Canolar şimdi minik bir bilgilendirme; günlük hayatımda parttime çalışıp bir de sınava hazırlandığımdan bölümler kısa geliyor.
Bir de profile bakınca fark etmişsinizdir bu ilk hikayem. O yüzden klasik bir konu seçtim. Yazma tecrübem yok diye klasik bir konuyla açılıp yaza yaza ilerlemek istedim. Ondan kısa geliyor bölümler çünkü iyi başlayıp bok gibi bitirmek istemiyorum.
Neyse çok konuştum durumdan haberiniz olsun yeter canolar
İyi okumalar
×
Çizmeye çalıştığım portreye bakarken kalemi elimden atıp ellerimi saçlarıma geçirdim. Savaş ve iki gün ettiğimiz yarı kavga yüzünden canım sıkkındı. Hem onunla konuşup gerçekleri anlattığım için rahat hissediyordum hem de huzursuzluk sinsi bir yılan gibi göğsümde geziniyordu. İçimde haklı ve haksız olduğum taraflar kavga içindeydi ve ben resmen depresyonun eşiğindeydim.
Gözlerim istemsizce telefonuma kaydı. O yazmamıştı ve bende ona zaman vermek için yazmıyordum. Sınav gittikçe yaklaşıyordu ve gitmeden önce istediğim tek şey olan seksi artık o kadar da umursamıyordum.
Her şey bir anda başlamıştı ve düşünmüştüm ki Savaş ile konuşmak ve birlikte olmak ona olan hislerimi öldürür ya da bir nebze de olsa bana iyi gelir. Ancak asla Savaş'ın benimle normal konuşabileceği, ona sarılıp uyumama izin vereceği, beni merak edip görmek isteyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti.
Çünkü çok uçuktu bu yaşananlar. Bir sapık gibi ona yazmış ve onu tehdit etmiştim. Belden aşağı ima yapmadığım bir an bile yoktu. Onun gözünde sadece bedenini arzulayan bir ergen olarak kalacağımı düşünürken şimdi onun beni görmek istemesi içime kurt düşürmüştü.
Ya olmayacak olan olur ve Savaş bana karşı bir şeyler hissetmeye başlarsa?
Yutkundum.
İçimde tarifini yapamayacağım duygular kol geziyordu. Bir tarafım bu ihtimalin gerçek olması için dualar ederken diğer tarafım bu kıyamet alametiymiş gibi korkuyla haykırıyordu. Hem yazdığım için rahat hissederken hem de pişmanlıkla kavruluyordum.
Bu duygularla kendi başıma baş edemeyeceğimi fark ettiğimde telefonuma uzanıp Berk'e buraya gelmesi için mesaj attım. O ve ben iki yarım akıllı da olsak tam şu an desteğe çok ihtiyacım vardı.
Odadan çıktığımda amcamın evde olmadığını bilerek rahat hareket ediyordum. Dolaptan süt çıkardım. İki bardak ölçüp çaydanlığa dökerken ocağın altını açıp çaydanlığı üstüne koydum. Berk ve ben bu tür ciddi konular konuşurken salep içmeyi severdik. Onun hemen geleceğini bildiğimden içeceklerimizi hazır ediyordum.
Kapı çaldığında süt kaynamıştı ve ben salepleri paketten bardaklara döküyordum. Hızla kapıyı açmaya gittiğimde Berk elindeki poşeti kaldırıp, "Tüm cephanelikleri getirdim, komutanım." Diye konuştu. Gülerek içeri girsin diye geri çekilirken, "Aferin asker." Diye alay ettim.
Berk'e ne zaman moralim bozuk desem bana bir poşet dolusu çikolata getirirdi. Beraber onları yer, salepleri içer ve sohbet ederdik. Harika öneriler veremezdik ama birlikte derdimize ortak olurduk.
O içeri girdiğinde onu odama yolladım. Salepleri alıp ben de peşinden gittiğimde o yatağıma oturmuş, montunu çıkarıyordu. Bardakları sehpanın üzerine koyup onu da yatağın dibine yapıştırıp ben de yatağa oturdum.
"Anlat bakalım, bahtı sikik piyade. Ne oldu?" Poşetten çıkardığı çilekli eti cini uzatırken.
"Savaş'a yazıyordum ya ben." Diye başladım anlatmaya. "İşte bu geçen 'Seni ne zaman yüzyüze göreceğim?' Falan yazdı. Ben de zortladım tabii." Ağzıma eti cini sıkıştırırken o da beni dinliyordu.
"E yani, adamın bu mevzuyu daha önce sormadan seninle bin kez mesajlaşması bile garipti zaten amına koyayım." Ben ona sertçe bakarken o omuz silkerek salebini alıp içti.
"İşte sorun da bu. Neden onca zaman geçtikten sonra bir anda açıldı bu mevzu?" Aklımı kurcalayan şeyi sorarken dudaklarımı büzmüştüm merakla.
Berk bir süre sessizce düşünüp salebini içti. Ben poşetten bir kek alıp yerken en sonunda konuşmaya başladı.
"Yaani," diye başladı uzatarak. "Şimdi ortada iki ihtimal var. Ya seni kandırıyor-" lafını hızla kestim. "Nasıl yani?"
Bana acıyarak baktı.
Dostluğumuzda en zeki olan benken nasıl bu kadar aptala dönüştüğümü düşünüp acıyordu muhtemelen. Ama umursamadım.
"Aslında en başında seninle konuşarak kendisine güvenmeni sağlayıp sonradan kimliğini öğrenmek için rol yapmış olabilir. Sen güle hoplaya ona giderken o seni dövmek için bekliyor olabilir." Ben ona dehşetle bakarken o sakince salebini yudumluyordu. Omzuna vurup bunun imkansız olduğunu söylemek istesem de salak arkadaşımın salebi üzerine dökme ihtimali vardı.
"Tamam geç bunu. Diğeri ne?" Dedim rahatsız bir hisle. Bu olabilir miydi? Savaş yapar mıydı bunu bana?
"Diğer ihtimale göre sana karşı bir şeyler hissetmeye başlamış ve artık anonim olarak değil birebir konuşmak istiyordur?" Sorar gibi konuşurken bu ihtimali kafamda sessizce tarttım. En sonunda kafamdan dumanlar çıkacak gibi hissederken pes ettim.
"Off!" Diye bağırıp omuzlarımı düşürdüm. Kafam karman çorman olmuştu.
"Yav elini sallasan ellisi. Sülük gibi yapıştın en homofobik adama sen de." Gözlerimle birini öldürebilecek olsaydım bu tam şuan Berk olurdu.
"Bakma öyle, gece rüyama girsen hatim indiririm." Korkuyla ürpermiş gibi yapsa da moralimin bozuk olduğunu anlayınca ciddileşti.
"Kendine biraz güvensene, kanka. Adam seninle konuşuyor, sana fotoğraf atıyor, seni karşısında görünce kimliğini öğrenmek yerine sarılıp uyumayı tercih ediyor. Yaptığın şeyleri yiyor. Sen olayı bel altına götürmedikçe normal konuşmalar yapıyorsunuz. Sana Cengiz abi muhabbetini anlatmış üstelik onu bu konuda tehdit etmene rağmen." Ardarda konuşurken odaklanmış bir şekilde ona bakıyordum.
Gözleri tavana kaydı ve düşünüyormuş gibi yapıp yapmacık bir farkındalıkla bana baktı.
"Kanka valla senin göte her an veda edebiliriz. Olaya bak amına koyayım, şöyle bakınca sevgili gibi duruyorsunuz lan." Omzuma vurup beni neşelendirmeye çalıştı.
Kafam daha da karışırken yutkundum ve salebi içmek istedim ama çoktan bitmişti. Moralim daha çok bozuldu.
"Kanka, bence fazla düşünme bak manyak oluyorsun." Berk poşetten muzlu süt verirken konuşmuştu. "Bırak akışına, bir siktir et her şeyi. Ne olacaksa her türlü olur zaten. Bence burada R yapma. Geri vites yapacak yer değil. Her şey bok yoluna gitmesin. O kadar hat aldın amına koyayım."
Sonlara doğru güldüğünde omzuna vurdum bu sefer. Salebi bitmişti onun da.
Belki de haklıydı. Olayı akışına bırakıp sonuçlarına bakarak hareket etmeliydim.
Savaş ile ne olacağını bilmesem de bu son beni mahvedecekse bile bunun Savaş tarafından yapılacak olması oldukça cazip görünüyordu.
Buna da kısa demezsiniz. 920 kelime oldu
Berk gibi bir arkadaş istiyorum ama benimkiler mal amınakoyayım
Haydin Eyvallah Everybody
İnsta: Fromthemonlight
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zevk| gay
RomanceMahalle abisine bekaretini vermeye çalışan ergen liseli. Loveislove #1