e

91 23 90
                                    

çantamla birlikte restoranın içine girdim. Lucas tezgaha yaslanmış bana bakıyordu.

"günaydın."

"günaydın."

tezgahın arkasına geçip üzerimdekileri askıya astım. önlüğümü takıp ellerimi yıkadıktan sonra Lucas'ın yanında yerimi aldım.

karşı duvarda asılı olan saate baktıktan sonra dışarı döndüm. kısa saçlı kız birkaç dakika içinde yurttan çıkacaktı. yani, iki haftadır bu saatlerde çıktığı için çıkması gerekiyordu.

açılan kapı sesi ile o tarafa döndüm. onu görmemle gülümsemiştim. yine yanındaki iki kızla birlikte durağa ilerliyordu.

"ne zaman gidip konuşacaksın?"

Lucas'a döndüm.

"kimle?"

"iki haftadır izlediğin kızla Johhny, kimle olabilir?"

"ha, onunla mı? bilmiyorum."

otobüse binerken onu izlemeye devam ediyordum.

"artık konuş bence."

"ne diyeceğim ki?"

"uzun süredir sap olduğunu bu kadar belli etme be çocuk."

"diyene bak."

birkaç saniye sinir bozucu bakışlarını atıp devam etti.

"git numarasını falan iste, belki instagram hesabını."

kaşlarımın altından ona baktım.

"bilmiyorum Lucas, çok ulaşılamaz biri gibi duruyor. beni reddetmesini istemiyorum."

"istemeden seni reddedip reddetmeyeceğini bilemezsin ki."

"sanırım bir süre daha bekleyeceğim."

"sen bilirsin. ama geç kalmamaya çalış."

"neye?"

"bu dünyada onun için bir tek sen yoksun Johhny. biri senden önce davranabilir."

kafamı sallayıp başımı tezgaha yasladım.

                                                                    ☆☆☆

birinin bu yazara nasıl uzun bölüm yazıldığını hatırlatması lazım :)  

nineteen winter • johnny suhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin