The Sunshine ¦ Taekook

6-Years Ago...

İlahi Bakış Açısı

"Patron." Yatağının kenarındaki camdan biricik sevgilisini izlerken odaya giren ajanına baktı adam. Bu hayatta sevgilisini emanet edebileceği üç kişi vardı.

Biri çocukluk arkadaşı olan Hoseok'du. İki ajanı buradayken o ise şirketindeki işleri yönetiyordu. Bir diğer ajanı Jin'di. Yıllarca yakın korumalığını yapmıştı adamın. Biri ise kız kardeşi Solar'dı. Sevgilisi adamı unuttuğu gibi en yakın arkadaşlarından birini de unutmuştu.

Hepsi adamın suçuydu. Hepsi sınır tanımamazlığının sonucuydu. Aşkı bir yanardağı gibi taşmış, önüne geleni yakmış, geriye küllerden başka hiçbir şey bırakmamıştı. O kurşun o gün biricik aşkının alnına gelmişti adamın küçük bir ihmalkarlığıyla. Belki amacı farklıydı adamın ama işte işler onun elinde değildir her zaman. Güzel bebeği kollarında kanlar içindeyken adam sadece bakabildi. Kendi gözünden sakındığı birtanesi onu unuturken sadece izleyebildi. Çaresizdi. Dünyanın dört bir yanından alanında uzman doktorlar getirdi ama çaresizdi. Sadece 22 yılını kurtarabildiler sevgilisinin. Birlikte geçirdikleri 2 sene yoktu artık hafızasında. O yoktu artık. Adam son iki senedir uzaktan izliyordu sevgilisini.

26 yaşına onsuz girmesini istemedi. Başkasıyla girmesinide. Hoş. Zaten 25. yaş günündeki arkadaşlarından sadece üçü yaşıyordu şuan. Dedim ya adam herkesten sakınıyordu sevgilisini.

"Evet Jin?" Bir yandan gözleri bahçede sinirden kıpkırmızı olan sevgilisindeydi. Jin'in sıradaki görevi de belli olmuştu tabii. Sevgilisini sinirlendireni bulmak. Sonrası tahmin edilebilir nitelikte zaten.
"Bay Jeon çiçekleri gönderen kişiyi bulmamı söyledi ve bende sizi söyleyemeyeceğim için biraz oyalandıktan sonra bulamadığımı söyledim. Biraz sinirli galiba." Minik bir tebessüm oluştu adamın yüzünde. Sevgilisi böyle küçük şeylere hemen sinirlenirdi hep zaten. "Jin benim
bahçeye çıkmam için olan vakit çoktan geldi değil mi?"

××××××××××××××××××××××××××××××