Gece sokak lambalarının altında, Ahu nereye gittiğini bilmeden yürüyordu. Bakışları, anlam veremediği bir gerçeği kavramaya çalışan dalgın gözlerle doluydu. Öğrendiklerine inanmıyordu genç kız. Hayatın dengesi birdenbire sarsılmıştı ve etrafındaki her şey bulanıklaşmış gibiydi. Yürüdüğü karanlık sokaklar, içsel karmaşasını yansıtan bir labirentti sanki, attığı her adım onu aslında kabullenmek istemediği bir gerçeğe götürüyor gibiydi. Geceye karışan çaresizlik, onu daha da derinlere çekiyordu. Yürüdüğü yollar, bilinmeyen bir geleceğin kapılarını aralıyordu, ama kızın içindeki belirsizlik, bu kapıların ardındaki sırları çözmek için yeterince cesur olup olmadığını sorguluyordu. Belirsizlik içinde biraz olsun netlik bulma umudu, genç kızın adımlarını yönlendiren bir pusula gibiydi.
Gece, Ahu'nun bira şişesini yere düşürmesiyle titredi. Sanki bu an, beklenen bir patlama gibiydi; genç kızın dudaklarından bir küfür döküldü ve olduğu yerde ağlamaya başladı. Bu hastalığıyla mı ilgiliydi yoksa sarhoş olduğu için miydi emin değildi ama her ikisi de onun için korkunçtu zaten.Boş sokakta yankılanan adım sesleri bile Ahu'yu etkilememişti. Genç kız yanına yaklaşan yabancıdan habersiz ağlamaya devam ediyordu.
"Kırılmamış bu, ağlanacak bir şey yok." Ahu varlığından habersiz olduğu yabancının sesini duyunca akmış maskarasını silip ona baktı."İçmeyeceksen ben alabilir miyim?" Ahu'nun cevabını beklemeden, yabancı şişeye uzandı. Az önce ağlamaya başlayan genç kız birden ciddileşip yabancının eline vurdu.
"Tanımadığın insanların içeceklerini içme. Binbir türlü hastalık var." Yabancı gülümsedi ve genç kızın uyarısına rağmen şişeyi yerden alıp ağzına götürdü.
"Sokaklara ait gibi durmuyorsun, sıkıntı olacağını sanmam." Ahu duyduğu şeylerle saşkınlık içinde kaşlarını kaldırıp küstah yabancıya baktı.
"Tanımadığın her insanla böyle mi konuşursun? Bu zamana kadar dayak yememene şaşırdım." Yabancı adam diklediği şişeyi yere bırakıp dalga geçer bi tonla konuştu.
"Genelde tanımadığım insanlarla çok farklı şeyler yaparım ve senin aksine çok daha keyif verici şeyler söylerler. 'Evet Ediz, devam et' gibi." Ahu yaşadığı duygular yüzünden renk değiştirmeye başlarken bu gece daha kötü gidemezdi diye düşünmeye başladı. Şuan belki de çekip gitmesi en doğrusu olabilirdi onun için ama hissettiklerinin acısını tanımadığı bu adamdan çıkarmaya çoktan karar vermişti.
"Görünen o ki hastalık kapmaktan korkması gereken benmişim." Ediz yaşananlardan keyif almaya devam eder bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu.
"Merak etme, ben ağzımın tadını bilirim." Ahu, çantasını düzeltip yerdeki şieye uzandı. Kararlılığı adamın alaycı sözleri yüzünden çoktan değişmişti. Derin bir iç çekip uzaklaşmaya başlamadan önce konuştu.
"Seninle bu tartışmaya giremeyecek kadar bıkkınım şuan." Ahu adımlarını bu sefer bildiği ve tanıdık bir rotaya yönlendirirken arkasından bağıran adamı duymazlıktan geldi."Şişe kalsaydı, hasta falan olursun aman diyeyim." Ahu gözlerini devirip solunda duran çöp kutusuna şişeyi fırlattı ve kendi kendine mırıldandı ve ezbere bildiği yola devam etti.
"Hastayım zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Latibule
Teen FictionEdiz, gözleri Ahu'nun içine bakarken, bir anlığına suskunlaştı. Ahu'nun dudakları, kelimelerle anlatılamayacak bir hikayeyi dile getirecek gibiydi. "Ediz, seninle tanıştığımda tamamen kaybolmuştum ama şimdi biliyorum ki ben seninle kendimi buldum." ...