Abdülkerim Bardakçı - Örgü

445 17 9
                                    



Beril'in bakış açısı

Çocuğumuz olduğundan beri Abdülkerim'le hayatımız çok değişmişti. Hem de her açıdan. Alina doğduktan sonra hayata daha pozitif bakmaya başlamıştım ve küçük kızımla vakit geçirmek çok hoşuma gidiyordu. Abdülkerim'de daha sorumluluk sahibi ve korumacı bir insan haline gelmişti. İkimize de herhangi bir şey olmasın diye elinden geleni yapıyordu. Fakat bunların yanı sıra çocuk sahibi olmak bizi çok yoruyordu. İkimizin de çok yoğun programları vardı ve bunun yanı sıra bir de bebeğe bakmaya çalışıyorduk. Bir süre sonra ikimizin de sosyal hayatı kalmamıştı. Yanlış anlaşılma olmasın çocuğum olduğu için çok mutluyum fakat bazen arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları özlüyordum.

Abdülkerim bunu anlamış olacak ki bugün Alina'ya onun bakacağını benim de gidip biraz arkadaşlarımla vakit geçirebileceğimi söyledi. Bende hemen arkadaşlarıma haber verdim ve küçük bir buluşma ayarladım. Ayarlar ayarlamaz da üstümü giyinmeye gittim. Hem şık hem de rahat bir kombin yapıp kocamın ve kızım olduğu otuma odaya gittim. Beraber oturdukları koltuğa oturup ''Hayatım ben çıkıyorum.'' dedim. ''Tamamdır. İyi eğlen aşkım. Bunu hak ediyorsun.'' dedi. Önce Abdülkerim'in sonrada 4 yaşındaki küçük kızımın yanağını öptüm. '' Sizi çok seviyorum.'' dedim ve evden çıktım.


Abdülkerim'in bakış açısı

Alina ile evde baş başa kalmıştık. Aklımda yapabileceğimiz bir çok şey vardı. ''Evet bebeğim ilk parka mı gitmek istersin yoksa alışveriş yapmaya mı?'' soruma ''Parkaa'' diye bağırarak cevap vermişti. Alina yaptığı her hareketle beni kendine daha çok aşık ediyordu. Beril ile tanışana kadar baba olmayı pek düşünmemiştim ama o bütün fikirlerimi değiştirmişti. Ve şimdi dünyalar tatlısı bir kızım vardı ve onu parka gitmeye hazırlıyordum. İkimizde havaya göre hazırlandıktan sonra evimize en yakın parkın yolunu tuttuk.

Parka gelir gelmez Alina koşarak salıncaklara gitti. ''Baba beni sallar mısın?'' Kafamı salladım ve gülümseyerek yanına gittim. Uzun bir süre salıncakta sallandıktan sonra bana sıkıldığını ve kaydıraktan kaymak istediğini söyledi. Bende biraz onu kendi başına bırakmaya karar verdim ve yakındaki banklardan birine oturup onu izlemeye başladım. Çok geçmeden kendine bir arkadaş bulmuştu. İster istemez biraz konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. Alina ''Benim babam çok ünlü bir futbolcu biliyor musun? Bak hatta surda.'' diyerek beni gösterdi. Bende onlara el salladım. İkisi de bana geri el sallayıp oynamaya geri döndüler. Bir süre sonra karnım acıkmaya başlamıştı. Alina'nın da acıkmış olabileceğini de düşünerek ona artık gitme vaktinin geldiğini söyledim. Ve arabaya binebilmek için evin yolunu tuttuk.

Arabaya geldiğimizde Alina'yı araba koltuğuna oturttum ve bir şeyler yemek için alışveriş merkezine gittik. En sevdiğimiz restorana gittik ve baba-kız güzel bir yemek yedik. Yemek yedikten sonra da oyuncakçıya gittik. Alina hiç vakit kaybetmeden ne istediğini bulmuş gibi gözüküyordu. Elinde peluş bir kediyle koşarak yanıma geldi. ''Baba bunu alabilir miyiz lütfen!'' dedi. Öyle tatlı bakıyordu ki hayır demek imkansızdı. '' Olur tabii. Hadi gel parasını ödeyelim.''

Eve döndüğümüzde Alina'nın enerjisi hala bitmemişti. Ve ben biraz da olsa yorulmaya başlamıştım. '' Alina neden oturarak bir şey yapmıyoruz. '' diye bir öneri sundum. '' Saçlarını örebilir miyim?'' Ne kadar istemesem de sakinleşmesi için kabul ettim ve saçlarıma ulaşabileceği şekilde önüne oturdum.


Tekrar Beril'in bakış açısı

Uzun bir süre sonra kızlarla buluşmak çok hoştu fakat sıkılmaya başlamıştım ve ne yalan söyleyeyim kızımı çok özlemiştim. Bu yüzden bir bahane bulup yanlarından ayrıldım. Arabamı park ettikten sonra Alina'nın uyuyor olma ihtimaline karşı sessizce eve girdim. Oturma odasından çizgi film sesleri geliyordu. Yavaşça oturma odasına girdim ve hayatımda gördüğüm en güzel manzarayla karşılaştım. Alina babasının omuzlarına oturmuş saçlarını örmeye çalışıyordu. Alina beni fark eder etmez ''Anne bak babamın saçını ördüm. Aynı senin bana yaptığın gibi.'' Yanlarına gittim ve Alina'yı kucağıma aldım. Yanağına bir öpücük kondurup ''Aynen öyle anneciğim. Babanla eğlenmiş gibi gözüküyorsun.'' Kafasını heyecanla salladı ve bana bugün yaptıkları her şeyi anlatmaya başladı. Bir süre sonra da yorulmuş olmalı ki esnemeye ve gözlerini kaşımaya başladı. Çok geçmeden kucağımda derin bir uykuya daldı.

''Düşündüğümden daha erken döndün?'' Abdülkerim'in sorusuyla düşüncelerimden ayrıldım. '' Biraz sıkıldım ve bebeğimi özledim. Neden döndüğüme memnun olmadın mı?'' dedim alaycı bir sesle. ''Yo hatta baya mutlu oldum. Uzun zamandır böyle vakit geçiremiyorduk.'' Başımı salladım ve bende başımı onun omzuna yasladım. '' Bugün sana yine ne kadar minnettar olduğumu hatırladım. Sen olmasaydın baba olmak nasıl bir şey büyük ihtimalle bilemeyecektim.'' Cümleleri içimi ısıtmıştı. '' Çok tatlısın ama ben de sana ne kadar teşekkür etsem az. Alina gibi bir kızımız olduğu için .'' dedim ve daha çok ona sokuldum. ''Seni çok seviyorum.'' ''Bende seni çok seviyorum.'' dedim ve dudaklarına bir buse kondurdum. İyi ki birbirimizi bulmuştuk.




Tekrardan merhabaaa. Nasılsınız?? Umarım hepiniz iyisinizdir. Yılbaşından önce bir bölüm yayınlamak istedim ve Abdülkerim istenmişti. Aslında bir tane daha yazmayı planlıyorum belki yayınlarım.

Eğer yayınlamazsam hepinizin yılbaşı şimdiden kutlu olsun. Umarım bu yıl size sağlık, mutluluk ve başka ne istiyorsanız ondan getirir.

Bu arada umarım bölümü beğenirsiniz. Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın <333333


Football One-ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin