"Bir çocuğa bakamamışsın ya, geldiğimden beri ağlıyor çocuk." Edin'in konuşmasıyla Mauro bıkkınlık ile göz devirdi ve omuz silkti. "Sadece on dakikadır buradasın."
"On dakikadır buradayım ve çocuk ben geldikten sonra sustu Mauro." amacı sadece Mauro ile dalga geçmek olan Edin, Mauro'nun sinirli bir hâl aldığını görünce gülerek kucağındaki çocuğa döndü.
Elleriyle yanaklarını yavaşça sıkıyor, sarı saçlarıyla ne kadar Mauro'ya benzediğini düşünüyordu. Ya da her sarı saçlı onu andırıyordu ama kimse ona benzemiyordu.
Elindeki biberonu masanın üzerine koyarak geriye yaslandı sarışın. "Francesca ve Isabella'ya Wanda bakmıştı. Keşke ben de baksaydım da öğrenseydim bir şeyler." üzgünce konuştuğunda Edin göz devirdi.
"Bak öğrenseydin benimle olmazdın şuan burada, ama öğrenmediğin için beraber vakit geçiriyoruz." Edin için Mauro ile geçirdiği her an çok güzeldi. En azından o öyle düşünüyordu.
Mauro telefonuna baktığında saatin daha erken olduğunu görmüştü. Aslında tam dışarı çıkılmalık bir zamandı ama çıkamıyordu.
Normalde olsa bu tarz izinlerde Arjantin'de olur, İtalya'yı gezer, Paris'in tozunu attırır, İstanbul sokaklarında pek durmazdı. Fakat öyle bir zaman dilimindeydi ki nereye gitse aniden çağrılacak gibi hissediyordu. Ayrıca şimdi bir yere gidememesinde Wanda'nın da bir payı vardı.
"Bu yaz hiçbir yere gitmedim. Bir iki ay sonra izin alabilirsem bir haftalığına Paris'e gideceğim. Gelmek ister misin?" Mauro'nun sunduğu teklif ile Edin biraz düşündü.
İkisi birbirinden apayrı takımlarda yarışıyordu ve hâliyle birbirleriyle bir şey yapmaları çok zordu. Buna kızacak olan yönetim değil, taraftardı.
Edin kafa salladı usulca. "Olabilir, neden olmasın?" Mauro güldüğünde Edin azıcık gülümser gibi oldu. Sonra ise ciddileşip önünde duran bebeğe geri döndü.
Bebeği sanki kendi bebeğiymiş gibi seviyordu. Kucağındaki bebeğin yanaklarını öpüp duruyor, sıkmaktan kendini alıkoyamıyordu. Onları izlemekten sıkılan Mauro ise çoktan telefonuna gömülmüştü.
"Alex'i, parka çıkaralım mı?" daha bu yaştaki çocuğun parkta ne işleyeceğini bilemeden konuşmuştu Mauro. Edin ise kafasını iki yana sallayarak kaşlarını çattı. "Bu çocuk daha yeni yeni yürümeye başlamıştır, ne yapacak orada? Ayrıca bu sorumluluğu üstlenmek istemeyiz." bahsettiği sorumluluk en küçük durumda bebeğin başına bir şeyler gelmesiyle tüm suç onların üstüne kalacaktı.
Mauro omuz silkti. "Ben küçükken hep parka götürürdüm. Ne olacak ki?" Edin, Mauro'nun bilgisizliğiyle güldü.
🪬
Yaklaşık iki saattir burada olan Edin, Mauro'ya neredeyse hiçbir iş yaptırmamış, tüm bebeğin yükünü üstlenmişti. Mamasını yedirmiş, onu oynatmış, saçlarını yavaş yavaş taramış şekillendirmişti.
Çocuk bakmakta birbirlerinden ayrı kişilikteydiler. Mauro bebeğin saçlarını kendisi gibi yapmaya çalışırken Edin dağınık kalmasını daha çok beğeniyordu. Bu konuda çokça tartışmışlar, en sonunda Mauro'nun istediğini yapmışlardı.
"Çocuğun saçları hippilere döndü Mauro, bu nasıl bir istek?" Edin söylendiğinde Mauro kaşlarını iyice çatmıştı. Alex saçını her dağıttığında Mauro aynısını yapmakta oldukça ısrarcıydı çünkü.
"Ne hippisi? Senin dediğin daha anormaldi. Alex on altı yaşında değil, üç yaşında bir bebek daha." Her tartışır gibi olduğunda kafasını sallayıp önüne dönüyordu Edin. Mauro ise ona daha çok laf atmakla meşguldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love triangle, mauro & dzéko
FanfictionMauro, yakın arkadaşı Edin ve çok sevdiği Mert Hakan arasında gidip gelir.