★²

309 25 10
                                    

bölümü bastan yazıyom begenmedim


"senin ailen olmak istiyorum çocuk."

"ha? ne? anlamadım."

"dedim ki, sana aile olmak istiyorum."

"saçma değil mi, benim zaten ailem var."

"hangi aile? sana şiddet uygulayan ve seni önemsemeyen kişilere mi aile diyorsun?"

"n-ne? öyle birşey yok."

"küçük yalancı."

"sen bunları nereden öğrendin?"

"ah.. sanırım baştan anlatmam gerekiyor, değil mi?"

"hı-hı."

"pekala. kucağıma gel."

"n-ne?!"

"anlamadın mı? kucağıma geleceksin sadece. korkma. birşey yapmayacağım."

"ama şey-"

"gel dedim."

"tamam, peki.."

küçük çocuk birkaç küçük adımla yaklaştı ve minho'nun dizine oturdu.

"kucağıma dedim"

"zaten yapmadım mı-"

minho, jisung'u belinden yavaşça çekti ve onu kucağına oturttu.

"ha- şey.. peki."

"tamam bak, artık sanırım sana anlatmam gerek."

minho derin bir nefes aldı ve konuştu. kucağındaki jisung'un korku dolu bakışlarının farkındaydı.

"bak, birgün işten çıkarken.. otoparka İlerlerken seni gördüm. yakınlardaki parkta. sanırım okulundan çıkmıştın ve parkta bir bankta şarkı dinliyordun. çok ilgimi çektin. sana yakından bakabilmek için oradaki bir kediyi sevmeye gittim. tam yanındaydım fakat beni gördüğünü sanmıyorum. menajerlerim seni araştırdı. yani.. ailenle görüştüm. biliyorum buraya kadar normal. söyleyeceklerim seni üzecek belki de ama.. ailen senden nefret ettiğini ve seni sokağa atmak istediklerini bile söyledi. bende seni onlardan almak istediğimi söyledim onlara. hiç düşünmeden kabul ettiler."

jisung bunları duyunca gözleri dolmuştu. sanki kalbine bir hançer saplanmış gibiydi. dudaklarını araladı ve konuşmaya karar verdi.

"nasıl yani? şimdi benim bir ailem yok mu?"

"aylar önce olmuş şeyler bunlar. yani.. artık bana alışsan iyi olur."

"bana onlar gibi zarar mı vereceksin yoksa?"

"hayır, hayır tabiki de. ben sana tüm sevgimi vermek istiyorum."

"ama-"

"lütfen."

minho bir süre ciddi bir ifadeyle baktı. yalvarmıyordu da. ancak üzgün de bir ifade yoktu. sinirli de değildi, mutlu da. sadece o ifade. herşeyi açıklıyor gibiydi o an.

"buna izin veremem. ben buna ait değilim."

"bundan sonra da bana ait olacaksın. istemediğine emin misin?"

"ama şey... bilmiyorum."

jisung başını eğip gözlerini ellerine çevirdi ve minho'dan ayırdı. minho ise bunu farkedince elini kaldırıp jisung'un çenesine koyarak yüzünü kendisine çevirdi.

"bana bak. istediğini biliyorum. sadece çekiniyorsun, değil mi?"

"s-sanırım."

"bak güzelim, sana zarar vermeyeceğim ya da seni üzmeyeceğim. sana en iyisini vereceğim. emin ol."

jisung sessizce konuştu:

"ama.. olabilir."

"hm? duyamadım."

"o-olabilir."

"ne olabilir?" (anan olabilir minho)

"yani şey.. kabul edebilirim."

"neyi?"

"seni."

"oh, küçüğüm.. bu çok hoşuma gitti."

...

valla ben yazma becerilerimi unutmusum. cok kotu oldu ve cok kısa.

neyse umarım begenirsiniz asklarımm <3

bir sonraki bolumu sanırım haftaya bugun atarım ama daha once de atabilirim daha sonra da. belli degil yani. neyse kısa surede atmaya calısırım cunku tekrar basliyorum aktif olurum



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

everywhere was night, he was my star | minsung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin