Koşuyordum. Nereye gittiğimi bilmeden. Arkamdaki canavarın varlığını hissederek koşuyordum. yapraklar çatırdıyor, ayın ışığı ağaçların arasından ormanı bir nebze olsun aydınlatıyordu.Durdum.Bir ağaca yaslandım. Ayak sesleri durmuştu bir süre sonra.Şuan ses sadece benim nefes alışverişlerim, Baykuş sesleri ve karanlığa yerini bırakıyordu. İçimden,Onu geride bıraktığımı düşündüm. Korkum azaldı. Taki karşımdaki büyük ağacın arkasından siyah bir beden çıkana kadar. Titremeye başladım. Kalkmaya çalıştım. Ama uyuşan bacaklarıma yenik düştüm. Hızla nefes alıp veriyordum.Son nefesimin bu olduğunu düşünerek. Yine de şansımı denemek istedim son birkez. Son arzum belki bu. Dile getirmeye değerdi.
"Beni öldürme lütfen. Bırak gideyim. Senden kimseye bahsetmeyeceğim abiciğim. Lütfen abi... "
Karşımdaki kişi kıkırdadı. Belki net duyamadım ama gülümsediğini hissetim. Bana doğru gelmeye başladığında. Nefesim kesildi.
Bu kişi abim değildi. Uzun saçları, dolgun dudakları ve keskin gözleri vardı. Uzun ve gençti. Bu kişi hakkında söyleyebileceğim tek şey bu yabancıyı tanımıyor oluşumdu.
Titrek bir sesle, "A-abim değilsin sen. " dedim. Dolgun dudaklarıyla gülümsedi ve bana doğru eğildi. Daha fazla geriye gitmek istedim fakat sırtım ağacın pürüzlü gövdesine battı. Ellerini kaldırdı. Vuracak sandım ve gözlerimi kapattım. Ama sadece saçımı okçadı. Karnımda bir sıcaklık hissettim. Adını koyamadığım birşey. Gözlerimi araladım. Bana şefkatle baktığını farkettim. Şefkat miydi bu? Yıllarca abimin bana gösterdiğini sandım şefkatin aslı bu muydu yoksa? Bir anda asla unutamayacağım bir ses doldu kulaklarıma. "Abin tam arkanda küçüğüm." dediği şeyle başımı ağacın arkasına çevirdim ve gördüğüm manzarayla gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ağzı bantlı, elleri bağlanmış, yüzü kandan görünmeyen abim vardı önümde. Bu görüntü ne kadar canice olsa da beni mutlu etti. İlk defa onu bu kadar zavallı görmüştüm. Önümdeki yabancıya döndüm. "O-ona ne oldu? " diye sordum kısık bir sesle. Yabancı gülümseyerek cevap verdi, "Ne oldu değil önemli olan şuan ne olacağı önemli küçüğüm. Sana bir şans vereceğim. " diyerek cebinden bir bıçak çıkardı. "Ya geleceğini kendin yaratırsın ya da... " Tiksinti ifadesiyle abimi işaret etti. "Geçmişte kalarak geleceğini bir pezevenke bırakırsın. Hangisi Felix?"Dondum.Kelimenin tam anlamıyla. Gözümden yaşlar serbest kaldı. Aynı zamanda birçok soru şuan cevapsızdı. Kimdi bu adam? Abimi nerden tanıyordu? Beni nerden tanıyordu. Abimi neden öldürmemi istiyordu? Abimi öldürmek. Bu fikir neden bana iyi bir fikir gibi geliyordu? Delirmek üzereydim.Cevap vermezsem bu adam ne yapacaktı? Kendimi tehlikeden çok rahat hissediyorum ve nedenini bilmiyordum. Elim benden izinsiz hareket etti. Yabancının elinden bıçağı aldı. Yabancının elleri yara bere içinde, nasırlıydı.Yabancı gülümsedi. " Aferin Felix. Korkma küçüğüm ben burdayım. "Hayatımda ilk defa birine güvendim. Bir yabancıya güvendim. Kaldırdı beni ellerimden tutarak. Yönlendirdi beni abime doğru. Abim dehşet dolu gözlerle bana bakıyordu ve elimdeki bıçağa. Birşeyler söylüyor, bağırıyordu ancak ağzında bant olduğu için hiçbir şey anlamıyordum. Yere doğru eğildim. Yabancı tam yanımdaydı bana destek verircesine.Ellerim titredi. Nefes alışverişim hızlandı taki ben nefes alamayana kadar. Elimi kaldırdım. Abimin gözlerine baktım. Şiddetle başını iki yana sallıyor, yerinde çırpınıyordu. Bıçağı kalbinin tam ortasına saplamadan önce son sözüm" Bunu hakettin Abi. "Oldu.Bıçak tam kalbine girdi. Ormanı ayağa kaldıracak bir inleme sundu. Bıçağı çıkardım. Bu sefer karnının tam ortasına sapladım. Alnından oluk oluk ter akıyor, yüzü kıpkırmızı kesiliyor, çığlık atıyordu. Öldüğünden emin olana kadar bıçağı vücuduna sapladım. En sonunda inlemeler durdu. Geriye sadece dehşet saçan gözler, kanlı bir beden kalmıştı. Bir anda geri çekilip kusmaya başladım. Vücudum heyecan ve şaşkınlıkla kasılıyordu. Sırtımda bir el, beni sakinleştirmek istercesine okşuyor ve şu sözleri söylüyordu."Geleceğini kurtardın Felix. Korkusuz ve güçlü bir şekilde. Tebrik ediyorum seni güzelim. Hadi biraz rahatla." Sözler içime güven verdi. Doğruldum ve baygın gözlerle ona baktım. Bayılmadan önce şu sözleri söylediğimi hatırlıyorum. "K-kimsin sen?" bir anda yığıldım geriye doğru. Koca elleriyle tuttu beni. Bilincim kapanmadan kulağımda bir nefes hissetim, "Ben senin koruyucun olacağım güzelim.Söz sana, gelecekte bulacağım seni. Çıkaracağım bu bataklıktan. Yaşların sadece mutluluktan akacak. O zamana kadar seni izliyor olacağım küçüğüm." Bilincim kapandı.Dolgun dudaklar, uzun saçlar ve şefkatle bakan gözler yerini karanlığa bıraktı...Bu benim ilk ficim o yüzden biraz saçma olmuş olabilir. Şuan uyarıyım. Fic de şiddet ve ölüm var.
Son arzum çok sevdiğim bir şarkı ancak bu bölüm biraz dehşetli olduğu için orjinali koymadım.Fikirlerinizi benimle paylaşabilirsiniz. Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın! 💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ~hyunlix
Fanfiction𝘉𝘪𝘭𝘪𝘯𝘮𝘦𝘺𝘦𝘯:Şimdiden kokunu alabiliyorum bebeğim 𝘍𝘦𝘭𝘪𝘹:Ne istiyorsun benden? 𝘉𝘪𝘭𝘪𝘯𝘮𝘦𝘺𝘦𝘯:Sadece bir oyun oynayacağız. Bu oyun hayatının bir kumarı mı olduğunu yoksa sadece bir oyundan mı ibaret olduğunu sen belirleyeceksin. �...