arkadaşşaklar selamun aleyküm
.
Lüks otelin lobisinde sakin adımlarla ilerlerken, her an vazgeçecek gibi hissediyordum. Birazdan hiç tanımadığım, yüzü bile bana sürpriz olacak bir adamla birlikte olacaktım ve aklı olan hiçbir insan evladı böyle bir saçmalığa girişmezdi.
Boğazlı kazağımı çekiştirip kendime nefes alacak alan yaratmaya çalışarak asansörlere doğru adımladığım sırada telefonumdan gelen bildirim sesiyle hızlıca cebimden çıkardım ve gelen mesajlara göz gezdirdim. Samet, Axel ve Yoongi'nin olduğu grupta bu gece buluşmak için konuşuyorlardı. Mesajları üstten okuyup birkaç saniye durdum, teklif Yoongi'den gelmiş ve diğerleri de kabul etmişti, şimdi de benden bir yanıt bekliyorlardı. Muhtemelen Yoongi'ye söylediğim, Jess'le buluşma yalanı oldukça canını sıkmış olmalıydı ve Axel'in beni ikna edebileceğini, bu sayede buluşmaktan vazgeçirebileceğini düşünüyordu.
Daha önce de defalarca kez yapmıştı bunu ama bu kez olmazdı, artık yorulmuştum onun bu git gellerinden. Beyefendinin sikinin keyfi yüzünden saatler önce düştüğümüz o rezil durum, düşündükçe daha da canımı sıkıyordu ve artık onun bu saçmalıklarına katlanmak istemiyordum. O, her şeyden habersiz hayatını yaşamaya devam ederken benim ona bel bağlayıp, kimseyle ilişki yaşayamamam -ki bunda Yoongi'nin de kıskançlıklarının payı büyüktü- tamamen, koca bir saçmalıktan ibaretti.
Üzerinden henüz birkaç saatin geçtiği ve benim kendimi kaybedip, bambaşka bir alemdeymiş gibi hissetmeme sebep olan o tarifi imkansız anlar, Yoongi için tamamen sıradan ve basitti. Hiçbir zaman benim olmayacağını biliyordum ve artık yeni bir şeyler için adım atmanın tam zamanıydı. Bunu bugün, o malum olaydan sonra çok daha iyi anlamıştım.
Bu gece işim olduğuna dair kısa bir mesajla yanıt verdim grup sohbetine ve asansörün durmasıyla terleyen ellerimi, kotuma silip aynadaki görünümüme baktım. Az önce sertçe çekiştirdiğim için kazağımın üstüne çıkan zinciri içeri soktum ve deri ceketimin yakalarını düzeltip, kapıların tekrar kapanmasına izin vermeden indim.
Resepsiyondan aldığım oda kartını kontrol edip, koridorda acelesiz bir şekilde ilerlerken stresliydim. Daha önde birkaç kez tanımadığım insanlarla tek gecelik ilişkilerim olmuştu. Bu ilk seferim olmasa da yine de korkuyordum. Fakat bu korku canımın yanacağından değil, her şey yaşanıp bittikten sonra Yoongi'ye ihanet ettiğimi düşünebilecek potansiyelde bir avel olduğumu bildiğim içindi.
Daha önceki yaşadığım ilişkilerin tamamı Yoongi'den önceydi. Ona karşı hislerimin olduğunu fark ettikten sonra da birçok deneme girişiminde bulunsam da aptal vicdanım yüzünden hepsi tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı ve bu sefer öyle olmasını istemiyordum.
Odanın önünde durduğumda, kapalı kayıpla bakıştım bir süre. İçeride beni bekleyen birinin olduğunu bilmek gerilmeme sebep oluyordu. Çevremdeki herkese tabiri caizse hayvan gibi muamele ettiğim için ne şekilde bir giriş yapmam, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.
Daha fazla durup beklemenin hiçbir fayda sağlamayacağını bildiğim için dakikalardır elimde çevirdiğim kartı, kart okuyucuya soktum ve saniyeler içinde kilidi açılan kapıyı araladım. Koridorun tam tersi, sıcacık bir hava dalgası, hoş bir kokuyla suratıma akın etmişti anında. Kısık sesli, slow bir müzik duyuluyordu içeriden. Görüş açımda duvarı boydan boya kaplayan kocaman bir cam, o camın önündeki berjer ve lambader vardı. Odanın geri kalanını henüz görmemiştim ama oldukça büyük ve lüks bir suit olduğundan emindim.
İçeri ilk adımımı attığımda, stresten sıcak basmış ve üstümdeki her şeyi bir çırpıda çıkarıp atmak istemiştim. Kapı kulpunu sıkıca kavradığım parmaklarımın boğumları bembeyaz kesilmişti. İçeri girmek ile arkama bile bakmadan koşarak buradan kaçmak arasında gidip gelirken kısık sesli müziğin durması ve birkaç tıkırtının gelmesiyle artık dönüşüm olmadığını anlamıştım.