8 - Meyve baskını

75 19 25
                                    

Mina

Jihyo'nun sürekli "daha gelmedik mi?" diye söylenmesine ve Jeongyeon'un çıktığı her basamakta durup yere değen pijamasının paçalarını kıvırmasına rağmen sakinliğimi korumuş ve çıktığımız 4 katlı yolculuğu hiç kimseye saldırmadan bitirmeyi başarmıştım.

Ama ne yazık ki sadece ben değil, konseptimize tamamen aykırı giyinmiş bir dinazor ve unicorn da bu başarımı kazanmıştı. Her ne kadar buraya gelmeyi ben istesem de bu gece kimseye rezil olmadan ve baskını uzun sürdürmeden eve dönmek istiyordum.

Zile basmadan önce derin bir nefes almış ve arkamı dönüp Jeongyeon ile Jihyo'ya bakmıştım. İkiside aptalca pozlar vermiş, zili çalmamı bekliyordu.

İstemeyerek de olsa önce zile basıp ardından da kapıyı yumruklamaya başladım. Aslında kapıyı yumruklama kısmı planlarım arasında değildi ve içeride ailesi olma ihtimaline karşı bir bahanem yoktu. Bu geceyi mahkemede bitirebilirdik ama istediğim tek şey Momo'nun korkmuş yüz ifadesini görmekti.

Uzun süre kimse kapıyı açmayınca daha sert yumruklamaya başladım. Jeongyeon arkamda pozunu bozmadan beklerken Jihyo yanıma gelmiş ve "Yeter amına koyayım, abartma." Diyerek kolumdan çekiştirmişti.

Sessizce "Merak etme, birşey olursa suçunuzu üstlenirim." dedikten sonra daha yavaş bir şekilde kapıyı yumruklamaya devam etmiştim.

Jihyo eski konumuna geri döndükten birkaç saniye sonra kapı yavaşça sarışın bir kız tarafından açıldı. Kız başta tek kelime etmeden şaşkınlıkla önce beni, ardından da arkamdaki ikiliyi süzdükten sonra kısa siyah saçlı bir kız meyve bıçağıyla sarışın kızın yanına doğru koştu.

Daha soluk bile almadan elindeki meyve bıçağını bize doğrultarak "Hanginiz Minare!?" Diye yüksek sesle konuştuğunda anlamıştım, bu kız Momo'ydu.

Tam cebimden çıkarttığım su tabancasını Momo'ya doğru tutup 'Benim, bir sorunun mu var?' diyerek havalı bir konuşma yapacakken Jeongyeon önüne geçti.

"Eğer Mina'yı istiyorsan önce cesedimizi çiğnemelisin!"

Bunları söylerken de bir yandan yanına gelmesi için Jihyo'ya eliyle işaret veriyordu. Jihyo benim elimdeki su tabancasını zorla alıp Momo'ya doğrulttuğunda Jeongyeon dinozor gibi kükremiş ve gözlerini Momo'nun üzerine dikmişti.

Sarı saçlı kız ikisinin hareketlerine sessizce kıkırdağında rezil olduğumuzu anlamış ve derin bir iç çekmiştim. Ayrıca rezil olduğumuz yetmiyormuş gibi meyve muamelesi görüyorduk. Bu şimdiye kadar yaptığım en kötü baskındı. Jihyo, sarışın kızın kendilerine güldüğünü fark ettiğinde Momo'ya doğrulttuğu su tabancasını indirmiş ve kıza dik dik bakmaya başlamıştı.

Bende bunu fırsat bilerek elindeki su tabancasını almış ve Momo'yu ıslatmaya başlamıştım. Momo elleriyle yüzünü kapatırken Jeongyeon "Bize bulaşırsan böyle olur işte." diyerek sırıtmıştı. (burasi simdiye kadar yazdigim en iyi duz yazi olabilir ama yasanilanlari hayal edince bi sey oldu ya)

Eğlencemiz uzun sürmeden alt kattan gelen bir sesle Momo'yu ıslatmayı bırakmıştım. Hepimiz bir süre kıpırdamadan öylece alt kata doğru bakarken birinin merdivenlerden yukarıya doğru çıktığını duyduk. Muhtemlen alt katta oturan birisi seslerimizi duymuştu ve hesap sormaya geliyordu.

En üst katta olduğumuz için yukarıya kaçamazdık. Momo'nun evinde saklanmaktan başka çaremiz yoktu. Bakışlarımı Momo'ya ve yanındaki sarışın kıza çevirdiğimde ne istediğimi anlamışlardı.

Momo elini içeriye gelin anlamında salladıktan sonra üçümüzde sessizce ayakkabılarımızı çıkartmış ve hızlıca içeri girmiştik.

Hepimiz salona girecekken Momo "Ben üstümü değiştirip geleceğim, siz keyfinize bakın." Diyerek bana sinirli ve üzgün karışımı tuhaf bakışlarla bakmış ve adımlarını başka bir odaya doğru yöneltmişti.

Pişman mıydım? Hayır.

Sarışın kız bizi salona götürdükten sonra mutfaktan üç tane bardak getirmiş ve masanın üzerindeki meyve suyunu bardaklara doldurup bize vermişti.

"Ben Nayeon bu arada, diğeri de Momo. Tanıyorsunuz muhtemlen."

Dedikten sonra kısa süreliğine bana bakmıştı.

"Bende Mina. Arkadaşın benim onu tanıdığım kadar olmasa da yakından tanıyor zaten beni."

Nayeon bana göz devirdikten sonra bakışlarını Jihyo'ya çevirdi.

"Ya sen, Daha önce karşılaştık mı?"

"Sanmıyorum, adım Jihyo" Diye Nayeon'un sorusunu yanıtlamış ve meyve suyundan bir yudum daha almıştı Jihyo.

Nayeon son olarak Jeongyeon'a döndüğünde Jeongyeon tek kelime etmemiş ve sadece Nayeon'un gözlerinin içine bakmıştı.

Nayeon bir süre aynı bakışlarla Jeongyeon'a baktıktan sonra kısık bir ses tonuyla konuştu.

"Jeongyeon?"

...

burda bitirmek istemezdim ama daha fazla ilerletemedim

sonraki bolumde muhtemelen olaylari momonun agzindan dinliceksiniz

bi de 2 ay olmus yb atmayali naber nasilsiniz hayatta misiniz

Game (L)over // 2YeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin