Soğuk merdivenlerin beni götürdüğü yer sıcaktı, emindim bundan.
Ama içimi kaplaması gereken huzur yoktu. Nerede olduğunu tahmin edebiliyordum, onun kollarındaydı.
Durdum.
Onun kollarına ait olan bendim, bunu 4 yıl önce de düşünüyordum.
Peki neden şuan Jungkook gibi hissetmiyordum?
Derin bir nefes alıp hızlandım. En üst kat, bir üst katım. Bunca zamandır sevmekten vazgeçemediğim O'na aitti. Bense bundan habersiz haftalarca onunla konuşmuş, yatağıma attığım biri gibi davranmıştım ona.
Rezalet bir durumdu. Canımı yakmıştı.
Eminim onun da yakmıştı.
Eski sevgilisi olarak bildiği adamın yatağına bir sürü kişi girmişti.
Jeongguk olduğumu öğrense beni yine sevmezdi. Elim kapı tokmağına gittiğinde bunu düşünüyordum.
Üç kez tıklattım. Açılan kapıyla gözlerim karşımdaki yüze çevrildi. Daha bir saat kadar önce görmüştüm onu ama hâlâ ilk kez görüyormuşum gibi hissediyordum.
Özlem dolu ve ulaşılamaz.
Kalbimden yayılan bir sızı vardı.
Ona ulaşmanın verdiği acı dedim kendi kendime.
İçeri girmemi işaret ettiğinde uzun sürecek bir konuşmanın başlangıcı olduğunu düşünmemiştim. Ama oturduğum koltukta yanıma değil karşıma geçtiğinde bir saat önceki halimizden eser kalmamıştı.
Bütün bunların suçlusu ben miydim?
Jungkook onunla hiç tanışmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı.
"Çözelim şu işi." dedim kararlı bir şekilde. İçimde dışarı çıkmayı bekleyen duyguları sonsuza kadar kilitli tutmayı hedeflemiştim çoktan. Bir an önce Jungkook'un hayatına geçme sebebimi gerçekleştirmem gerekiyordu.
"Çözülür mü?"
Şüpheleri canımı yaktı. Zevklerim için yaptığım bir hata yüzünden şimdi asıl ulaşmak istediğim çok uzakta kalmıştı.
Başkaları ile birlikte olurken hiçbirini sevmemiştim. Tek gecelik olan bir şeydi tüm bunlar, bir sonraki gün nadiren olurdu.
Bazı geceler aklıma Taehyung gelirdi ve hiç hevesim kalmazdı. Suçluluk hissetmezdim, çünkü Taehyung'un bir daha karşıma çıkmayacağını düşünüyordum.
Yanılmıştım.
Karşıma çıkmasıyla bütün düzenim altüst olmuştu yine. Yine.
Tıpkı onu gördüğüm ilk gün gibi.
Jungkook'un üniversitesinin bahçesinde, güneşte parlayan saçları ve gözleri dikkatimi çekmişti. Ama yanında duran kişi benim yansımamdı, ben değildim.
Önceden kendimi Jungkook'un yansıması olarak görürdüm, iyi çocuk bendim o ise kötü çocuktu.
Oysa ki asıl yansıma olan oydu. Benim yansımamdı. İyi olan.
Ona olan nefretim şiddetle artardı günden güne. Neye dönüştüğümü bilemezdim, kalbimde bir sızı olurdu. Ben bu değilim derdim kendime.
Oysa ki bendim. Gerçek ben.
"Çözmek için her şeyi yaparım."
Ve şuan gerçek ben gibi davranmıyordum.
