"Hastanedeyim yazdın ya, ayağa nasıl fırladığımı görmen lazımdı."
Utançla bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Onu endişelendirmek istemiyordum. Kendimle ilgilenmediğim çok açıktı ve sebebi de ortadaydı.
"Özür dilerim."
"Hayır Yeonjun, özür dileme. Seni daha da üzmek istemiyorum ama annen kim bilir ne haldedir. Ben bu çocukla aynı evde yaşıyorum, nasıl fark edemedim diye içi içini yemiştir."
Başımı salladım. Gözlerim dolmuştu ama saklamak istemiyordum artık. Günlerdir zaten annemden bir şeyleri sakladığım için bu hale gelmiştim. Ara verdiğimizi söylemiştim ama kendi içimde bunun daha farklı olduğunu hissedebiliyordum.
"Taehyun insanlar gerçekten bir gecede değişebiliyormuş. Hala düşündüğümde inanamıyorum biliyor musun? Çünkü bilirsin o bizim Beomgyu'dur. Dünyanın en tatlı, en güzel insanı gözümde. En sevdiğim kişi o. Zaten sorun da bu, hala en sevdiğim o. Ne zaman geçecek bu?"
Başımı kaldırıp Taehyun'a baktım. Yüz ifademi görmek onu korkutmuştu. Beni ilk kez böyle görüyordu, biliyordum. Uzanıp saçlarımı karıştırdı. "Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, bunu da aşacağız birlikte." Minik de olsa beni gülümsetmeyi başarmıştı.
"Başta bir sorun olduğunu düşündüm. Kitaplarda ya da filmlerde olur ya, ne bileyim belki ailesi öğrenmiştir ve bu şekilde beni kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştır diye düşündüm. Bir süredir inceliyorum kendisini. Eğer öyle bir şey olsaydı anlardım ben. Hem geçen gün annesini gördüm."
Derin bir nefes aldım. Olduğum durum çok rezilce geliyordu. Öyle olmadığını biliyordum. Ben Beomgyu'yu uzun zamandır tanıyordum. En yakın arkadaşımdı, sevgilimdi. Atlatmanın kolay olmayacağını biliyordum. Ama böyle bir duruma düşeceğimi de düşünmüyordum bir yandan. Eğer bir gün ayrılırsak eminim bu anlaşmalı bir ayrılık olur diye düşünüyordum.
"Dedi, 'Oğlum nasılsın, iyi misin? Uğramıyorsun hiç bize', Taehyun yemin ederim mal gibi kaldım kadının karşısında. İlk kez birinin benden nefret etmesini istedim. Ya keşke benden nefret etseydi, bana kızsaydı, o zaman geçerli bir sorun olduğunu anlamış olurdum."
"Öyle olsaydı Beomgyu için de kötü olurdu Yeonjun."
Başımı salladım. Haklıydı. Ama bu süreçte çok fazla bencilce düşünmeye başlamıştım. Çünkü hiçbir şeyi anlayamıyordum, aradığım tek bir cevap vardı ama onu da bulamıyordum.
"Biliyorum, çok kötü olurdu hem de. Ona yanıma bile gelmiyorsun diye mesaj attığım gün birini öperken gördüm onu. Bizim okuldan, tanımadığım biri. Yanağından öpmüştü ama koymuştu işte. Sevgilim olan çocuk beni öpmesini geçtim benimle konuşmuyordu bile Taehyun. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum."
"Birkaç gün sonra gelse, tekrar birlikte olmak istese ne yapardın?"
Etraf bulanıklaştı Taehyun'un sorusuyla. Gözlerimden akan yaşlar birbirleriyle yarışıyordu sanki. Omuzlarımın sarsılmasını durduramıyordum. Sesimin anneme ulaşmaması için sesimi sanki içime atıyordum.
"Tamam tamam, sormadım say özür dilerim. Kay hadi, uyuyalım biraz. Ben buradayım ağla istediğin kadar."
Taehyun'un yanıma yatmasına izin verdim. Her şeye rağmen o vardı yanımda. Ama artık herkesin gidebileceğini biliyordum. Taehyun saçlarımı okşamaya başladığında derin bir nefes aldım. Çok fazla düşününce nefes alamıyordum. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Belki uyandığımda bambaşka bir dünya karşılardı beni.
caninizi verecek kadar sevdiginiz birinin degismesini izlemek cok kirici, cok farkli bir deneyim. eger kendinize engel olabiliyorsaniz bence kimseyi o kadar sevmeyin cunku her seyin en iyisini hak ediyor diye dusundugunuz kisi size hicbir zaman hak ettiginiz en ufak seyi bile vermeyecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2002 || beomjun
Fanfictionyeonjun: bir seyler donuyor beomgyu: ne donuyor amina koyayim ne angst