerine koydu. " evimize ilayda .Sen git ben akşam gelicem" ne yapıyordu ki bu kadar önemli.
" ama ben seni özlüyorum .Özledimde." kaşlarını yukarı kaldırdı. Düşünüyormuş gibi baktı yüzüme ardından konuştu.
" demek beni özlüyorsun" göz devirdim. "Evde tek oluyorum, sıkılıyorum.Sen olunca yine laflıyoruz falan o yüzden dedim." Kesin o yüzdendir der gibi kafa salladı. " tamam bugün erken geleceğim ,sen evimize git beni bekle ben gelince de özlemimizi gideririz bende seni özledim. " bana özledim mi demişti. Daha neler .Tam konuşacaktımki yanağımdan öptü. Sonra kulağıma eğilip " nefes alabilirsin" ne ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. " aferin" yanağımdan makas alarak çıktı ve gitti. Bende öylece arkasından baka kaldım. Yanağımı öptüğünü hatırlayınca yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oldu .Böyle hissetmemeliydim.Aşkımın karşılıksız kalacağından korkuyordum. Daha doğrusu ona karşı ne hissettiğimden emin bile değildim. Sadece iyi hissettiriyordu.Kahvaltı masasına geri döndüğümde Elifi zorla da olsa kaldırdım. Bu kız biraz abisine çekmeliydi." Kalk eşyalarını topla bize geçeceğiz " şaşırdı. Ama neye şaşırmıştı kim bilir ?
" bize geleceksin sende ben tek başıma sıkılıyorum " yanağıma sulu öpücüğünü bırakıp odasına koşarak gitti.Bende Ahmet abiye gülümseyip kendi odama gittim.Bu adam da hiç konuşmuyordu canım.Sonunda eve gelmiştik. Çoğu şeyin yerine yenisi gelmişti.Mutfağa girdiğimde Nermin yemek hazırlıyordu. Sessizce arkasından gidip korkuttum onu.Eline tavayı almış kafama vuracaktıki benim olduğumu anladı.Nefes nefese kalmıştı.
" gel otur şöyle " onu oturtup su verdim. Niye bu kadar korktuki.
" ilayda hanım siz miydiniz?"
" Evet,özür dilerim ben düşünemedim bu kadar korkacağınızı" elindeki suyu aldım.
" Başımıza gelenleri sizde biliyorsunuz,ben yine öyle birşey sandım." Ee kadın haklıydı. Ben de yanına sandalye çekip oturdum.
" siz ne zaman geldiniz hanımım "
" Hanım falan olmasın aramızda kendimi kötü hissediyorum.Hem siz benden yaşça büyüksünüz. "
" tamam kızım " güldüm.
" eee akşama ne yaptın Nermin sultan" oda gülümsedi.
" Pilav, tavuk sote,çorba, bide tatlı olarak tramisü" şimdiden acıkmıştım.
" biliyormusun, ben pilavı çok severim en sevdiğim yemek " konuşmamızı bölen şey Fevzinin mutfağa girmesiydi.Sanırım Fevzi beni mutfakta görmeyi beklemiyordu.Başıyla selam verdi.Ardından Nermine döndü.
" Yeni adamlar geldide çay hazırlarmısın diyecektim." Dedi ve gitti.Nermin ablanın yapmasına izin vermedim.
" sen otur ben hallederim" itiraz edecektiki susturdum.
" Bi çay değilmi canım sen dinlen ben hallederim." Çayın suyunu koyduktan sonra tatlıdan da koymaya başladım. Nermin abla ne kadar itiraz etsede onu odasına dinlenmeye gönderdim. Çayı bardaklara doldurduktan sonra dışarıya çıktım. Barış adamlara nerede duracaklarını anlatıyordu. Beni görünce sustu.Çayları Fevziye verdikten sonra Barış yanıma geldi .
" içeyim mi ,zehirlenmem inşallah" dedi gülerek. Koluna vurdum. Gülerek çayından içti. Ardından beni içeriye gönderdi. Neymiş adamların yanında fazla durmayacakmışım.Abim olarak izin veremezmiş. Kendimi koltuğa attım. Ve televizyonu açtım. Biraz televizyon izledikten sonra Nermine sofrayı kurması için yardım ettim.Ama keşke etmeseydim.Barış habire içeri girip beni sinir ediyordu .En son beni korkutunca tabakları yere düşürdüm.Sinirle ayağa kalkınca gülerek dışarıya kaçmıştı. Şimdide odama gelip üzerimi değiştiriyordum.Siyah kot şort giyip üzerimede beyaz yarım tişört giydim.Saçlarımı da dağınık topuz yaptım. Makyaj yapmayacaktım.Evde olduğum için gerek yoktu .Zaten sevmiyordum.Telefonumu alarak yeniden aşşağıya indim. Evde Kimse yoktu.Nermin dışında o mutfaktaydı. Elif de ortalıklarda yoktu.Ben hanımefendiyi yalnız kalmayayım diye bize getiriyorum o bunu fırsat bilip dışarıya çıkıyordu.Ardada gelmemişti. Arasamıydım acaba . Yok ya aramiyim en iyisi ,neyse arayım bir şey olmaz . Telefonumu alarak Ardayı aradım. Biraz çaldıktan sonra açtı.
" Efendim" sesini özlemiştim. Bi insan sevmediği birinin sesini özlermiydi?
" Neredesin?"
" Bahçedeyim geliyorum" diyerek kapattı. Cama geçmiş dışarıyı izliyordum.
" ben geldim" arkamı döndüm. Arda gelmişti.
"Hoşgeldin"
" üzerimi değiştirip geliyorum" diyerek odaya çıktı. Bende masaya geçip servis yapmaya başladım.
" Sofraya bir tabak daha" Barış gelmişti.
" git getir "
" siz misafire böyle mi yapıyorsunuz? " Arda merdivenlerden inerek masaya oturdu.Duş almıştı. Üzerinde yeşil swett vardı. Ve çok yakışmıştı.
" Sen misafirmisin git al" dedi Barışa ters bakışlarını atarak.Barış ters ters bakarak mutfağa gitti.Bende masaya oturdum.Arda bana bakıyordu.
"Hayırdır sen niye bakıyorsun " güldü.
" Güzele bakmak sevap " dedi. Dudaklarım aralandı ama konuşamadım. Geri sustum.Bu sırada Barış gelmişti. Tabağını alarak onada servis yaptım. Oda Ardanın yanına geçip oturdu.Ona ters ters bakıyordum. Oda bana gülerek bakıyordu. Arda ise bir bana bir Barışa bakıyordu.
" Ne oldu size " bana bakarak sormuştu. Barış hâla gülüyordu.
" senin bu arkadaşın bütün gün beni sinir etti.Ve güldü. " Barış kaşlarını kaldırdı ve konuştu.
"Senin bu Karın adamların yanına çıkmıştı bahçeye bende içeriye gönderdim.Gülme meselesine gelince tabakları düşürdüğü için güldüm." Ardından yine hatırlamış olacakki gülmeye başladı.
" sen beni korkuttun o yüzden düşürdüm. Ayrıca bahceyede çay vermek için çıktım " Arda sessizce bizi dinliyordu.
" tamam anlaşıldı. İkinizde cezalısınız mutfağı birlikte toplayacaksınız." Şuan ikimizde Ardaya bakıyorduk.
" ne bakıyorsunuz susun yiyin" dedi.
" iştahmı bıraktın" dedi Barış ilk kez haklıydı.
" hani vakit geçirecektik biz " dedim dudağımı büzerek. Daha çok güldü.
" siz toplayana kadar yanınızda dururum " şuan ona saldırmamak için zor duruyordum.Yemeğin geri kalanı sessiz geçmişti. Arda yemişti bizde izlemiştik.