3

33 4 0
                                    

Masanın üzerinde ki kağıtlar pencereden gelen rüzgar ile savrulmaya başlayınca camı kapatmak için kalktım yerimden, pencerenin önüne geldiğimde gözlerim aşağıda dikilen adama takıldı, üzerinde ki kıyafetleri bu döneme ait değildi sanki. Gecenin bir yarısı burada ne yaptığını anlamaya çalıştığım adamın kim olduğunu gözlerini gözlerime dikince anlamıştım.

"Eşref "

Ne yapıyordu burada bu saatte? Bir şey söylemek için mi gelmişti eğer öyleyse neden kapıyı çalmadı neden orada öylece dikeliyor ne olduğunu anlamak için pencereden uzaklaşıp hızla sokak kapısına doğru ilerledim, kapıyı açar açmaz ince geceliğimin üzerine vuran soğuk rüzgar ürpermeme sebep olmuştu . Tam karşımda dikeliyordu, benim geldiğimi görmüştü yüzüme bakıyordu, gülümseyerek.

"Eşref ne oldu? Niye buradasın?"

Sorduğum soruyu duymamış gibiydi hala yüzüne takındığı gülümseme ile gözlerime bakıyordu.

"Niye geldin dedim,duyuyor musun beni?"

"Seni özledim"

Tek bir cümle kurmuştu, fakat neyden bahsediyordu anlamlandıramamıştım. Nasıl böyle konuşabilirdi ona bu hakkı kim veriyordu, bu saatte evimin önüne gelip saçma sapan şeyler söyleme hakkını ona kim veriyordu. Ona doğru hızlı adımlar atıp tam karşısında durmuştum.

"Sen kimsin? Benimle nasıl böyle konuşursun."

Sözlerim karşısında gülümsemişti, yüzümden bir kaç santim uzakta ki yüzüne baktım, tenime vuran nefesi gözlerimi sıkıca kapatmama neden olmuştu. Ne yapıyordu bana böyle? Dudaklarını kulağımın hemen yanına getirdi, nefesi artık yüzüme değil boynuma vuruyordu. Parmak uçları açık omuzlarımdan bileğime doğru bir yol izlemeye başlamıştı, kulağımın hemen yanında ki nefesi hızlanmıştı. Çok kısık bir sesle konuşuyordu,

"Beni hatırlamadın mı Süreyya"

Burnunu boynumda gezdirmeye başlamıştı, bileğimden çektiği elleri belimi kavramıştı, hareketlerini takip edemiyordum. Onu durdurmak için herhangi bir hamle yapmıyordum. Nefesi usul usul boynuma vururken konuşmaya devam ediyordu.

"Ben senin kokunu bile unutmadım."

Derin bir nefes çekmişti, burnu boynumdan yanağıma doğru uzandı. Alnını alnıma dayadı, nefesi dudaklarımın üzerindeydi. Geri çekilicek cesaretim yoktu, bedenimde ki kontrolü kaybetmiş gibiydim. Kollarına tutundum, zar zor çıkan sesimle sordum .

"Kimsin sen?"

Gözlerini dudaklarıma çevirmişti, ne yapacağını biliyordum neden hala geri çekilmiyordum. Geri çekilmeliydim bu saçmalık burada sona ermeliydi.
Çekilmeliydim fakat çekilmedim. Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim ellerim kollarından sakallarına uzandı, belimin üzerinde eli beni kendine daha çok çekti diğer eli saçlarımda geziniyordu. Ciğerlerimde ki oksijen neredeyse tükenmişti buna rağmen geri çekilemiyordum. Nefes almak değil ona dokunmak istiyordum, Ellerim yüzünde sakallarında geziyordu, tanımadığın bir insana özlem duyabilir misin? Nabzını hissedebiliyordum benim ki ile aynı anda çarpan kalbini duyuyordum. Kontrol, dudaklarımız birbirinin üzerinde gezindikçe yerini sabırsız bir tutkuya bıraktı. Ona dokunmak onu öpmek yetmiyordu. Ne kadar yakın olursak olalım yeterli değildi, hep daha fazlası için yalvarırcasına dokunuyorduk birbirimize, nihayet dudaklarımız usulca ayrılmıştı, kapalı olan gözlerimi araladığım da boş sokakta yalnız olduğumu farkediyorum. Etrafta kimse yoktu, Eşref yoktu...

Yüzüme bir ince rüzgar daha esiyordu, cılız bir sokak lambası ile aydınlanan sokakta gezdiriyorum gözlerimi, ellerim dudaklarıma uzanıyor biraz önce yüzüme vuran nefesi anımsıyorum o kadar gerçekti ki, dokunuşları, tenime işleyen nefesi, kokusu, dudakları...

Ab-ı HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin