4 yıl önce
Kimsenin bir bok bildiği yoktu.
Ne yaşandığı, ne olup bittiği kimsenin ya umurunda değildi ya da görmezden gelmeyi seçmişlerdi.
Ben bunu hiçbir zaman yapamamıştım ve hiçbir zaman da yapmayacaktım.
Babam olacak o adamın anneme el kaldırması affedilecek bir şey değildi, ikizim olan jungkook'un benden daha fazla sevgi görmesi gibi.
Ve buna rağmen 'ailecek' yenecek olan o akşam yemeğine katılmamı istiyorlardı benden.
Ailenin içinde yer alıyor muydum belli bile değildi oysa ki.
Yaptığım onca şey kıskançlıktan değildi, hepsi bir intikamdı. Bana yaşattıkları bu hayatın intikamıydı. Kendi hayatımda bile yan karakter olmuştum onlar yüzünden.
Özellikle de aynı anda doğduğum o yabancı yüzünden.
Yabancıydı o bana göre. Küçük yaşımda bile tanıyamazdım onu. Kendini beğenmiş tavırlarını herkes tatlı bulurken ben kenarda oturan o sakin çocuktum.
Küçüklüğüm şimdiki kadar kötü değildi. O zamanlar sevilen çocuktum. Hatta bir zamanların gözdesi bendim.
Jungkook yaramazlık yapar, evi birbirine katardı. Ergenliğini bile sıkıntılı geçirmişti, alkol bağımlılığı, sigara bağımlılığı, serseri arkadaşları.
Hepsi bir zamanlar Jungkook'tu.
Ama ben o evin gözdesiydim. Herkes üstüme titrerdi ergenlik dönemimizde. En sevilen bendim. Başarılı olmasam bile sevilirdim.
En azından o zamanlar.
Mezun olduğumuzda üniversite kazanan tek kişi Jungkook olmuştu. Şaşırmıştı herkes, ben de dahil. Çünkü o ders çalıştığını bir kez bile görmediğimiz Jungkook gitmiş, yerine üniversiteli Jungkook gelmişti.
Bu her şeyi değiştirirdi.
Üzerimdeki ilgi çekildikçe ve ikizime gittikçe agresif tavırlarımı fark ettim.
Bu o zamanlar kıskançlıktı.
Odamdan çıkmadığım, annemlere ters cevaplar verdiğim dönemdi. Ancak kimse neyim olduğunu sormuyordu bile. Tek bildikleri isim Jungkook olmuştu.
Annemin uykulu haliyle bana Jungkook dediği gün ise her şey sona ermişti sanki.
Artık kıskanmayacaktım. Bu gençliğin bir intikama ihtiyacı vardı.
Jungkook'un elindeki her şeyi almak istedim. Onun benden aldığı çocuğu bile.
Taehyung'u gördüğüm ilk andan beri sevmiştim. Hayatımda kimseyi gördüğümde kalbim böyle hızlanmamıştı ve bu garipti.
Yaşadığım veya olduğum hiçbir şeyi sorgulamamıştım hiçbir zaman. O zaman da sorgulamadım ama duygularımı içimde yaşadım.
Tâ ki o güne kadar.
Jungkook, elini tuttuğu çocuğu karşımıza çıkardı. 'Sevgilim' diye tanıttığı kişi Taehyung'dan başkası değildi.
Benim sevdiğim onundu.
Yaşadığım hayal kırıklığının haddi hesabı yoktu. Duygularımı ilk kez o gece dışarı vurmuş, odamda saatlerce ağlamıştım. Gözlerim kızarana kadar, canım çıkana kadar, içim rahatlayana kadar.
O gün ilk ve sondu.
Sabah yatağımda başım çatlarcasına ağrıyla uyandığımda kalbim taş gibiydi.