The Sunshine ¦ Taekook

2-Like Hera..

Dosyayı uzun bir süre daha inceledim. Sanki farklı birşey arıyordum. Yazanlardan fazlasını belki de...

"Jim, rica etsem Kim Taehyung'un hangi odada olduğunu öğrenebilir misin? Dosyada yok çünkü." Kaşları hafif çatık bir şekilde bana baktı Jimin. Sanki bir şey hatırlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı.

"Yoongi eklemiş olmalıydı özellikle hatırlatmıştım." Düşünceli bir ses tonuyla dediklerine karşı tekrar ona döndüm. "Belki de unutmuştur Jim bu kadar kafaya takma."

"Nasıl kafaya takmam ki biliyorsun ona karşı hislerimi. Başka birini düşünme ihtimali bile beni çıldırtıyor."Göz devirerek ona baktım.
"Aşk aptallıktır Jim. Sadece üzülürsün ve harap olursun. Hislerini karşılıklı zanneder umutlanırsın belki de ama yine de en sonunda hep üzülürsün çünkü karşındaki kişinin de bir insan olduğunu unutursun zamanla. Tanrıymışcasına bağlanırsın ona. Çok şey beklersin ondan. Çok üzer o seni ama gidemezsin Jim çünkü insan tanrısından ayrılamaz değil mi? Ondan umar, ondan bekler herşeyi. Umududur insanoğlunun. Kimseyi böyle sevme Jim çünkü sevilmezsen aşk bir eziyet olur. Saatlerce ağlarsın ve göz yaşların zamanla kor alevler gibi yakar tenini. Senin onu görmek istediğin sabahlara o başkalarıyla uyanır. Bunu bilirsin ama bırakamazsın işte. Aşk lanettir Jim. Sadece üzer. İster Hera'nın Zeus'u sevdiği gibi sev yinede aşkın karşılık bulamaz bazenleri. Tıpkı Hera gibi...
Aşkın yoldan çıkarır. Belki başkasının katili eder belki başkasını katil...
İhanet üzer en çok da. Yine de vazgeçmezsin ondan. Aşk izin vermez. Ne yeraltının tanrısı Hades durdurur ne de bilgelerin bilgesi kahinlerin kahini Martenus... Kör eder aşk. Yapma Jimin. İnan aşkın tatmaya değmiycek bir duygu olduğunu en iyi bir Hera bilir birde annem..." Sonlara doğru sesim kısıldı. Gözlerim buğulandı. Annem geldi aklıma. Çok severdi annem. Güzel severdi. Kendini asıcak kadar hemde. Beni bile unutucak kadar...

Kapıdan gelen hafif sesle kapıya döndüm ama tek görebildiğim uzaklaşan bir gölge olmuştu. Çatık kaşlarımla kapıyı izlediğini gören Jimin "Ne oldu?" der gibi baktı. Sadece "Yok birşey" demekle yetindim.

Ama her zaman ki gibi vardı birşey...

××××××××××××××××××××××××××××××××
Var mı birşey???