Bölüm Bir : Beklenmedik Ses

41 0 3
                                    

Önce korkuyu hissettim. Sonra çaresizliği. Uyanır uyanmaz babamı öyle çaresiz görmek... Fred'in gelmesine az kalmıştı. Çabucak paslanmış laboratuvarı temizledim. Fareleri saydım. Makine fişlerini taktım. Her yeri saran ceset kokusu artık beni rahatsız etmiyordu. Annemin gülüşlerini duymamı engelleyen müthiş bir yel vardı. Kapıları kapatamazdım. Annem ve alkolik erkek arkadaşının eğlence seslerini duymak isteyeceğim en son şeydi.

''Hey!''

Fred'in o tatlı sesini duymak iyi gelmişti ama ciddiyetimi korumalıydım. Sakince gülümsedim.

''Kapıları kilitle. Konuşmamız lazım.''

''Evet. Sabahın köründe ne işimiz var bu yerde? Bu sesler de ne?"

"Fred sakin ol. Annem ve o anlattığım pisliğin sesleri bunlar. Onlar adına özür dileme zahmetine girmeyeceğim. Ve kaç defa söyleyeceğim. Konuşmamız lazım. Yardımına ihtiyacım var. Yardımına ve sana."

Fred hiçbir şey bilmiyordu. En yakın arkadaşım olmasına rağmen ona hiçbir şey söylememiştim. Elbette bana çok bozulmuştu. Konuşma şeklinden anlaşılıyordu. Onu habersiz bırakmak istemedim. Asla. Ama annemin ve domuz suratlı erkek arkadaşının baskıları altındayken, çare bulana kadar hiç kimseye bir şey söylememiştim. Ama artık bir çarem vardı. Babam – öz babamın bana ihtiyacı vardı. Hem de çok. Babamın bana, benim de Fred'e.

''Beni boş boş bakmak için mi çağırdın?''

''Fred.''

''Bir sorun mu var?'' diye sordu. Tam 'Hayır bir sorun yok sadece babam büyük ihtimalle uzaylıların bulaşıcı olan bir hastalığı yüzünden ölüyor.' diyecektim ama eğer babamı iyileştirmek istiyorsam Fred'e ihtiyacım olduğundan sustum. Gerçekten ciddi bir şekilde ayağı kalktım. Fred'e gelmesi için işaret attım. Birlikte kısa koridora girerken koku artıyordu. Bunun Fred'i rahatsız ettiğini biliyordum. Ama o bunu dile getirmeyecekse benim de buna niyetim yoktu. Babamın yanına yaklaştıkça Fred bana aptal bakışlar atıyordu. Fred bir açıklama bekliyordu. Ona hiçbir şey söylememiştim. Tabuta benzer ama daha geniş buğulu cam kabinin içindeki şeyin kim ya da ne olduğunu nereden bilecekti ki. Aptal bakışlarıyla bana bakmaya devam etti. Ben ise kabini açmak için paslı kilitlerin anahtarlarını bulmaya çalışıyordum. Sonunda bulunca o kadar da heyecanlanmadım. Ya Fred bana yardım etmezse... Kabini açarken oda çok sessizdi. Sessizliği Fred bozdu ama kalbinin atışlarıyla. Ben ağır çekimde kabini açarken Fred dayanamadı ve bana açmamda yardım etti. Artık baktığı görüntü çok netti ve insanda bir korku uyandırıyordu. Babama yaklaşık on dakika boyunca baktı. Hiç ses çıkarmadan... Artık kalbi bile atmıyor gibiydi. Bu sessizliğin anlamını biliyordum. Açıklama istiyordu. Sonunda sessizliği bozdum.

''Bilmiyorum. Ne olduğunu bilmiyorum. Gerçekten. Babam uzaylılara meraklı bir adamdı. Beraber tasarladığımız proje için buraya gelmişti. Annemden gizlediğimiz laboratuvara. Söylediğine göre uzaylılarla bir randevusu vardı. Bende gelmek istedim ama izin vermedi. Bana daha sonra ihtiyacı olacağını söyledi. Üç saat sonra yanına gittim. Böyleydi. Ama öncesinde hiçbir ses olmadı. İşte tek bildiğim şey. Babamın bana ihtiyacı var Fred. Eğer onu eski haline getirebileceksem benim de sana ihtiyacım var. Lütfen Fred. Lütfen bana yardım et.'' Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Babama baktım. Derisinde kabarcıklar vardı ve üst tarafı mavi, alt taraflara doğru yeşildi. Korkunç bir çizgi film den çıkmış gibiydi. Yüzündeki dehşet verici ifade oldukça rahatsız ediciydi. Bize bakıyordu. Düşünebiliyor muydu? Fred'i daha önce hiç görmemişti. Eğer düşünebiliyorsa erkek arkadaşım sanmıştı. Ama babamın Fred hakkında ne düşündüğü umurumda değildi. Ama Fred'in babam hakkında ne düşündüğünü çok önemsiyordum. Dayanamadım;

''Ee?''

Fred iç çekti. Çok derin düşünüyordu. Bu çok açıktı ama tek istediğim en yakın arkadaşımın bana yardım etmesiydi.

''Ne yapıyoruz o zaman?'' diye sorduğunda kalbim yerinden çıktı neredeyse. Gülümsedi. Dağınık saçları gri gözlerinden birisini kaplamıştı. İnce dudaklarındaki sevecen gülüş insana güven veriyordu. Çok yakışıklıydı. Aynı zamanda çok temiz kalpliydi. Ama onu asla farklı bir şekilde sevmemiştim. Ama onu çok seviyordum. Babamdan sonra en sevdiğim kişi oydu.

"Ashley?"

Bu kadar durgunluk yeterdi. Onu öpmek istiyordum. İğrenç sesimle ona şarkı söylemek... Ve sonunda üzerine atladım. Ayaklarımı yerden keserken bir inilti geldi. Babamdan.

Bilim Yol Gösterir.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin