Yine.Yine ve yine burdayım işte.Aynı mezar,içinde yatan ceset aynı, aynı sonsuz uykusunda,aynı gözyaşları,aynı geliş sebebi ve aynı ben.O günden bu güne gram ilerleme gösterememiş,aynı yerde çakılıp kalmış ve olduğu yerde dönüp dolaşan bir çöp parçasından başka bir şey olamayan ben.
Şuan nerede olduğumu,mezarın kime ait olduğunu,oraya neden gittiğimi ve neden böyle düşündüğümü sorguluyorsunuzdur muhemelen.
Bunların cevabını tabii ki alacaksınız ve bunun için de tabii biraz olayların nerede başlayıp geliştiğine bir göz atmamız gerek.
~~~
Öncelikle adım Beomgyu.
Henüz 22 yaşlarında,küçüklüğünden beri hayali dedektif olmak olan ve tabii ailesinin biricik tek çocuğu olduğu için buna izin verilmeyen,üstüne zorla mimarlık okuyan bir genç işte.Ne kadar sıkıcı değil mi?
Ama tüm iş bununla sınırlı kalsaydı sıkıcı bir hayata kesinlikle razı oldurdum.
Size soyadımdan bahsetmedim değil mi?
Soyadım "Choi".Aslında soyadların çok da bir olayı yoktur.Tabii aileniz ünlü listesinde değil ise.Şunu da ekleyeyim ailemin normal bir ünü yok maalesef.Yani en azından benim açımdan baksaydık öyle olurdu.Maalesef bu hikayede isimleri bile geçmeyecek olan hikayenin "halk" ve "insanlar" tarafı benim açımdan göremediği için işler çok da o şekilde ilerlemiyor.Ailem dünayaca ünlü CHB Holding'in sahibi.Nesillerdir birbirine miras ile bırakılmış bir şirket işte çok bir olayı yok.Tabii dediğim gibi benim bakış açımdan bakana kadar.Açık konuşmak gerekirse şirketin başındaki adam(babam olur kendisi),kana susamış,gözü intikam ateşi ile yanıp tutuşan bir katil aynı zamanda.
Ah...katil demek yeterli gelmez,detaya ihtiyacınız var değil mi? Mafya işlerinden çok anlamam ama mafya çetesi başı diyelim biz ona.Ve tabii zorla "dedektif olma" hayalimden alıkonma durumumun nedenini de anlamışsınızdır.Mafya babasının oğlu,üstelik tek çocuk ve hayali dedektif olmak...
Anlamışsınızdır belki de ama yine de ufak bir üstünden geçeyim.Mafya babası olan babam,dedem tarfından tek erkek çocuk olduğu için gelecekte hem şirketin hem de çetenin başına geçmesi amacıyla yetiştirilmiş doğal olarak.Tabii ben de hem tek hem de erkek çocuk olduğum için babam dedemden ne gördüyse beni de öyle yetiştirecek ve tabii benden hayallerimin peşinden gitmek yerine mafya babası olmamı bekleyecek.
Tabii bu da klasik mafya kitaplarından anlayabileceğiniz bir şey.
Her neyse çok uzatmayalım,benim hakkımda biraz daha bilgi okursanız bu hikaye ilerleyemez.
Size biraz da Kang Taehyun'dan bahsedeyim."Ne alâka konudan konuya geçme"diyebilirsiniz.Ama hikaye bu adam yüzünden biraz değişmek zorunda kalıyor.
~
Her zamanki gibi sıkıcı günlük rutinime uyanmıştım.Uyanır uyanmaz odamın penceresinden içeriye "uyan artık bak ben doğalı çok oldu" dercesine yuzume vuran korkunç güneş ışığı ile yorganımı üstümden attım.Kendime gelmek için yüzümü yıkamaya banyoya gidecektim ki dün babamın bana sergilediği sevgi gösterisi sağolsun,ayağa kalkar kalkmaz vücudumu saran korkunç ağrılar sonucu kendimi yerde buldum.
Ah bu adamın üstümde bıraktığı psikolojik etkileri geçtim işi fiziksel boyuta getirmesi beni çileden çıkartıyordu.
Odamın kapısının kilit sesini duyar duymaz ayaklanmaya çalıştım ama nafileydi.
Tahmin ettiğim gibi "babam"gelmişti.
İçimden geçenleri okuyamaması için dua ettim ve yatağımdan destek alarak yerimde doğruldum."Bu kadarını da kaldıramıyorsan kendine erkek demekten utanmalısın"
Diye girdi söze.
Ya da sözleriyle bana mı girdi desem..."Size de günaydın efendim"
'Efendim' dedim çünkü her akşam adamları ile beni hırpalayarak güçlü bir 'adam' olacağım düşüncesinde olan babam,bu tür fiziksel acılara katlanamayıp mızmızlandığım için beni utanç kaynağı olarak görüyordu.Tabii utanç kaynağı olmamın sebebi bununla sınırlı kalmıyordu.
Biliyorum benden tiksineceksiniz ama kusura bakmayın maalesef ben eşcinselim.Halkın deyimiyle 'ibne'."Günaydın diyor bir de.Öğlen oldu seni velet,yaralarına baktırıp okuluna gidiyosun ve döndüğümde eğitimini aksatmadığından emin olacağım."
dedi ve odayı terk etti...Söylemiş miydim? Bipoları var galiba.Ağzımı burnumu dağıttığı akşamın sabahı gelir ve tedavi olduğumdan emin olurdu.
Her neyse kuklası olduğum için dudağımdaki ve kaşımdaki patlaklara baktırdım,ayrıca görünmeyen yerlerimdeki morluklara da biraz buz tutup merhem sürdürttüm(evet sürdürttüm,evimizde doktorumuz bile var 'babam'sağolsun,sonuç olarak evde devamlı yaralanan birileri var...).
Daha sonra babam tarafından atanan şoförüm ve kişisel korumam olan Soobin beni okuluma bıraktı.Kendisi o evde tarafımda duran tek şahsiyet olur.Hakkını asla ödeyemem.
Her neyse,baya önce bahsettiğim Kang Taehyun ile yollarımız burda çakışıyor.
Aynı bölümdeyiz maalesef.Maalesef dememin nedeni babam o çocuğu bana rakip görüyor.Çocuk da az zeki değil ne yapsa birinci.Tabii ayrıca baş düşmanımız olan başka bir mafya babasının oğlu...
Sonuç olarak babam bizi kıyaslayıp duruyor.Okula gelir gelmez 12.35 dersine yetişemeyince 13.00 dersini bekleme kararı aldım ve kafetarya tarafına yol aldım.Evde yediklerimi geri boşaltınca okulda besleneyim bari dedim.A-aa bak sen şu işe,muhteşem Taehyun'umuz da burdaymış.Muhteşem şansıma sövecekken yanında oturan ultra yakışıklı abisine kaydı gözüm.Tabii gözümün kaymasının nedeni sadece yakışıklı olması değildi.İbne falanız tamam da her yakışıklıya da vurulmayız yani.Öyle olsaydı ne kadar nefret etsem de yakışıklı olduğu gerçeğini değiştiremeyecek olduğum Kang Taehyun'a düşerdim ilk görüşte.Her neyse,gözümün o tarafa takılmasının sebebi adı Minho olan ultra yakışıklı abisinin eli ile bana 'gel gel' hareketi yapmasıydı...
Lanet olsun yine başlıyoruz.Şunu söyleyeyim abisi ikimizin de aynı tip babaya sahip oluşumuzdan dolayı ne zorluklar çektiğimizi biliyordu ve bir şekilde kaderin ikimiz için de benzer olduğuna inanıyordu.Bu yüzden ikimizi yakınlaştırmaya çalışıyordu hep.
Tabii KangTaehyun muhteşem karizmasını bozup bir ibneyle konuşmayı reddediyordu.
*Çok da bayılıyorum sana ben paşama bak*
Diye içimde geçirirken abisini kırmama amaçlı oturdukları masaya ilerledim."Başladı benim okuldaki mesai..."
--------------------------------------
selamm oncelikle ilk defa fic yazdigimi belirtmek isterim.aslinda yazmadan once cok kafama oturmamisti ama simdi tam olarak olmasa da az bi seyler kafamda oturmaya basladi.bi kac bolum yazdim taslaklarda bekliyo aslinda daha cok biriktirip yayinlayacaktim ama dayanamadim.ek olarak beom'un bakis acisindan yaziyorum ama bi ara ilahi bakis acisindan yazmayi dusunmustum ki bu karardan vazgectim cnk 3bolum coktan yazmistim degistirmeye de cok eriniyodum...
her neyse muhtemelen cok okunmayacak bi seri ama yine de yaznak istedim sonraki bolum gorusruzzz♡♡yazip yayinladiktan yaklasik 1saat sonra 2.duzenleyisim sondaki not için.fark ettim de cok klise ama olsun yazasim varken yazim dedim✌🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma chérie~Taegyu
Fanfiction"Senden nefret etmiyorum." ▪︎ Uzun süredir nedense benden nefret ettiğini düşündüğüm bu çocuktan sürekli bu kelimeleri duymak,artık garip hissettirmekten çok; tanıdık bir his veriyordu...