-Yabancı-

7 0 0
                                    


Merhabaaa hiç kimse!

🍀

İnsanın bir günde hayatı tepetaklak olabiliyormuş. İnsan bir anda ölebiliyormuş. Ve ölmesi için, tabancadan fırlayan bir kurşuna, sivri bir bıçağa, ani bir kalp krizine veya bir trafik kazasına ihtiyacı yokmuş.

Hayal kırıklığı bir yük olup omuzlarıma bindiğinde ruhumun kanadığını hissediyordum. Kalbime sayısız iğneler saplanıyordu, ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Hızlı adımlarla arabamı park ettiğim yere geldim.
Kendimi arabanın içine attığımda telefonumu çıkartıp ablama bu gece eve gelmeyeceğime ve beni merak etmemeleri gerektiğine dair bir mesaj attım.

Anahtarı kontağa soktuğumda ileriden koşar adımlarla gelen kişi nişanlımdı- eski nişanlım.  Hızla park ettiğim yerden çıkıp nereye gideceğimi bilmeden sürmeye başladım. 
Tek istediğim yalnız kalmaktı. Hayır sadece o değildi. Biraz bira ve hıçkıra hıçkıra ağlamayı da istiyordum.

Telefonumun melodisi arabayı doldurduğunda arayana baktım. Tabii ki Burak arıyordu!

Canın cehenneme.

Aramayı reddedip telefonu tamamen kapattım.

🍀

Ceketimi omuzlarıma attığımda, ayaklarım sert zeminin soğukluğuyla üşüdü. Topuklu ayakkabılarla uğraşacak halim yoktu.
Köşede ki büfeden bir kaç bira almıştım şimdi de kayalıklara ilerliyordum.

Yol boyu ağladığım için rimelim yanaklarımda izler oluşturmuştu, büfedeki adam büyük ihtimalle deli olduğumu düşünüyordu. Günde kaç kişi, çıplak ayakla ve akmış rimelle geliyordu ki?

Dikkatli bir şekilde kayalıklara çıkıp biraz ilerledim. Denizi rahatça görebildiğim bir yer seçip elimde ki poşeti düzgün bir yere yerleştirdim. Daha sonra da kendim oturdum.

Ruhum acıyordu. Nasıl yapabilmişlerdi bana bunu? Ne zamandan beri bir yalanla yaşıyordum? Burak'ın anlattığı hikayeye inanmıyordum. Hoş gerçek olsa dahi bu hiç bir şeyi değiştirmezdi.  Bugün o evde ona sürpriz hazırlamasaydım hiç bir şeyi öğrenemeyecektim. Beni aldatmış bir adamla evlenecektim resmen. Midem bulanıyordu tüm bu olanlardan.
Sinem benim en yakınımdı. Tüm mutluluğumu, üzüntümü her anımı anlattığım, kardeş saydığımdı. Nasıl gözlerimin içine baka baka sevdiğim adamı sevebilmişti. Burak' ı ona anlatırken neler geçirmişti aklından?

Dudaklarımın arasından bir hıçkırık fırladığında umursamadım. Akşamın bu saatinde ve bu soğukta kimse olmazdı buralarda. Üzerimde ki ceket inceydi, bacaklarım elbisemden dolayı açıktı ama yine de üşümüyordum. Ya da hissizleşmiştim.

Aldığım biradan koca bir yudum aldım. Aklımı kaybedene kadar içmek istiyordum.
Aklımı kaybedersem belki canım yanmazdı. Belki kalbimin acısını hissetmezdim.

Peki Burak?

Bana hayatımın her anında çok özel hissettirmişti. Peki bakışları da yalan mıydı? Çünkü öyle bir bakardı ki bana, sanki dünyada ki en güzel ve en özel kadını benmişim gibi. Hep güzel cümleler kurardı. Tüm o sözler yalandan mı ibaretti?
Nasıl beni kandırabilirdi böylesine? Nasıl farkına varamazdım.

Kocaman bir kaç yudum daha aldım.

Burnumdan akan sümüğü bilmem kaçıncı kez daha çektim ama akmaya devam ediyordu gözyaşlarımla birlikte, ağlamak keşke biraz daha temiz bir şey olsaydı. En azından sümüğü kaldıramıyor muyduk?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin