Bölüm 27 - Uçurum Kenarı

886 32 72
                                    

Ehem ehem, değerli okurlar;

Öncelikle kestane balının diyarı Gedelli'den-

Neyse neyse djdjxhd bölümden önce önemli bir bilgilendirmem var.

Bu bölüm bana ait değil. Sevgili @ikikapanmazyara mükemmel bir barışma bölümü yazmış. Tek kelimesine bile müdahale etmeden direkt olarak kitaba aktarmak istedim çünkü bu güzel yazıyı birkaç kişi değil, bu kitabı takip eden herkes okusun ve hayran olsun istiyorum 🫠

Normalde başkasının yazdığını kendi kitabımda yayınlamam ama bu bölüm öyle güzel ki... Okurken gözünüzde canlandırırsanız mahvolacaksınız, peçeteleri hazırlayın 🥲

O halde sizleri harika bir bölümle baş başa bırakıyorum efendim. Keyifli okumalar 🌸




Cemile ve diğer amcaoğulları Veysel’in etrafında toplanmış sıkıntılı bir yüzle oturuyordu. Kenan’la aralarında geçen olaydan sonra üç gün olmuştu. O gün birkaç eşyasını alıp evi terk eden Kenan, Elif’le birlikte Musa Amca’nın evinde kalıyordu.

“Sen hiç görüştün mü yenge Kenan abiyle? Ya da Elifle?”

Cemile başını sallayıp Veysel’e üzgünce bakarak elini tuttu. “Veysel’im… Bak Kenan Abi de çok üzülüyor. İki gündür konuşmak için geliyor seninle. Bir kez olsun konuşsanız şöyle sakin sakin oturup, olmaz mı can kuşum?”

“Ya yeter Cemile’m ben konuşmak istemiyom. Abim falan da değil o artık benim. Hiçbir şeyim değil ya. Onunla bir daha ne görüşürüm ne de affederim. Ya göz göre göre… Bu adam doktor ya doktor!”

“İyi de amcaoğlu sen de biliyon Muammer Amca son zamanlarda hep aynıydı. Hem doktora götürüp bir kere kontrol ettirmedi mi Kenan Abi? E bir şey çıkmamıştı. Yanlış mı hatırlıyom öyle değil miydi?”

“Hastalık hastalığı vardı evet,” dedi Cemile Ramazan’ı onaylayarak.

“Ne zaman götürdü doktora ya? Taa ne zaman o da bir kere. Ankara’ya gideceğimiz günlerde söylemiş adam kalbim ağrıyor demiş. Önemsememiş! Önemsememeyi geçtim bize haber vermeye bile zahmet etmemiş! Madem bir işe yaramayacaktı bari bize söyleseydi biz götürürdük doktora. Adama doktor dedik…”

Veysel elleriyle yüzünü sıvazlayıp sakinleşmek ister gibi derin nefesler aldı. “Savunmayın bana onu.”

Taner ve Ramazan birbirlerine baktılar. Zamana ihtiyacı olduğunu biliyorlardı. Ama bu zaman zarfında Kenan’ın ne halde olduğunu kimse düşünmüyordu işte. Cemile derin bir nefes vererek Veysel’e baktı. “Acından, üzüntüden ne dediğini bilmiyorsun can kuşum… Kenan Abi ya bu. Herkes için neler yaptı ne iyilikleri dokundu unuttun mu? İster miydi o böyle olmasını?”

“Yani en çok da senin için amcaoğlu…” dedi Ramazan çekingen bir sesle. “En çok da senin için neler yaptı yani…”

“Ya oğlum yeter bak. Hepiniz birleşmişsiniz yaptığı korkunç hatayı savunuyonuz bana. Şunu yaptı bunu yaptı. E yapacak işi bu değil mi oğlum? Doktor değil mi bu adam? Bak valla yeter şurama kadar geldi. Bir daha duymak istemiyom o doktor beyin adını. Olmaz olsun öyle abi.”

Ramazan ve Cemile bir şey söylemek ister gibi baktığında Taner onları uyaran biçimde öksürdü. “Tamam amcaoğlu, bak ben şu an senin sağlıklı düşündüğünü sanmıyorum. Sonra konuşuruz tamam mı?”

Kapının şiddetli biçimde vurulmasıyla salonda sessizce oturan dörtlü irkilmişti.

“N’oluyo ya?”

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin