-- 1.BÖLÜM/ ENDONEZYA --

13 5 0
                                    

Teya Dora - Dzanum


           19.12.2023

Yine bir sabaha merhaba diyerek uyanıyorum tıpkı diğer sabahlar gibi. Buz ve soğuk kaldırımlarda geçiriyorum hayatımı. Çoğu insan sıcacık yataklarında, anneleri'nin yaptığı yemekleri yerken biz dışarıda ki çöplerden yemek arıyoruz. Benim adım Agnes ve size anlatacak olduğum Aynasızlar'ın hayat hikayesi.

Bizim hikayemizin geçtiği yer Endonezya Cire kenti Batı Cara Eyaleti. Güneşin doğmayı unuttuğu tek yer. 250 milyon nüfuslu bir ülke olsa bile çoğu insan yalnız ve mutsuz. Bizim ülkemiz mutsuzluğa ve yalnızlığa mahkum çünkü burada yasalar var, var ama öyle sizin bildiğiniz gibi değil maalesef. Burada aileler fazla çocuk sahibi olamıyor hatta bunun için her gün öğle saat 14.00' da duyurular gerçekleşiyor. Ülke'nin nüfusu çok fazla olduğu için nüfusu azaltmak adı altında bazı yasaklamalar getirildi. Fazla çocuk sahibi olmayı engelleyen yasal düzenlemeler, medya-reklam ve afişlerle artışın olumsuzluklarını anlatan panolar bile hazırlanıp halk'a sunuldu. Devlet en fazla iki çocuğa izin verdi üçüncü çocuğu yasakladı hatta doğuranların elinden yeni doğmuş bebeklerini bile alıp götürdüler ama bizim halkımız devletten habersiz daha fazla çocuk yapmaya başladılar. Koca kent bu sırrı devletten saklayabileceklerine çok fazla inanıyordu ama ne yazık ki böyle olmadı.Halk'ın bilmediği ama bizim bildiğimiz bir sır vardı her sene bazı aylarda sokakda ki çocukları toplayıp bir yere götürüyorlardı. Sokaklarda büyüdüğümüz için kimliğimiz yok daha doğrusu ailesi doğurduğu bebekleri büyümeden vefat ettikleri için yok. Bazılarımızın var ama devlet sokakda yaşayan çocuklara el koyduğu için zaten bir önemi yok kimse'nin de umurunda değil. Bu sebepten dolayı çok rahat bir şekilde çocuk-genç demeden sokak da yaşayanları asla geri gelmeyecek şekilde toplayıp götürüyorlar. Biz ve diğer çocuklar sıradakilerin kim olduğunu bekliyoruz.

Müthiş bir korku ve heyecan ile bekliyoruz ara sokaklarda çıkan her sesi onlar zannederek birbirimize sokuluyor bazen ise içimizden birisini seçip nöbet tutmasını istiyoruz ve o şekilde uyuyoruz. Aramızdan biri kaybolmasın ya da bizi almaya gelirlerse önceden haberimiz olsun kaçalım diye bu nöbetleşme sırasına mahkumuz. Bizim yaşıtlarımız mışıl mışıl uyurklen biz ise her günümüzü korku ve açlık içinde yaşıyoruz tarif edemediğim diğer duygular da içinde.

MUTANTLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin