Neden karşılık verdin

161 14 39
                                    

"Amirim çocuk cesedi. 11 yaşında Yeşim Alay'a ait. Başına darbe alarak öldürülmüş."

"Ailesine haber verildi mi"

"Ailesi yok amirim yetimhanede kalıyormuş"

"Tamam Sercan tanıklar alındı mı"

"Katil bulundu ekipler peşinde amirim"

"Tamamdır"

Olay yerinde işim bittiği için arabama binip sahile sürdüm. Biraz kafa dinlemem lazımdı. Tekelden 6 bira alıp deniz kıyısında sürdüm arabayı. Kaportaya yaslanıp biramı açtım. Bir denize bir gökyüzüne baktım. Hiç birisi Taro'nun gözleri kadar güzel değildi. Onun göz renginin eşi benzeri yoktu.

Telefonumun titremesiyle cebimden telefonumu çıkarttım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti. Bir video atılmıştı. Umursamazca videoyu açtım.
Gözlerim yerimden çıkacaktı. Bu Taro bir kızla öpüşüyordu. Hayır bu olamaz. Taro bunu yapmadın nolur. Glorya Bar'da çekilmiş bir videoydu. Taro için ben bir hiç miydim yani. Kalbimin ağırdığını hissettim. Elimde ki birayı sinirle yere fırlattım.

Bu nasıl olabilirdi bana bunu nasıl yapabilirdi. Arabama bir hışımla bindim. O barın anasını sikmezsem bana da Çağıl demesinler. Bir dakika ben oraya Taro'nun nesi olarak gidecektim. Ben onun hiç bir şeyiydim. Arabayı durdurup sağa çektim. Bu gece onun evine gideceğim. Kararımı verdim eve gidip zaman öldürmem lazımdı.

***
Bir hışımla kapıyı çalmaya başladım. Taro'nun ışıkları yanıyordu. Kapıyı siyah şort siyah oversize t-shirtli Taro açtı.

"Çağıl hayırdır"

"Ulan sen ne şerefsiz bir insansın lan"

"Ne diyorsun anlamıyorum geç içeriye millet uyuyor"

Sinirle içeriye girip telefonumdan mesaj yerine girdim. Bana bu sabah atılan numaradan gelen videoyu gösterdim. Taro izledi ama sıfır tepkiyle izledi. Video bitince yüzüme bakıp "eee" dedi.

"Ne eeesi amınakoyim. Yaşadıklarımızı ne çabuk unuttun sen amınakoyim ya aklım almıyor"

"Çağıl biz öpüştük farkındasın değil mi. Sadece öpüştük ben seni çok bekledim. Seni görmek için her fırsatı denedim. Aradım seni ulan evinize geldim kahvaltıya. Sen naptın peki"
Sesim çıkmadı haklıydı çünkü. Gözlerimle yeri izledim.

"Sen hâlâ o çocuğu seviyorsun"

"Ne alakası var o bitti"

"O zaman o siktiğimin fotoğrafları orada ne bok yiyor neden saklıyorsun onları hâlâ" Bu sefer bağıran taraf oydu. Ama asla altta kalamazdım.

"En azından senden önce vardı. Bu video benden sonra vardı."

"Neden öptün lan beni o zaman neden aklıma girdin"

"Neden karşılık verdin. Neden itmedin beni ya da neden vurmadın bana"

"Bilmiyorum"

Bu sefer ikimizde bağırıyorduk. Ne o susuyordu ne de ben susuyordum. Ama ortamda sessizlik oluştu. Bu sefer beklemediğim hamle Taro'dan geldi. Dudaklarıma yapışıp geri çekildi. Bende içimde ki özlemle ona karşılık verdim. Sonu gelmeyecekmiş gibi öpüşüyorduk. T-shirtini çıkarttığında bende kendi t-shirtümü çıkartıp kenara attım. Eli karın kaslarımda gezerken öpmeyi hiç bırakmadı. Tam o sırada kapı çaldı.

"Ebesini sikeyim böyle işin"diye bir küfür mırıldanıp yerden t-shirtini alıp giydi. Suratımı kendisine çekip dudaklarıma kısa ama derin bir öpücük kondurdu.
"Seni çok seviyorum"
"Bende seni" gülümseyip kapıyı açmaya gitti.Bende oyalanmadan giydim. Kapı açıldığında Barış gelmişti.

"Lan azgın kurtlar naber"

"Noldu Barış"

"Aaa sexinizi mi böldüm ben yokmuşum gibi devam edin yemek yemeye geldim çok açım" Bu çocuk çok gevşek. Şaka gibi ama şu an Taro ile mutfakta yemek hazırlıyorlar.Ama insan ona kızamıyor öyle de bir cazibesi var. Daha sonra kapı bir daha çaldı. Bu sefer ben kapıyı açmaya gittim. Siyah maskeli bir adam karşımda duruyordu.

"Hakan Özay'ın selamı var" sözleri bu olmuştu. Karnıma yedipim bıçak darbesiyle öylece kaldım. Çıkartıp 2 kere daha sapladı.Bedenim yere düştü. Son hatırladığım şey Taro'nun bana doğru koşmasıydı.

                                          ***
Taro'dan

"Çağıl kendine gel Çağıl Barış koş arabayı götür." Yerde ki hareketsiz bedene baktım. Hayır onu daha yeni kazandım kaybedemem onu. Barışın yardımıyla dikkatli bir şekilde arabaya yerleştirdik Çağıl'ı. Barış arabayı sürecekti. Kafasını dizlerimin üzerine koydum. Barış birisiyle konuşuyordu.Nabızı hâlâ vardı yaşıyordu. Hastanenin kapısına geldiğimizde doktorlar sedyelerle bizi bekliyordu. Barış arabayı durdurup hemen doktorların yardımıyla Çağıl'ı sedyeye yatırdık. Hepsi birden hızlı adımlarla ameliyathaneye doğru koştuk.

"Beyfendi daha fazla giremezsiniz"

"Ne demek giremezsiniz lan"

"Taro gel abicim gel kusura bakmayın"

"Ulan ne kusuru al kan bu hastaneyi"

"Götüme mi sokacam hastaneyi"

Kendimi koltuğa bıraktım. Ona bir şey olursa nasıl yaşayacaktım ben. Tam her şey normale döndü dedik ve bu oldu.

"Barış hemen bunu yapanı bulun bana onun sahibini de bulun bana."

"Araştırıyorlar sen düşünme bunları." Sıkıntılı nefes verdim. Koltukta iyice yayıldım. Telefonumun çalmasıyla elime aldım. Zehra Abla arıyordu.

"Hassiktir ya kadın arıyor ne diyeceğiz"

"Oğlum açık açık de ya da deme ben Zehra ablayı almaya gideyim."

"Tamam açmıyorum o zaman"

"Açma ben gidip gelirim hemen"

Çaresizlik o kadar kötü bir şey ki tarif edilemez. Asla tarif edilemez. Her zaman her şey yolunda dediğimde daha kötüsü oluyor.

4 saat sonra

Kafam tartıyordu uykuya karşı direniyordum. Hâlâ tık yoktu. Zehra abla geldi açıkladığımızda bayıldıği için ayrı bir odada Barış'la beraber duruyor. Ameliyathanenin kapıları açıldığında ayağa fırladım.

"Doktor bey durumu nedir"

"Ohoo durumu gayet iyi. 2 saate kadar uyanır. Fazla hareket etmemesi lazım sadece o kadar. Ameliyat başarılı geçti. Servise alınacak uyandığında gidip görebilirsiniz ama yormadan geçmiş olsun."

Derin bir oh çektim. O iyiydi. Hemen Barış'ı arayıp olanları söyledim. Servise çıkmasını beklememiz lazımdı. Hemşireler Çağıl'ı ameliyathaneden çıkartıp servise götürünce peşinden gittim. O kadar güzel uyuyordu ki dudaklarına kan gelmişti. Masum masum uyuyordu canını yediğim. Çağıl'ı odaya yerleştirdiler. Barış'a oda numarasını söyleyip yanında oturup uyanmasını bekledim. Kimse gelmeden ellerini tuttum doya doya öptüm onu. İyi oldu daha da iyi olacaktı.

Destek ve yorumlarınızı bekliyorum....

AmirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin