11

66 6 1
                                    

"Alp!"

Arabanın altındayken seslendiğim kuzenim beni duymazken bu sefer daha yüksek bir şekilde bağırdım.

"Alp iti!"

"Ne var lan?"

Elim boşalsın diye ağzımla tuttuğum tornavida ile konuşunca sesim boğuk ve anlaşılmaz çıktı.

"Yoldozo vorsono!"

"Götünden konuşmasana anlamıyom!"

Başımı yana çevirip tornavidayı yere bıraktım ve daha anlaşılır şekilde bağırdım.

"Yıldız!"

"Ne yıldızı, he dur"

Uzattığı yıldızı almak için elimi arabanın altındayken çıkarttım ve avcuma bırakılan aleti hızlıca alıp işime devam ettim. Arada damlayan yağlar suratıma gelmesin diye sürekli hareket halindeydim.  En sonunda işim bitince çevik bir şekilde kendimi arabanın dışına çıkardım ve köşedeki beze ellerimi sildim. Alt taraf sıcak olduğundan hava serin olmasına rağmen terlemiştim.

Kısa bir bakış attığım Alp halen eski deri koltuğun üzerinde telefonundan oyun oynuyordu. Elimdeki bezi kafasına fırlatıp dikkatini çektim ve boğazımı temizledikten sonra konuştum.

"Geçen uçurum kenarında çektiğimiz fotoları bana atsana"

"Tofaşlan beraber çektiğimiz mi ?"

"Hee"

Hala kafasının üstündeki bezi umursamadan telefonunu tekrar eline aldı. Ben de gözlerimle kendi telefonumu aradım. En son Halil abinin masasına koymuştum herhalde. Belimden hafifçe kaymış pantolonu düzeltip telefonumu almak üzere arka taraftaki odaya adımladım. Kapısının önünde iken içeriden gelen "Hassiktir ya!" Nidası duraksayıp kaşlarımı çatmama neden oldu. Her zamanki Halil abi diyerek içeri girmek üzereyken tekrar duyduğum sesi durmama neden oldu.

"Bana bak Günay, iki günün var. Paketi buldun buldun, bulamadın onlar bana gelmeden ben sana gelirim! Anladın mı it?"

"Ne demek bulamam! La siz beni delirteceniz mi, çocuk oyuncağa mı la bu ?!-

Sonlara doğru yükselen sesi ben içeri girdiğim için kesildi. İlkten irkilsede sonrasında kaşlarını çatıp  eliyle bir dakika gösterdi.

"Kapa, akşama doğru ara tekrar"

İçimde kaparan şüpheyi zorlukla bastırıp koltuğa doğru ilerlerken elimden geldiğince normal çıkarmaya çalıştığım ses tonumla konuştum.

"Hayırdır abi, paket falan bir sorun mu var ?"

Elini yavaşça ensesine çıkarıp gözlerini kaçırdı, terlemişti, kiminle konustuysa bayağı sinirini bozmuş olmalıydı.

"Sorma be oğlum, bizim uzuncadır araba alıp sattığımız bir firma vardı ya.. Ya da siktir et senin altından kalkacağın iş değil bu, boşuna kafanı yorma , ben hallederim."

Kaşlarım çatılırken eş zamanlı olarak ayağa kalkıp Abime doğru yaklaştım.

"Abi ağzından çıkanı kulağın duysun gözünü seveyim, biz ne zaman bir olayı halledemedik ?"

İyice yanına geldigimde elimi kaldırıp omzunu sıvazladım, ortağı gibi gördüğü beni bile uzak tutmaya çalışıyorsa bu iş gerçekten belalı bir iş demekti.

"Anlat bana da, oturup bir devasını bulalım hadi ?"

Uzunca bir süre bana baktı, bu sırada neyi tarttı bilmiyorum. Ama en sonunda pes etmiş olacak ki omzundaki elimi ittirip saçlarımı karıştırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yuân Fên Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin