qe

35 12 67
                                    

yağmurlu bir öğleden sonrasıydı. sonbaharın son günlerini yaşıyorduk artık. restoranın şöminesinde yanan odunları izliyordum. yağmur yüzünden restoran boş sayılırdı. cebimden telefonumu çıkarıp saati kontrol ettim. Lara kısa bir süre sonra dersten gelirdi. yaslandığım tezgahtan kendimi ittim. personel askısından şemsiyemi alıp önlüğümü oraya astım.

"biraz dışarı çıkacağım ben."

Lucas kafasını kaldırıp bana baktı.

"nereye?"

"uzağa değil. az sonra dönerim"

restoranın kapısını açtım. Lucas normalde bir sürü soru sorsa da bu sefer başını sallamıştı sadece. şemsiyemi açıp durağa doğru yürüdüm. boş oturma alanına oturup beklemeye başladım. birkaç dakika sonra otobüsü görmüştüm. önümde durdu. birkaç kişi ile birlikte onun da indiğini gördüm. eliyle saçlarının ıslanmasını engellemeye çalışıp durağın altına sığındı. beni fark etmemişti. yağmur arttığı için muhtemelen nasıl yurda yürüyeceğini düşünüyordu. hafifçe gülümseyip yerimden kalktım. şemsiyemi tekrar açıp ikimizin üzerine tuttum. önünden aşağı akan damlaları görünce kafasını çevirip bana baktı. birkaç saniye şaşkınca baktıktan sonra hızlıca kulaklığını çıkardı.

"ah, merhaba."

gülümsedim.

"merhaba."

şemsiyeme ve bana baktı.

"sen-"

"seni bekliyordum."

duraksadı. bunu beklemediği belli oluyordu. gülümserken devam ettim.

"yurda giderken ıslanmanı istemedim."

"ah.."

bir süre sessizlik oldu.

"bu saatte geleceğimi nereden biliyordun?"

"biliyorsun, internetten hukuk fakültesinin ders programını bulmak zor değil."

"ah, doğru.."

"peki.. sana yurda kadar eşlik etmeme izin verir misin?"

hala şaşkın olan büyük gözleri ile bir süre bana baktı. dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra hafifçe başını salladı.

"olabilir sanırım."

gülümsemem büyüdüğünde o da hafifçe gülümsemişti. elimle geçmesini işaret ettikten sonra aynı şemsiyenin altında birlikte ilerlemeye başladık. Tanrım.. şu an Lara'nın yanında yürüyorum..

karşıya geçtikten sonra restoranın önünde yürümeye devam ettik. yurdun önüne geldiğimizde durduk. bana doğru döndü.

"bu.. cidden hoştu."

utangaç bir şekilde konuştuğu için tatlı görünüyordu.

"hoş bir kadın hoş davranılmayı hak eder."

gülümsedi.

"teşekkür ederim."

"rica ederim."

bir süre sessizce durduk. yağmur damlaları şemsiyenin kenarlarından aşağı akıyordu. zaman durmuş gibi bir andı. ikimiz tek şemsiyenin altında birbirimize bakıyorduk.

birkaç saniye sonra konuştu.

"ben artık içeri gireyim."

başımı salladım. o da hafifçe başını salladıktan sonra telefon kılıfının arkasına koyduğu öğrenci kartını çıkarıp kapının dedektörüne okuttu. kilit açıldıktan sonra kapıyı tutup bana baktı.

"tekrar teşekkür ederim."

"rica ederim."

"o zaman-"

"yarın görüşürüz."

gülümsedim. başını sallayıp içeri adımladı. girmeden önce son kez bana bakıp el salladı. o girdikten sonra az önce ona el salladığım için yukarıda olan elim ile birkaç saniye durdum orada.

restorana geri döndüğümde Lucas beni süzmüştü. ama bir şey demeden müşteriler ile ilgilenmeye devam etti.

şemsiyemi kuruması için bir yere bıraktıktan sonra önlüğümü giyip az önce restorana giren kıza doğru ilerledim.

"hoşgeldiniz."

☆☆☆

kaç ay oldu bilmiyorum ama, karşınızda nineteen winter'ın yeni bölümü :)

kalp♡

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

nineteen winter • johnny suhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin