"kimsin sen?" Diye sordum, karşımdaki simaya
Odamdaki kapımın bı anlık açılmasıyla gözlerimi kapıya çevirdim annem ve babam arda arda odaya girmişti gözlerimi tekrar cama çevirdim o yok'tu camdan dışarı baktım görünürde de kimse yoktu
Kolumun çekilmesiyle annemler'e döndüm, babam sinirle konuşmaya başladı "bir daha o iskender denen çocukla görüşmeyeceksin asya" demişti babam sinirli sesini kontrol etmeye çalışarak
"Hayatım..." Demişti annem araya girerek ama babam annemide dinlememişti
"Ne o çocukla nede ailesiyle bir münasebetimiz yok bundan sonra!" Diyerek hem anneme hem bana bakmıştı, sinirden damarları belli oluyordu babamı hiç bu kadar sinirli görmemiştim özellikle bana karşı olan sinirini
"Baba..." Diyebilmistim afallerken, oysa "senin orada o çocuğa haddini bildirmen gerekirdi ama sen çekip gittin" dedi öfkeyle solurken
"Ben.."
"Sen ne?!"
"Baba dinle bir ya. Dinle! Ben öpmüşüm gibi tavır alma ya" gözlerim dolmaya başlamıştı ağlamak istemiyordum ama babam ilk defa bana karşı böyle olmuştu "o an ne yapacağımı bilemedim tamammı? Hem sen görüşmeyeceksin dediğin o çocukla aynı müsabakaya katılacağımı unuttun sanırım?" Diyerek odama girdikleri kapıyı gidip açtım çıkmalarını işaret ederek "lütfen çıkarmısınız konuşmak istemiyorum daha fazla" diyerek gözlerimi duvara diktim
"Ne o müsabakaya katılacak'sın, nede o çocuklarla aynı takımda olacaksın asya" dedi babam odamdan çıkmak yerine tekli koltuğa oturup "otur konuşucaz" dedi
"Konuşmak istemediğimi söyledim baba, lütfen çıkın!"
"Konuşucaz dedim, bende!" Diyerek ayağa kalktı babam
"Alaz! Yeter çok üstüne gidiyorsun kızımızın ne suçu var çocuk yapıştı birden dudaklarına ne yapsaydı herkesin içinde babasının ortağının oğluna tokatı bassamıydı herkesin içinde" dedi annem, babam'sa sinirle "evet! Benim kızım o basıcaktı tokatı hiç kimse sesini çıkartıp bir şey diyemezdi" derken, giyinme odama gidip üzerimi giyindim, annen ve babam konu üzerine hâlâ tartışıyorlardı bende odamdan çıktım ve aşağı kapıyı çarparak evden çıktım
Kendi kendime konuşurken evden epeyce uzaklaşmıştım "öpen o suçlanan yine benim ne güzel ama beyfendinin keyfi yerindedir, ama babamda haklı ağzına bir tane yapıştırmam lazımdı ama suç bende ne diye babamın işlerini düşünüp ağzına yapıştırmadım ki?!" Olduğum yerde durup sinirle tepindim "AAAA aşağılık herif! Şerefsiz köpek!" Derken yanıma bir araba yaklaştı camları filmli olduğu için içerisi görünmüyordu yoluma devam ediyor derken kornaya bastı "sayıylamı veriyorlar sizi bana!" Diyerek sinirle soludum ve yerden bir taş aldım arabadaki tekrar kornaya bastığında ise elimdeki taşı camına attım, cama attığım taşla arabanın sahibi araçtan indi "sapıkmısın be sen? Ne diye kornaya basıyorsun!" Diyerek aracın sahibini göreceğim açıya geçtim, yürek yemiş olabilirmiydim ben bu sabah acaba? Ya gerçekten sapıksa?
O'da görünür bir açıya geçmişti gördüğüm yüzle şaşkınlıkla yerimde kala kaldım "ege!?" Nasıl ya?
"Ege ya, ege" diyerek yaklaştı yanıma "senin bu saate burda ne işin var, yürekmi yedin sen?" Diyerek kollarını açtı ve ona koşup göğüsünden itekleyip omzuna sertçe vurdum bir iki defa ve ardından kollarımı beline sardım "ya malmisin sen öylemi gelinir?" Dedim ondan uzaklaşırken "hem senin burada ne işin var Mardin'de degilmi'ydin sen?"
O'da arabasına yaslanarak "asıl senin ne işin var Allah'ın unuttuğu bu kasaba'da?" Diye sordu
"Önce ben sordum yalnız!" Diyerek bende aynı şekilde arabanın kaputuna oturdum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman'da Tutsak
Mystery / Thriller"Biz iki ayrı zamanların aşığı'yız" dedi yanağımı okşarken "ben bu zaman gelip seni gördüğüm güne sana aşık olduğum güne şükrediyorum güzelim..." Diyerek anlıma bir öpücük bıraktı elini elimden yavaş yavaş çekti ben elini tutmaya çalışırken " biz b...