Beomgyu-Soobin
Soobin:
nasılsın bakalımBeomgyu:
evde tek başıma kafayı yememek için tüm evi temizlediğimi varsaymazsak iyiyim ya senSoobin:
iyiyim
sana uğraş getirebilirim istersenBeomgyu:
YUJINI MI GETİRECEKSİNSoobin:
aslında kreşten sen alabilir misin diyecektim
benim küçük bir işim varBeomgyu:
alırım da
ne işin varSoobin:
bu soruyu cevaplandıramıyoruz maalesefBeomgyu:
beni böyle meraklandırırsan gider öğrenirim
senin yujin ve iş dışı ne işin olabilir ki yaSoobin:
bilemiyorumBeomgyu:
YEONJUN
YEONJUNLA BULUŞUYORSUN DEĞİL MİSoobin:
evet..
geçen gün size geldiğimizde kulaklığını arabada düşürmüş onu vereceğimBeomgyu:
sonra da takılacaksın tabi
yoksa o 2 dakikalık işSoobin:
arkadaşça tamamen
kahve içmek istediBeomgyu:
AYNENNN askım arkadaşça
sen yıllardır sevgili yapmayınca flört özelliklerinde kapanmışSoobin:
herhangi bir şey istemediğim için olabilir miBeomgyu:
of soobin bana bari yapma
seni 10 yaşından beri tanıyorum ya ben
yeonjundan hoşlanmasan da etkileniyorsunSoobin:
şimdi kafamı kuma gömeceğim teşekkürler
etkilenmiyorum yok😔Beomgyu:
liseli soobin şu an salyasını bile akıtırdıSoobin:
pisleşmeBeomgyu:
YALAN MI
tam senin tipinSoobin:
ben gidiyorum🧍🏻♀️Beomgyu:
soobin salaksın tam biliyorsun di mi
kaç bakalım••
"Americano'yu bu kadar seviyor olman beni her seferinde şoke ediyor."
Yeonjun söylediğim şey ile sırıtıp kahvesinden bir yudum daha aldı. Şu an han nehrinin etrafında kahvelerimizi içerek yürüyorduk. Kulaklık için buluşma bahanesi yine bir şekilde beraber vakit geçirmemize neden olmuştu.
"En çok americano sattığınızı sanıyordum."
Başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. "Öyle ama çevremde içen pek kişi yok. Sadece Taehyun bazen tercih ediyor. Ben henüz o seviyeye geldiğimi sanmıyorum."
"Taehyun ve Beomgyu sevgililer değil mi?"
"Evet. Üniversiteden beri beraber oldukları için artık onlaro evli kabul ediyoruz. Gittiğimiz evde de ikisi beraber yaşıyor. Cidden evli çift gibiler."
"Hepsiyle üniversiteden mi taşınıyorsun?"
Başımı hayır anlamında salladım. "Beomgyu ile ortaokuldan beri arkadaşım. Taehyun ve Hyuka'yı ise Beomgyu sayesinde üniversitedeyken tanıdım. Hyuka ve Taehyun arkadaşlardı. Beomgyu ve Taehyun'ın sevgili olması bizi birleştiren şey oldu kısacası."
Gün batımına yakın hava pembe tonlarını almaya başlamış ve ortama hoş bir hava katmıştı. Yeonjun kahvesini bitirdikten sonra benim de bitirmemi bekleyip boş olan karton bardakları çöpe attı.
"Özel olacak ama üniversitede ne okuduğunu sorabilir miyim?" Sorusu yutkunmama sebep oldu. Zamanında okuduğum bölümü söylemek her zaman o anları hatırlatıyordu.
"Mimarlık ama son yıl devam etmedim. O yüzden elimde bir diploma yok."
Yeonjun'un bir anda omzuma kolunu atması ile irkilmiştim "Seni ilk gördüğümde ünlü biri olabileceğini düşünmüştüm." Yeonjun'un sözleri şaşırmama neden oldu. Yaşlı teyzeler elbet yakışıklı olduğumu söylüyorlardı ama ondan duymak garipti.
"Ben senin hâlâ ünlü olmadığından şüpheliyim. Dans etmek ve doktorluk dışında modellik de yapıyorsun değil mi?" Sorum ile başını hafif geri atarak kahkaha attı. Yeonjun'u güldürmek güzeldi.
"Bu beni yakışıklı bulduğun anlamına mı geliyor?" diye sorması ile vücudumu kaplayan o garip duygu geri gelmişti. Yüzümün kızarmamasını umarak onun gibi güldüm.
"O zaman sen de beni yakışıklı buluyorsun." diyerek ona karşılık verdim.
Onun kısa bir "Evet." cevabı o an kahveyi hâlâ içiyor olsaydım püskürtmeme bile neden olabilirdi. Yine de vücudumu kaplayan mutluluk her şeyin önüne geçti. Beomgyu'nun dediği gibi Yeonjun'dan kesinlikle etkileniyordum ama bunu kendime kabul ettirebilecek cesaretim asla yoktu.
O an omuzlarıma konan ceket ile ilgimi yeniden Yeonjun'a vermek zorunda kalmıştım. "Kendine hiç dikkat etmiyorsun Soobin." dediğinde itiraz etmek için ağzımı açtım ama "İtiraz etme lütfen. Hasta olmanı istemiyorum." diyerek ceketi üzerime giymemi sağlamıştı.
Yine de "Sen üşürsün." dedim. Başını sallayarak beni reddetti. "Üşümüyorum merak etme. Harika bir baba olduğunu biliyorum ama kendine de dikkat etmen lazım. Neyse ki bundan sonra seninle ilgilenebilecek birine sahipsin." diyerek kendini gösterdi.
Yeonjun kesinlike benim ayarlarım ile oynamayı seviyordu. Kendimden çok Yujin'i düşündüğüm doğruydu. Bunda herhangi bir sorun da yoktu. Gerekirse her şeyimi Yujin'e verebilirdim ama uzun bir sürenin ardından ilgilenen değil de ilgiyi alan kişi olmak garipti.
Hava tam olarak karanlığa büründüğünde beraber Yujin'i almış ve sokaklarımız ayrılıncaya kadar yine beraber yürümüştük. Yujin, Yeonjun'un etrafımızda olmasını seviyordu. Bu durum beni mutlu eden sebeplerden biriydi.
Yeonjun verdiği ceketi almamış ve onunla eve gitmemi sağlamıştı. Ceket tamamen Yeonjun'un kokusunu taşıyordu. Aromatik ve odunsu bir kokuydu ama bir o kadar da zarif olduğunu söyleyebilirdim. Ceketi vestiyere asarken yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım.
••
oy vermeyi unutmayın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
How to love, Yeonbin
FanfictionSoobin'in hayatta en önem verdiği şey oğluydu. Ta ki Yeonjun hayatlarına girene kadar..