6: senin bir sucun yok

135 15 6
                                    


İyi Okumalarr <3

Jisung

Her zaman olduğu gibi sabah erken saatlerde uyanıp kısa bir süre hazırlandıktan sonra annem beni arabasıyla okula bırakmıştı. Minho ve arkadaşları sayesinde okula gelme isteğim artmıştı ve eskisi gibi okula karşı nefret beslemiyor gibiydim.

Okula girmiş, koridorda sınıfıma doğru yürüyordum. Koridor beklediğimden fazla kalabalıktı. Yürürken bir anda önüme gelen ayağa takılıp yere kapaklanmamla inlemem bir olmuştu.

Bana çelme takan çocuk bağırarak "Önüne baksana!" dediğinde kafamı kaldırdım. Etraftaki insanların bize baktığını fark etmem ellerimin titremeye başlamasına neden olmuştu. "Sen şu Minho malıyla takılan mal değil misin ya?" dediğinde gözlerim dolmuştu.

Kıyafetimin yakasından tutup beni ayağa kaldırmış ardındanda erkekler tuvaletine doğru beni sürüklemeye başlamıştı. Ellerimin titremesiyle kalmayıp tüm vücudum titemeye başlamıştı. Tuvalete geldiğimizde beni yere doğru itti. Yanındakine bakarak "Sen kapı önünde dur ben biraz şunla uğraşayım." dedi. Yanındaki çıktığında tuvalette tek kaldık. Kapıyı anahtar yardımıyla kilitledikten sonra bana doğru döndü "Sen Jisung olmalısın değil mi?" dedi. Kafamı yavaşça salladım, gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. "Ouy kıyamam sana ağlıyor musun sen." dedi yapmacık bir sesle.

Kekeleyerek "Ö-özür dilerim." dedim. Böyle durumlarda kekelemekten nefret ederdim.

Dediğim şey ile beraber gülmeye başladı. "Sevdim seni" diyerek bir süre daha gülmeye devam etti.

Gülmeyi bitirdikten sonra "Her neyse kısa kesicem, Minho'yla konuşmanı istemiyorum yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." dedi ve göz kırparak tuvaletten çıktı.

Olduğum yerde kapanıp ağlıyordum ve aynı zamanda önceden olduğu gibi titriyordum yani kısaca kriz geçiriyordum. Neden hep bana olmak zorundaydı bunlar? Neden başkası değilde ben? Nefes
alış-verişim çok hızlanmıştı. Ardından birinin geldiğini fark ettim.

Minho

Okula girdiğimde öğrencilerin toplanıp bir şeyler konuştuğunu fark ettim. Biraz yaklaşınca birinin "Şu okula yeni gelen Jisung değil miydi o?" dediğini duydum. Hemen "Jisung mu, ne olmuş ona?" diye sordum.

"Şu Soobin varya okula yeni gelen Jisung diye bir çocuğu aldı çekiştirerek götürdü." dedi. Gözlerim bir anda açıldı ve aceleyle "Nereye götürdü!" diye sordum. "Şuraya doğru gittiler ama nereye bilmiyorum." dedi ve soldaki koridoru gösterdi. Hemen oraya doğru koştum.

Etraftaki birkaç sınıfa baktım ve hepsi boştu. İlerlerken tuvaletten Jisung'un sesini duyduğumu fark ettim ve hemen tuvalete girdim. Jisung yere kapanmış titreyerek ağlıyordu. Hemen yanına koştum "Jisung?" dediğimde ses gelmedi. "Jisung!" dedim bir kere daha ama sonuç değişmedi.

Bir anda aklıma küçükken Jisung'un arkadaşı oyuncağını kırıp ağladığında yaptığım şey geldi ve Jisung'un yavaşça saçını okşamaya başladım. Bir süre sonra titremeleri ve ağlamasının yavaşladığını fark ettim, ardında kafasını bana doğru çevirdiğinde göz göze geldik. Aniden sarıldı ve ağlamaya devam etti, bense kafasını okşamaya devam ediyordum.

Ağlaması durduktan sonra "Daha iyi misin?" dediğimde yavaşça kafasını salladı. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu ve yanakları kızarmıştı.

"Özür dilerim" dedim.

"Ne? Hayır senin bir suçun yok."

"Benim yüzümden böyle yaptı ve ben senin yanında olamadım. Özür dilerim."

"Hayır, saçmalama sen bir şey yapmadın." dediğinde gülümsedim. Soobin geçmişte aramızda yaşanan şeylerden dolayı hıncını çıkartmak için Jisung'u kullanıyordu. Bunun yüzünden kendimi suçlu hissediyordum.

"Bugün okulu asmaya ne dersin?" dedim. Okulda kalmak yerine dışarıda olmak ona iyi gelebilirdi.

"Ama dersler?"

"Hepsini siktir et, bugün beraber eğlenelim."

"Tamam, nereye gidiyoruz?"

"Lunaparka ne dersin?"

İlk yazma deneyimim olduğu için saçmalıyor olabilirim ama bence güzel gibi emin değilim.

Biraz hastayım ondan kötüleşmediğim sürece bölüm atmaya çalışıcam

Neyse umarım bölümü sevmişsinizdir

Okuduğunuz için teşekkürlerrr <33

Tüm Bu Sorunlar / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin