Öncellikle 200+ okunma için teşekkürler <3
Doğru düzgün aktif olamıyorum çok özür dilerim
Her neyse iyi okumalar!Jisung
Minho ve arkadaşlarıyla beraber takılacaktık. 8 kişiydik ve sonradan geldiğimden ister istemez kendimi fazlalıkmış gibi hissediyordum.
Hyunjin bağırarak "Bizim her zaman gittiğimiz o kafeye gidelim mi!" dedi.
Seungmin "İyi ki bi seni kafeye götürmüşüm hep oraya gitmek istiyorsun. Felix'e bile orada çıkma teklifi etmiştin! Sahibi bile senden bıktı."
Hyunjin hemencecik "Ya pastaları falan çok güzel hem sahibi beni çok seviyor." dedi.
Seungmin "Tabi, tabi sahibi en son bir daha gelmemen için para verip yollamıştı seni."
Felix "Hyunjinimi çok sevdiği için harçlık olarak para vermişti bir kere." diyerek savunduğunda Hyunjin ona eliyle kalp işareti yapıp öpücük işareti yaptı.
Bangchan "Tamam yeter bu kadar oraya gidelim hem Jisung'da görmüş olur." dedi. Konu ne zaman bana gelmişti?
Kısa bir süre sonra bahsettikleri kafeye gelmiştik. Kafenin adı "Bangtan's Cafe"idi. İçeri girdiğimizde dikkatimi ilk çeken şey duvarlardı. Rengarenk duvarların üzerinde sayılamayacak kadar yazılar ve çizimler vardı. Her tarafta bitkiler, renkli ledlerin olması orayı huzur verici bir alan yapıyordu. Başka bir köşeye baktığımda ise birkaç tane armut koltuğun yanında envai çeşit kutu oyunları vardı ve pekte kalabalık değildi. Ne yalan söyleyeyim kalabalık olmadığını görmek beni rahatlatmıştı.
(Hani duvarlara yazı yazar veya bir şeyler çizer anı falan bırakırlar ya işte duvarlarda böyle yazılarla kaplı inşallah anlatabilmişimdir)
Çalışanlardan biri olduğunu düşündüğüm bir adam "Abi siz niye buraya gelip duruyorsunuz koskoca şehirde başka yer yok gibi." dedi.
Hyunjin "Ayıp oluyor ama Jungkook hyungcum hani biz senin kardeşlerin gibiydik." dedi
İsminin Jungkook olduğunu öğrendiğim kişi gözlerini devirdikten sonra beni fark etti "Tanıştırmayacak mısınız?" dedi.
Bangchan "Bu Jisung, okuldan arkadaşımız." dedi. Bu kelimeyi duymayalı uzun zaman olmuştu ve bu beni çok iyi hissettirmişti. Belki başkaları için çok basit ve anlamsız bir kelime olabilirdi ama benim için gerçekten özeldi.
Jungkook "Haa o Jis-" derken bir anda sustu. Beni önceden biliyor muydu? "Yani öyle laf arasında söylemişlerdide oradan şey yaptım." diyerek gülümsedi.
Changbin "Artık lütfen oturabilir miyiz lütfen?" dedikten sonra masaya geçip hepimiz birer hamburger istedik. Her ne kadar kafe olsada hamburger gibi birkaç yemek vardı.
Hamburgerler geldiğinde Changbin hemen alıp hepsini ağzına tıkıştırdı. Ben Changbin'e ağzı açık bir şekilde bakarken, Felix "Buna alışman gerekicek" dedi.
Ardından önümdeki hamburgerden bir ısırık aldım. Tadı gerçekten çok güzeldi. Hepsi bana bakıp benim hamburger hakkındaki yorumlarımı merak ediyorlardı. Ağzımdakini hızlıca çiğneyip "Tadı gerçekten muhteşem." dedim.
Changbin bağırarak "EVETT ARTIK SENDE BİZDENSİN" diye bağırdı. Böyle bir şeyi beklemediğimiz için hepimizin ödü patlamıştı. Aynı zamanda başka masadaki insanlar bize ayı görmüş gibi bakıyordu (Öyleyiz).
Hamburgerlerimizi yerken bana anılarını anlatıp kendilerinden bahsediyorlardı. "Varya o peçeteyi Hyunjin'nin ağzına öyle bir sokmuştum ki anlatamam." diyordu Minho gururlu bir sesle.
"Yalan atıyor valla olmadı öyle bir şey KURU İFTİRA!" dedi Hyunjin. Ardından Minho masadaki peçeteyi eline aldı ve Hyunjin'e gösterdi.
Felix ellerini açıp Hyunjin'e kalkan oldu "Önce beni geçmen gerekiyor." dediğinde Hyunjin sahte bir şaşkınlıkla elleriyle ağzını kapatıp "Ya canımm" dedi.
Seungmin "7 kere öğürünce kusuyormuşuz." dedi.
Ortam çok komikti ve ben dahil herkes gülüp eğleniyordu. İlk kez böyle şeyler yaşıyordum ve gerçekten çok iyi hissettiriyordu.
Bu şekilde konuşmalar sonrasında masadan kalkıp armut koltuklara geçtik. Oturduğumuzda duvardaki yazıların bazıları dikkatimi çekti ve okuduğumda ise bunun bir aşk itirafı olduğunu fark ettim. Birinin bu şekilde aşkını itiraf etmesi düşüncesi gerçekten çok tatlıydı.
Kafamı çevirdiğimde Minho ile göz göze geldik ve birbirimize gülümsedik. Ardından Bangchan "Uno mu oynasak?" diye bir fikir attı ortaya.
Felix "Bangchan'dan sonra travma kalmıştı ama yinede olur oynayalım ama Jisung oynamayı biliyor musun?" dedi.
"Bilmiyorum ama siz oynayabilirsiniz sorun değil." dedim. Bilmiyordum çünkü daha önce bana öğretebilecek kimsem olmamıştı.
Minho "Olmaz öyle öğretirim ben sana." dedi.
Kabul ettikten sonra Minho'nun yanına geçtim ve ben hiç oynamadığım için Minho ile grup olup oynamaya karar verdik.
Minho elimi tutarak havaya kaldırdı ve "BİZ KAZANDIK AĞLAYIN!" dedi ve o şekilde Minho'yla zıpladık.
Eveettt bölüm bitti biraz saçmaladım gibi ama bunları çok güzel yerlere bağlamayı düşünüyorum
Elimden geldikçe bölüm atmaya çalışıcam bundan sonra çünkü tüm kurguyu aklımda yazdım bundan sonrası rahat olur gibi
Lütfen bunun altına bölüm hakkındaki yorumlarınızı ve nasıl devam ettirebileceğim hakkında öneride bulunun <33
Her neyse önümüzdeki bölümde görüşmek üzereee!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüm Bu Sorunlar / Minsung
Novela JuvenilYaşadığı şeyler nedeniyle küçüklüğünü hatırlamayan, anksiyete ile savaşan Jisung ve Jisung'la bir geçmişi olan, bu geçmişi hatırlamasında yardımcı olan Minho 🫶