Final...
-
"Ne itirafı?"
Gülümserken elimi yanağına koydum. Baş parmağım akmaya hazırlanan göz yaşını sildi. Kalbim rahatlamış bir şekilde atmaya başladı, hiçbir ağırlık olmadan.
"4 yıl önceden kalma bir itiraf."
Kaşlarını çatarken burnunu çekti. Onu göreceğim son anın gözyaşlarıyla beraber olacağı belliydi zaten. Ben sadece sonu değiştirmeye çalışmıştım.
Bunun için olmadığım bir insan olmak acıtmamıştı canımı ama, taehyung'un beni aylarca, hatta yıllarca jungkook bilmesi ve bana onun adıyla seslenmesi acıtmıştı canımı.
"Bana eskisi gibi sarılmayacaksın."
Elimi yanağından çektim.
"Eskisi gibi dokunmayacaksın."
Gözlerimi tekrar ufuğa çevirdim.
"Eskisi gibi bakmayacaksın."
Gülümsedim.
"Sevmeyeceksin."
Sevmek, eskisi gibi olamazdı. Hiç sevmemişti ki beni.
"Jungkook ne oldu?"
Alayla güldüm. Başımı yere eğdim ve herkesten saklanabilmeyi denedim.
Ölen kişi ben olsaydım, şu anda toprağın altında herkesten gizlenirdim, saklanırdım.
"Yürüyelim mi?" diye sordum. Kabul etmesini bekledim ama ona döndüğümde sadece bana bakıyordu, gözlerinde korku kırıntıları vardı.
"Boş versene, hadi eve gidelim."
Ayağa kalktım ve ona baktım. Yine konuşmadı, sadece bana bakıyordu.
Onu mutlu etmek için kendime verdiğim sözü bir kez daha tutamamış olmak şu anda kendimi denize atmam için büyük bir sebepti.
Ama Taehyung'un önünde eğildim ve ellerini ellerim arasına aldım. Dudaklarıma götürüp birkaç kez öpücükler bıraktım.
"Kızmadım. Kırılmadım. Kırılmaya hakkım var mı ki beni aldatmana? Aldatma bile sayılmaz. Ne yaparsan yap, ben seni hep affedeceğim."
Gözlerime baktı.
"Jungkook.." derin bir nefes aldım, o da sustu.
"Jungkook," dedi tekrar. Gözlerine öyle yoğun bakıyordum ki, kayboluyordum orada.
"Ne itiraf edeceksin? Söz, hiçbir şey değişmeyecek." her şey değişecekti.
"Boş ver demedim mi?"
"Söyle."
Bilmesi gerekiyor.
Hakkı var.
Onu hak etmiyorum.
Bilmeli.
"Gidelim." derken elini tuttum ve onu ayağa kaldırdım. Peşimden hızlı hızlı sürüklenirken ne olduğunu sormaya devam ediyordu.
"Jungkook!" diye bağırdı elini sertçe çekerken. Gözleri dolmuştu yine.
"Kırıldın. Biliyorum. Hiç söylememeliydim, bunu da biliyorum. Ama artık sır istemiyorum!" gözlerinden akan yaşları aramızdaki adımları hızlıca kapatarak sildim. Dudaklarım alnını bulurken elini tuttum.
"Taehyung, önemli değil. Gerçekten değil. Senden önemli de değil. Göz yaşların yeterince aktı."
"Bana her ne söyleyeceksen söyle. Şimdi söyle Jungkook. Ben daha fazla böyle devam etmek istemiyorum. Aramızda sakladığımız hiçbir şey olsun istemiyorum."