5. Bölüm

33 2 1
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🎀

***

Mahşerin motorluları

Eser: Cem'den haberi olan var mı?

Kaan: abi
Kaan: takıldığımız her yere baktım yok

Eser: telefonu da kapalı
Eser: Naz sen bi Ceylin ablaya sorsana

Siz: Takılmıştır o bir yere

Kaan: kızım hadi ya
Kaan: bu sefer içimde kötü bir his var

Siz: Kaldıracaksınız illa beni yatağımdan
Siz: Bir şey olmamıştır diyorum size

Eser: Naz lütfen

Siz: İkiyüz ateşlerseniz daha detaylı bir araştırma yapabilirim

Kaan: ne detayı

Siz: sizin bilmediğiniz detaylar 🤙🏾

Eser: ibanını at

Siz: ****
Siz: Kişi başı iki yüz bu arada kızlar

Kaan: bugün de iyi siktin bizi

Siz: by

***

Bağacıklarımı bağlayıp kendimi boş evden dışarı attım. Annemle babam olacak ikili beni bırakıp tatile gittiklerinden üç gün daha evde yalnız olacaktım.

Çağırdığım taksiye binerek adresi söyledim, Cem'i gelmeye ikna edemezsem, ki edemeyeceğimi biliyorum çünkü onu tanıyorum, yanıma gerekli olacak eşyalarımı almıştım. Zaten orda kıyafetlerim vardı, ayrı olarak testlerimi ve laptopumu götürüyordum.

12. sınıf olduğumuzdan sıkı çalışmamız gerekiyordu, Cem son sınıfa kadar şebek gibi okumuş olsa da bu sene baya asılıyordu derslerine.

Yani baya asılıyordu dediğim dersi dinlemesi ve not almasıydı yalnızca, kafası çok dinamik çalışıyordu ve bunu çok kıskanıyordum.

Evden yaklaşık bir saat uzaklıkta olan küçük dağ evine gelmiştim. Taksiciye parasını öderken içimde fırtınalar kopsa da buraya taksiyle gelmek benim hatamdı.

Buraya başka ne ile gelecektin?

Oda doğru, evet.

Poşetlerimi alarak arabadan indim, Cem'in motorunu gördüğümde yüzüme egolu bir gülüş yerleşmişti.

Cebimden evin anahtarını çıkartıp eve girdim, soğuktan titreyerek eve girip evin ışıklarını açtım.

Evet çok güzel bir manzara.

Şimdi buranın resmini çekip Orhan abiye atmak vardı da, iyilik ben de kalsın.

Nefesimi seslice dışarı verip çantamı koltuğun üzerine bıraktım. Ev soğuk olduğundan önce uyuyan Cem'in üzerine battaniye örtüp ardından şömineyi yakmak için harekete geçtim.

Şömineyi on dakikalık bir uğraştan sonra yakabilmiştim, bu çocuk bu soğuk evde nasıl kaldı acaba iki gün boyunca? Manyak mıdır golem midir nedir anlamadım.

Ben ortalığı toplarken ev hemen ısınmıştı, tek katlı ve küçük bir evdi. Amerikan mutfak ,salon ve iki yatak odası vardı.

Çocuklara Cem'i bulduğum haberini vermiştim, Ceylin ablayı gelirken zaten aramış, haber vermiştim.

O kadar emindin burda olduğundan

Evet, sus.

Cem'i uyandırmak için yanına ilerledim, uzayan sakallarında göz gezdirdim. Kirli sakaldan nefret ettiğinden sürekli keserdi.

Ben de hiç sevmiyordum kirli sakal, batıyor can acıtıyordu.

Tam uyandırmak için eğilmişken konuşmasıyla elimle hızla atan kalbimi tuttum.

"Niye geldin?" dedi.

Sakinleştikten sonra "İyilik perilerim tuttu." dedim

Yüzü bana dönükken arkasına dönerek "Tutmasın git." demesiyle kan beynime sıçradı.

Cem'i tutup sarsarken bir yandan da konuşuyordum "Ben buraya kadar zahmet edip gelmişim, üstüne üstlük pisliğini temizleyip evini ısıtmışım beyefendinin tavırlara bak!" diye cırladım.

Tamam abarttım, kabul.

Ellerimi üzerinden çekerek belime yerleştirdim ve nefes alış verişlerimi düzenleyip yüzüne bakmadan "Yemek yedin mi?" dedim.

Cevap vermediğin de yemediğini varsayarak mutfağa doğru ilerledim, Cem gibi yemek yemeyi bile unutan bir arkadaşınız olduğunda yemek yapmayı bilmek zorunda oluyorsunuz otomatikman.

Mutfak dolabından eti kızartabileceğim bir tava alıp ocağa koydum. Tavaya yağ damlatıp doğranmış etleri yıkadım, suyunu güzelce süzüp kızan yağa korku dolu bakışlar attım.

İstediğim de her şey elimden gelirdi fakat şu kızgın yağ ile bir türlü yıldızlarımız barışmıyordu.

Bilerek öksürerek Cem'in cevap vermesini bekledim.

Bunun yerine ona seslenebilirsin.

Cevap vermediğinde bir kere daha öksürdüm.

"Ne oldu?" dedi kalınlaşmış sesi ile.

"Eti tavaya koyar mısın?" dedim. Bir yandan da yanmaması için tavaya bakıyordum.

Doğrulup terliklerini giydi ve yanıma gelerek eti elimden alıp tavaya koydu, o bunları yaparken ben ise uzaktan bakıyordum.

Tahta kaşığı eline alıp eti de karıştırdıktan sonra kaşığı elinden bıraktı ve geri uyumaya gitti.

***

"Yemeğini yediğinde gidelim, devamsızlığın çok oldu derslerinden geri kalma."

"Sende sevgilinden kalma, gideriz." dedi ve yemeye devam etti.

Sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarı verip masaya baktım, pilav et sote ve salata yapmıştım.

Bakışlarımı masadan Cem'e çevirdim "Siz neden kavga ettiniz?"

Hiç bana bakma zahmetinde bulunmayarak cevapladı "Kavga mı? O benimle kavga edebileceğini mi düşünüyor?"

"Aptal mısın Cem? Geçenki kavgadan bahsediyorum Sergen'in burnunu kırdığın kavga." dedim agresiflikle.

"O buna kavga mı diyor?"

Gözlerimi devirerek masadan telefonumu aldım, tam masadan kalkacakken aklıma, masadan kalktığım anda yemeyi bırakacağı geldi ve hareketim yarıda kesildi.

Dudaklarındaki küçük sırıtmayı gördüğümde sinirden telefonumu bile ısırmayı düşünmüştüm...

***

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gör BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin