Depresyonun sessiz evresi diye bir şey var galiba bir yılı aşkın süredir kafamda olan o uğultu-ses gibi bir şey değil arka planda sürekli boğan bir sis gibi-gitti ya da belki de sadece azaldı.Yine de çok bitkin hissediyorum ne kadar dinlenirsem dinleneyim geçmeyen bir yorgunluk bu.Uğultu gidince bir anlığına her şey yoluna girecekmiş gibi hissettim,garip bir andı açıkçası,ama öyle ya da böyle hiçbir şeyin yoluna girdiği yok.Tren çoktan raydan çıkmış sonsuz uçurumdaki düşüşüne başlamış,sen o treni oradan alıp nasıl geri rayına koyacaksın?İyice yaşlı bunaklar gibi konuşmaya başladım.puer aeternus yaşlanıp sıkıcı ve amaçsız bir amaçlı olacağıma daima çocuk kalmayı yeğlerim.Cümlelerim birbirinden kopuk.Saçmalıyorum.Ama belki de saçmalamalıyım.
-meli -malı gereklilik kipi ne kadar komik değil mi?hep bir şeyleri yapmalı ya da yapmamalıyız neden çünkü öyle neden çünkü öncekiler öyle yapmış öyle demiş öyle karar vermiş öyle "gerekmiş"artık öyle "gerekmeliymiş".Son birkaç aydır etrafımda düşüncelerimi anlatacağım en azından beni gerçekten dinleyecek kimse yok.Onların kafalarında belli düşünceler var kalın puntolarla yazılmış bense onların altına küçük birer dipnot gibi duruyorum kimsenin okumaya tenezzül etmediği cinsten...Sanırım Elif'i fazla darlıyorum bazen.Her zaman güzel olmayan fikirlerimi bile dikkatle ve incelikle dinleyen tek kişi o ve tek kişi olmanın da ötesinde bana farklı bakış açıları da sunuyor.Onu hak etmiyorum.Bunu görse bana kızardı sanırım.Gece 1.36 ben tepkimelerde enerji çalıştım grafiklere geldiğimde beynimi elime verdi ve şimdi uyuyamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
denemesel
Non-Fictionöyle günce gibi deneme tarzı bir şeyler,düzenli olmayacak kafama ne eserse..