1066 KELİME
BEĞENDİNİZ Mİ?
DİĞER KİTABIMA BAKMAYI UNUTMAYIN ❤️
OY ATARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM🤭
BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Teyzemin yanına emin adımlarla gidiyordum. Asistanların olduğu yere vardığımda hemen tanımışlardı beni. "Hoşgeldin Liya demişti Sevil abla. "Hoşbulduk Sevil abla, naber?" Demiştim sevecen olmaya çalışarak. "İyidir canım, senden naber?" Demişti oda sırtımı sıvazlarken. "Geçinip gidiyoruz, teyzem burda mı?" Sağına soluna bakınıp bana dönmüştü tekrar. "Tam arkanda."
Arkamı döndüğümde teyzemin üstünde cüppe vardı. Anlaşılan yeni davadan çıkmıştı. "Hoşgeldin kuzum, hayırdır bir şey mi oldu?" Demişti tedirginlikle. "Seni ziyarete geldim, fena mı oldu?" Gülümsemişti. "Deli kız, bende bir şey oldu sandım tabiki gel."
"Geleyim bari" demiştim arkasından yürürken. Koridorlardan bağırış sesleri geliyordu."Ne oluyor teyze?" Demiştim ne olduğuna bakmaya çalışırken. "Yok bir şey, her zamanki gibi" tamam anlamında başımı sallamıştım. Bir anda boğazıma değen metal ile olduğum yerde dona kalmıştım. "Eğer yaklaşırsanız kızı öldürürüm. Yutkunmuştum. "Liya!" Nefes almakta zorluk çekiyordum. "Korkma sana bir şey yapmayacağım, tek amacım korkutmak eğer belli edersen işte o zaman sözümü tutmam" demişti kulağıma fısıldayarak. Duyduğum ses Alaz mıydı?! Nasıl olurdu bu? "Alaz?" Demiştim şaşkınlıkla. "Ta kendisi." Diyip dudağıma fısıldamıştı. "Nefes alamıyorum" demiştim zorla. Ellerini gevşetmişti biraz olsa.
"Şimdi kızla gideceğim, sizde peşimizden gelmeyeceksiniz, uzaklaştıktan sonra kızı bırakacağım." Haraket etmemeye çalışıyordum çünkü bıçak baya bir çizmişti boğazımı. "Eğer arkamızdan gelirseniz, kızı ölmüş bir şekilde bulursunuz, anladınız mı?" Diye sormuştu ciddi şekilde. Yavaş yavaş arka arka yürümeye başlamıştı. "Güzelim sakın ol, korkma tamam mı kurtaracağız seni" diye bağırmıştı teyzem.
Teyzem endişelenmesin diye tamam anlamında sallamıştım, fakat bıçağın boğazımda olduğunu unutmuştum. "Ah" yüzümü buruşturmuştum. "Liyacık daha dikkat etmelisin yoksa ben değil sen kendini yaralayacaksın" diye fısıldamıştı yine. Arabaya ne ara vardığımızı hatırlamıyorum bile. "Zorlama beni, bin arabaya sakın kaçmaya çalışma yoksa olucaklardan ben sorumlu değilim" çok ciddi bakıyordu. Aniden değişmesine anlam veremesemde bir şey demeden arabaya binmiştim.
"Aferin Liyacık." Her ne kadar Liyacık demesine kızsam da şu an bunu düşünmem saçma olurdu zaten. Baya bir uzaklaşmıştık. Aklımda sorular vardı fakat ben sormak veya sormamak arasında kalmıştım. "Sor" demişti bir ses. Kaşlarımı çatmıştım, bu adam benim içimi mi okuyordu?. "Korkma içini okumuyorum, şaşkın şaşkın bakıyorsun" demişti yüzümü incelerken.
"E sormayacak mısın?" Demişti sor dercesine. "Ne işin vardı orda acaba? Bir de beni niye kaçırıyorsun acaba?" Demiştim. Derin nefes almıştı. "Adam öldürdüm, adam bıçakladım ve işkence ettim salağın biri de şikayet etti ama ona ne yapacağımı biliyorum ben" demişti ifadesizce. "Kim olduğunu biliyor musun?" Demiştim. "Pardon adam değil şerefsiz" demişti demin söylediğini düzelterek. Bari cevaplasaydı beni salak şey. "Cevap verseydin bari."
Demiştim sinirle. Başını ovalamıştı. "Çok soru soruyorsun Liyacık az sus da kafamı dinlendireyim""Sensin Liyacık, hem susmuyorum ne yapacaksın? Bırak beni de gideyim yeteri kadar uzaklaştık zaten" demiştim en sonda patlayarak. "Liyacık mi? Ben mi? Alemsin küçük" demişti kahkaha atarken. "Komik olan ne?" Şu an bir ay önce yanıma gelip mal alan adam beni kaçırıyordu iyi mi?