°•°Belis°•°
Kraliçe oluşumun ilk günüydü. Mutlu ve bi o kadar heyecanlıydım. Uyandığımda Yalın bana sımsıkı sarılmış masum bir şekilde uyuyordu benden çok onun yorulduğunu hissettim. Dün neden geç geldi acaba diye geçirmeden edemedim. Ama sarayda işleri vardır diye düşündüğümden çok üstünde durmadım.
Yavaşça dolabıma ilerledim. Kahvenin çok açık tonlarından bi elbise çıkardım kendime. Ve kabinin arkasına geçtim ve o sırada Yalın'ın boğuk sesini duydum. "Belis sevgilim." Uykudan daha yeni uyandığı için sesi çok boğuk ve tatlı çıkıyordu. Yalın'a seslendim. "Dolaptaki kahve takımın giy." Yalın yataktan kalktı ve dolaptaki takımı alıp giymeye başladı. Odada ben olmadığım için rahattı ama tam üstünü çıkarırken odaya girmiştim.
Yalın'a sanki kal gelmişti. Hiç bişey yapmıyordu. Ben ise çığlık atıp paravanı tekrar çekmiştim. Ne kadar rezil bi an. Yalın'ın arkadan kıkırtılarını duydum. Ve ardından sesini "Kraliçem çok beklettiğim için üzgünüm şimdi gelebilirsiniz."dedi. Ben domatese döndüğümün farkında olarak içeri adımımı attım. Ardından Yalın önümde eğilerek "Artık bir kraliçe olduğun a göre her gün önünde eğileceğim değil mi?" dedi. Ben kahkaha atmaya başlayınca benimle birlikte oda güldü. Gülerken yanına yaklaştım ve "Senin eğilmene gerek yok herkes eğilebilir ama sen asla." dedim.
Biz gülüşürken odanın kapısı çalındı ve içeri Yarin girdi. "Kraliçem rahatsız ettiğim için bağaşlayın ancak Prenses Miranda geldi."dedi ve gitti. Büyük bi küfür savurdum. Onu tamamen unutmuştum. Hızlıca saçımı tardım toplamaya gerek duymdan tacımı taktım. Hızlıca çıktım. Yalın'ın hiç birşeyden haberi yoktu neden bu kadar telaşlandığımı anlamamıştı. Koşa koşa aşağıya indim. Ve Miranda'nın yanında biraz soluklandım.
Yalın 'ne oldu' dercesine bakıyordu aslında çok beklemedi sormak için "Sevgilim n'oldu bu ne hız ben çağırınca bu kadar hızlı olmuyorsun" güldüm ve "Planımız vardı aklımdan çıkmış." dedim. Miranda beni kolumdan çekmeye başladı ve "Hadi Belis daha meydana ineceğiz sonra ormanlıktaki partiye gideceğiz. Kusura bakma sevgilin bugün benimle." dedi. Ve hızlıca at arabasına bindirdi. Miranda konuşmaya başladı.
"Belis bak bunu benden duymanı istemezdim ama Yalın seni aldatıyor."
Miranda ya bakakaldım. Gözlerim yaşlarından bıkmışcasına onları dışarı atıyorlardı. Yaz ayında olmamıza rağmen Polarin bir anda dondurucu olmuştu. Zaman akmayı bırakmış, ve bende nefes almayı bırakmıştım. Sürekli sayıkladığım tek bir kelime vardı. "Neden?"...
•°•Miranda•°•
Belis'i böyle görmek kalbimi acıtıyordu. Bu fikri ben sunmuştum. Neden Yalın'ın kabul etmek istemediğini şimdi anladım. Belis'in ne kadar üzüleceğini biliyordu. Keşke yapmasaydım diye geçirdim içimden. Keşke Yalın'ı dinleseydim ama olan oldu artık. Herşey hazırdı. Atı süren şovalyeye daha önceden tembih etmiştim. Bizi uzun yoldan ormanlığa götürecekti. O aradada Yalın çoktan kısa yoldan giderdi. Yani umarım...
°•°Yalın°•°
Herşey hazırdı tek eksik Belisti Miranda ya ne kadar tembihlesem de beni dinlemedi. Ve Belis'e onu aldattğımı söyledi. Uzaklara dalmışken bi at arabası gördüm ve Belis'in geldiğini anladım. Miranda Belis'i indirdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Canım acıdı ben ona dokunmaya kıyamazken onu böyle görmek canımı yaktı. Miranda ya yalvarmıştım ancak fayda etmemişti. Yanına koştum ve ona sarıldım. Tepki vermedi, karşılık vermedi, ama itmedi sadece durdu. Miranda yanımıza yaklaştı ve " Belis bu bir şakaydı bu kadar üzüleceğini tahmin etmemiştim." dedi ve Belis'e sarıldı. Ben ise o an diz çöktüm. Ve teklifimi yaptım.
Belis'in gözleri doldu. Yeniden... Ve beni kaldırıp sarıldı. Ardından yüzüğü parmağına taktı. Çok mutlu olduğunu görebiliyordum. İki dakika önceki renksiz halinden eser yoktu. Mutluluğun verdiği bir enerji vardı suratında. Biz Belis ile sarılırken her zamanki gibi Miranda yanımıza geldi ve "Şimdi 2 gün içinde evlenecek misiniz?" diye sordu. Bu tamamen aklımdan çıkmıştı. Polarin'de 2 rakamı uğurlu sayı olarak kabul edilirdi bu nedenle teklif yapıldıktan sonra iki gün içerisinde çift evlenmez ise uğursuz bir evlilik olacağı söylenirdi.
Ben bu düşüncelere daldığım sırada burnumda bir damla hissettim. Yağmur yağıyordu. Hızlıca Belis ile at arabasına bindim. Ve Miranda peşimizden geldi araba iki kişilik olduğu için onu buraya alamadım ve onu Alhont'a emanet ettim. Aslında küçük kardeşimi o çocukla aynı arabaya bindirmekten zevk alıyordum. Çünkü o iki salak birbirlerinden hoşlandıkları halde bu gizliyorlardı. Bu onlara bir fırsattı...
°•2 gün sonra•°
Düğün günü gelmişti. Sonunda Belis bana ait olacaktı. Giyindikten sonra Belis'in yanına gittim. Bembeyaz elbisesi ve kraliçe tacıyla çok güzel görünüyordu. Belis'e yaklaştım ve "Kraliçem gidelim mi" dedim. Belis başıyla onayladı ve beraber yürümeye başladık. Merdivenden inerken bir alkış tufanına tutulduk. Her yerden insanlar vardı. Krallar prensler kraliçeler... Hafif bir müzik eşliğinde dans etmeye başladık. Kardeşlerim Aden ve Miranda'yı gördüm hiç mutlu görünmüyor hatta kızgın bakıyorlardı. Abilerinin evlenmesi miydi zorlarına giden. Dans ederken müzik durdu ve Jarin bana bakarak gelmemi işaret etti. Yavaşça onu takip ettim. Hemen arkama baktım ve Belis oradaydı.
Belis'in elini tuttum ve taht kısmına çıktık. Jarin hizmetçilere işaret verdi ve konuşmaya başladı. "Sevgili müstakbel damadım Yalın ailenle uzunca bir sohbet gerçekleştirdik. Ve bir karar aldık. Loston krallığı ve Polarin krallığının artık kral ve kraliçesi sizsiniz." Belis ile birbirimize baktık. Daha sonra bir taç getirildi. Jarin bana yaklaştı ve tacı taktı. Artık resmen kraldım. Ancak tek bir ülkenin değil iki ülkenin kralıydım. Yönetim artık ikiliydi.
Kral olma haberinin üstünden yaklaşık 3 saat geçmişti. Aklıma birden kardeşlerim geldi. Neden sinirli olduklarını şimdi anlamıştım. İki ülke tek kral ve kraliçe...
Ben bu düşüncelere dalmışken Belis yanıma geldi. Herkesin gitmiş olduğunu fark ettim. Belis "Neler oluyor Yalın. Miranda ve Aden de bi garipti şimdide sen burda durmuş batmış gemileri sayar gibi oturuyorsun."diye sitem etti. Haklıydı fakat istemeden aklım kardeşlerim deydi. Belis'e baktım ve yavaşça ona sarıldım. "Hadi odamıza gidelim her şeyi anlatıacağım."
Normalde atmayacaktım ama benim için çok önemli biri (Yalın karakterini esinlendiğim kişi) merak ettiğini ve atmamı söyledi. Bende kıramadım o yüzden attım.-seni seviyoreee- Ama pazar günü yine atarım. (yani inşallah) :)