Merhaba, bu bölümde +18 sahneler mevcut. Eğer 18 yaşından küçük ve rahatsız olacağınız bir konuysa bu bölümü atlamanız önemle rica olunur. Hikayede geçen kişilerin hiçbiri tüzel bir kişi ile bağlantısı yoktur. Yazılanlar tamamen hayal ürünüdür. İyi okumalar.
Lütfen beğenilerinizi ve yorumlarınızı esirgemeyin💖
Loş ışıklar küçük barı renklendiriyor, daracık alanda hoş bir ambiyans yaratıyordu. Altıncı kadehlerini kaldıran dörtlü, son ses çalan dj müziği eşliğinde piste doğru ayaklandılar. Beomgyu oturduğu bar sandalyesinden ayaklanacağı sırada karnına şiddetli bir kramp girmesiyle kalkmaktan vazgeçip yerine geri oturdu. Ağrıdan yüzünü buruşturduğu surat ifadesiyle bugün son günleriymiş gibi eğlenen arkadaşlarını incelemeye başladı.
Yeonjun, Soobin'in boynuna kollarını dolamış, çalan müziğe ters orantıda yavaş hareketlerle oldukları yerde sallanarak birbirlerine baygın bakışlarını sunuyordular. Beomgyu bu görüntüye gülümsemeden edemedi. Çok zıttılar. Soobin siyah kareli gözlüğü, sade mavi gömleği ve siyah düz pantolonuyla oldukça sıradanken; Yeonjun pembe saçları, beli açık beyaz tişörtü ve kot şort eteğiyle bir o kadar sıra dışı görünüyordu. Yeonjun kıyafetlere cinsiyet atamazdı. Ona ne yakışırsa hiç çekinmeden giyerdi. Görünüşleri kadar karakterleri de bir o kadar zıttı Beomgyu için. Ancak bir şeyden kesinlikle emindi ki Yeonjun ve Soobin kesinlikle ruh eşiydiler.
Birbirlerini mühürlemeden bunu bilemezlerdi elbet. Yeonjun için denemek sorun değildi. Soobinle ruh eşi çıkmak onu korkutmuyor aksine adlandıramadığı duyguların yeşermesine neden oluyordu. Fakat Soobin için aynı şeyi söylemek zordu. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordu. Ruh eşi Yeonjun olsun veya olmasın bu onun için önemli değildi. Yeonjun'un varlığı onun için ruh eşinden bile daha önemliydi.
Beomgyu içten içe hayran duyduğu ikileye bakarken titrek bir nefes verdi ve bakışlarını sarışın arkadaşına çevirdi.
Kai elindeki yarısı dolu bira bardağıyla kendi çapında bir ritim tutturmuş dans ederken karşısındaki mavi saçlı kızla sohbet ediyordu. Nerede olursa olsun, nasıl bir halde olursa olsun Kai her zaman sohbet edebileceği birilerini illa ki buluyordu. Bu özelliğine imrenerek baktı Beomgyu. Onun için iletişim kurmak her zaman en zor şey olmuştu. Kendi alanında bir çevre üçüncü sınıf olmasına rağmen halen edinemediği için gelecekte yaşayacağı iş bulma sıkıntısı aklına gelmiş, karın ağrısını şiddetlendirmişti.
Zaten dün geceden biri bitmek bilmeyen bir karın ağrısı vardı.
Kıstığı gözleriyle arkasına yaslandığı bara döndü. Çaprazında duran viski bardağındaki suyu görmesiyle hızla alıp kafasına dikti.
"Dur ne yapıyorsun!" barmen telaşla ona yaklaşıp çoktan boşalmış viski bardağını Beomgyu'nun elinden çekip aldı. "Bu ekstra shottı. Eyvah kafan şimdi bir milyon olacak." Beomgyu'un görüş açısı iyice daralmaya başlamış, barmenin sesi boğuk bir hale bürünmüştü. "Biriyle falan mı geldin? Söyle eve götürsünler seni." Beomgyu sedelenerek ayağa kalktı. "Uyuşturucu etkisi verir fark etmeden feromon salgılamaya başlarsın..." cümlenin devamını duyamamıştı.
"Çişim geldi." kendi kendine mırıldanıp leon ışıklarla süslenmiş koridora gitmek adına dans eden insanların arasından geçmeye çalıştı.
Birbirine sürtünen bedenlerden kurtulduğunda derin bir nefes verdi ve sarsak adımlarla erkekler tuvaletine girdi. Girdiği gibi boş kabinlerden birine girerek pantolonunu indirdi.
"Ah...." gözlerini kapatarak karnında hissettiği rahatlıkla omuzlarını indirdi. Huzura ermiş hissediyordu.
"Siktir..." yan kabinden gelen kalın erkek sesiyle bayık gözlerini araladı. "Hangi gerizekalı feromon salgılıyor?" hemen ardından sertçe yan kabin yumruklanmaya başladı. "Bana bak omega madem kızgınlığa girdin barda işin ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Night [TAEGYU]
FanfictionHer şey bir viski bardağıyla başladı. taegyu, texting, düz yazı, omegaverse